Freud: Veba getiriyorum
29 Ağustos 1909 yılında Sigmund Freud, Carl Junk ve Sandor Ferenczi ile gemi yolculuğuyla New York limanına varır. Freud şöyle söyler: “They don’t realize we are bringing then the plaque”
Yani; “Bizim onlara veba getirdiğimizin farkında değiller.”
Amerikan toplumunun ahlaken çökmesinin ve Avrupa’ya
yayılması Freud ile başlamış ve yeğeni Edvard Louis Bernays halkla ilişkiler
tekniği ile, medya ve Hollywood desteği ile toplum, işin içinden çıkılmaz bir
yöne sokulmuştur.
Sigara ve içki şirketlerinin fonladığı filmlerde, kadınların
sigara ile poz vermeleri, ellerinde içkili halde sosyal hayata adım atmaları vb
görüntüler halk üzerinde çok etkili olmuştur.
Her firma kendi müşterileri ile övünür ve onarın üzerinden
kendi reklamını yapar. Ama hiçbir içki firması alkol komasına giren, kazalar
yapan, alkollü iken intihar eden müşterilerini hiçbir zaman göstermez.
Sigara içen kadınlar, feminizm akımının etkisi ile,
yaktıkları sigaralarla özgürlük simgesi adı altında bu salgını dünyaya yaydı.
1912 yılında Jack London Kızıl Veba yazısı ile, nüfustaki,
bilim ve teknikteki, ekonomideki büyümenin büyüsü ile gözlerin kamaştığı bir
çağda, medeniyetin kırılganlığını hatırlattı.
Milyonlarca insanın doldurduğu şehirlerin ve ıssızlığa teslim
olan kırların oluşmasını ortaya koydu.
Sadece nüfusun değil bilginin, üretimin, dilin kayboluşunu,
eski medeniyetlerin unutulmasını anlattı.
Yazdıkları bugün seyircisi değil, bizzat aktörü olduğumuz
dünyayı anlatır.
Bir zamanlar veba vardı. Korkunç bir hastalıktı.
Bakteriyologlar vebaya yol açan mikrobu keşfettiler. Onun hakkında her şeyi
öğrendiler. Resimlerini bile çizdiler. Ben resimlerini gördüm. Fakat vebayı
öldürmenin yolunu bulamadılar.
Nasıl bir veba ise dünyanın ahlaki, vicdani, dini, kültürel,
dilini, moralini yok eden bir salgın…
Demek Freud, dünyaya vebayı gerçekten yaymış.
Muhalefet ABD’den gelen hakla ilişkiler, medya, reklam ve propagandaya,
milletin özünü tanımayan vebalı kurumlara bel başlamışken, Allah sizlere seccadeye
ayakkabı ile bastırır. Hayrihi ve şerrihi min Allahu Teala… Daha bir çok yanlışlıklar
yaptırır…
Cyrano de Bergerac da hayatı boyunca savaşarak, kahramanca
ölmeyi arzu etti.
Ama yolda giderken kafasına düşen kalas ile öldü.
Edvard Bernays 1929 yılında kadınların sigara içmesini
yaygınlaştırmış, 1950’lerde United Fruit Company ile çalışırken Guatemala’da
demokratik yollarla seçilen kişiyi, CIA ile darbe yapma işini de organize etmiştir.
Türkiye’ye gelen ve en son Paris’te görüştüğüm ekonomik
haberler gazetecisi arkadaş Pierre Jovanovich diyor ki, CIA’nın organizasyonu
olan darbelerin yakın zamanda Türkiye ayağında ise, JP Morgan eliyle, Erdoğan’a
karşı dünyada bir ilk olarak bir Amerikan bankası bir ülkeye saldırdı. Yani JP Morgan,
Erdoğan’a saldırdı.
31 Mart belediye seçimlerinden önce, seçim sonuçlarını
etkilemek üzere TL’ye yapılan saldırı, bir çeşit “silah”lı saldırı idi. Merkez Bankası
günde 2 - 4 miyar dolar zarara uğradı.
Goldman Sachs’dan sonra dünya çapında 2. büyük banka, CIA
tarafından yönlendirilerek böyle bir saldırı gerçekleştirdi.
JP Morgan’ın şu günlerde durumunun pekiyi olmadığı haberleri
geliyor.
Pierre Jovanovich “seçimlerde Türkiye’de olacağım” dedi.
Mazlumun bedduasından sakının. O dua ile Allah arasında
perde yoktur.