Garip şeyler oluyor…
Türkiye 31 Mart’ta çok önemli bir yerel seçim sürecini yaşayacak. Bugünlerde tüm siyasi partiler, adaylarını ve seçim beyannamelerini açıklamaya başladı. Dikkatinizi çekiyorsa, bu çok önemli seçim sürecinde çok garip olaylar meydana gelmeye başladı. Birbirinden farklı yerlerde farklı şekillerde, halkı sindirmeye, tedirgin etmeye yönelik acayip bir olaylar silsilesi başladı. Önce bir meczup tarafından Fatih camisinde müezzine karşı yapılan bıçaklı saldırı, sonra DAEŞ tarafından Sarıyer’de kiliseye yapılan saldırı, daha sonra DEM Partisi sempatizanı ve taraftarı olan bir soysuzun İzmir’de yaptığı taksici cinayeti, şimdide DHKP-C tarafından Çağlayan adliyesindeki saldırısı. İnsanların zihinlerini bulandırmak, algı oluşturmak ve Türkiye’nin güvenliğini sorgulatmak açısından bakalım seçim gününe kadar daha neler ortaya çıkacak?
Herkes bir komplo teorisi uydurmaya başladı bile…
Yaşanan bu olaylar sonrasında birileri ortaya çıkacak ve yine adımız gibi
eminiz ki sormaya başlayacak: “Devlet nerede? Devletin emniyet güçleri nerede,
istihbarat birimleri nerede?” Bu söylemleri uzatmak mümkün. Özellikle muhalefet
kanadının Türkiye’nin hükümetine çamur atmak için daha neler
uydurabileceklerini tahmin etmek güç değil. Türkiye’de devleti aciz göstermek
isteyen, devletin organlarına çamur atmak için hazır olda bekleyenler, bu
rezillikleri ve kepazelikleri işleyenlere tek kelam etmezler ama, hükümeti
suçlamak için var güçleriyle çabalarlar. Devleti acz içinde göstermeye
çalışanların aslında tek amaçları vardır. Bu olayları siyasete alet etmek,
siyaseten rant devşirmek ve hepimizin canını yakan bu olaylardan siyasi
hesaplarla birilerine oy devşirebilmek.
İşin garibi hükümeti ve devleti bu olaylarda acz
içinde göstermeye çalışanların siyasi partiler olmaması. Kim bu siyasi rant
peşinde koşanlar? Birkaç tane şarkıcı, komedyen, artist, TV Kanalı yorumcusu ve
gazetecisi. Hepimizin canını yakan bu tür olaylarda komplo teorilerini bir
kenara bırakarak hükümetin acz içinde olmasını sağlamaya çalışanlar, birkaç
tane STK’yı da devreye sokarak ülkedeki huzur ve mutluluk ortamını germeye
çalışacaktır. Buna da adımız gibi eminiz.
Aslında bakıldığında bunu yapanların ülke genelinde
20-30 kişiyi geçmediği görülecektir, ama sesleri ve bağırtıları çok yüksek
tonda olduğu için herkesin onların dinlediği zehabına kapılabilirsiniz.
Maalesef irapta mahalli bile olmayan bu 20-30 kişinin koskoca ülkenin sinir
uçlarına basarak ortamı germeyi başardığını da görebilirsiniz. Türkiye’nin
huzur ve mutluluk iklimine bu kadar düşmanlık neyin nesi anlamış değilim.
Neden her olaydan sonra neden hep aynı insanlar
zıplıyor, ortalığı velveleye vermeye çalışıyor? Yaklaşık 40 yıldır Türkiye’nin
yumuşak karnı olan terörizm bataklığından birileri tarafından üretilen PKK’nın
sürekli olarak canımızı yaktığı süreçleri de yaşamaktayız. Dikkatinizi
çekiyorsa Amerika’nın uydusu niteliğindeki PKK, ne zaman Mehmetçiğimize bir
saldırı düzenlese, Mehmetçiğimizi şehit etse, bu hainliklerin nereden
geldiğini, kimden kaynaklandığını sorgulamayan
zeka özürlülerin, hükümeti suçlayan, hükümeti acz içinde gösteren garip
tavrıyla da karşılaşabiliyoruz.
Geçtiğimiz dönemde Güneydoğu’dan ardı ardına gelen
şehit Mehmetçik haberlerimizde, muhalefet Amerika’yı ve onların uydusu olan
PKK’yı suçlamak yerine, Türkiye’nin güvenliği konusundaki zafiyetleri
sorgulamaya kalkışarak, ne kadar basiretsiz olduğunu ortaya koymadı mı? Bu
zihniyet Amerika’ya, İsrail’e bir kelam bile etmez ama PKK’nın meclisteki
uzantısından yerel seçimlerde medet ummak için de ellerinden geleni ardına
koymaz. Şunu vurgulamamız gerekiyor.
Zaman zaman meydana gelen olayları anlayabilmek için
resmin tamamına bakmamız gerekiyor. Ve şunu sormamız gerekiyor: Türkiye’nin bu
huzur ve mutluluk ikliminin ortadan kaldırılmasından kimler rantlanıyor? Her
olayda, mutluluğumuza uzanan her hain elde, hükümetimizi acz içinde göstermeye
çalışanların ortaya çıkarmak istedikleri kirli iklimden kimler yararlanıyor?
Eğer resmin bütününe bakmazsanız, bunu anlayabilmeniz
gerçekten zor olacaktır. Türkiye, 31 Mart’ta çok önemli bir yerel seçim
sürecini yaşayacak. Biliyoruz ki, Türkiye’nin bu huzur ve mutluluk iklimine el
uzatanlar, bu seçim sürecini baltalayabilmek ve ülkedeki hükümeti acz içinde
gösterebilmek için var güçleriyle çabalıyorlar. Başlığımızı iyi analiz etmenizi
istirham ederim: Türkiye’de garip şeyler oluyor. Önemli olan bu garip şeylerin
ülkemizde kime ne kazandırdığı? Vesselam…