01 Ekim 2015

Gerçek gıda nasıl anlaşılır?

Bakterilerle böcekler bir gıdanın gerçek olup olmadığını gösterebilir.

Geçen hafta bir gıdanın gerçek mi, yalan mı olduğunu yazmaya başlamıştık. Devam ediyoruz…

Böceklenme kabiliyeti

Evimizde pirinç, kuru börülce, kuru kayısı gibi yiyeceklerin zamanla böceklenmesi de zannedildiği gibi kötü bir olay değildir. O gıdaların, ilaçlanmamış veya radyasyona maruz bırakılmamış olduğunu gösterir.

Örnek olarak kuru incire ne yapıldığına bakmak yeterli. TARİŞ İncir Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Başkanı Hüseyin Karazor, Yeni Asır gazetesine 5 Eylül 2011 tarihinde şu açıklamayı yapmış: “Hidrojen peroksit normalde temizlik sanayiinde kullanılan kimyasal bir ürün. Gıdalarda kullanımı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasak. Ancak yıllardır yeterli yaptırımın olmaması nedeniyle kuru incirde kullanılıyordu. … Vatandaş alacağı incirin fiyatına ve rengine dikkat etmeli. Ucuz fiyatlı, rengi beyaz ürünlerde hidrojen peroksit riski fazladır. Kuru incir doğal renginde yani sütlü kahverengi olmalıdır. Kuru incir bembeyaz renkte olmaz. İncir koklandığında çamaşır suyu kokusu geliyorsa peroksit kullanıldığının göstergesidir. Ancak peroksit kullanılan çoğu ürün kokmayabilir.” Hemen ekleyelim, hidrojen peroksitin gıdada kullanımı kanserojen olduğu için yasak!

Bir gıdanın kokusu, tadı veya herhangi bir özelliği böceğe itici gelirse onu yemez. Biz neden yiyelim?

ARZU AYGEN_1

Ekşiyebilme kabiliyeti

Kuru fasulye pişirip de oda sıcaklığında 2 gün bekletseniz ekşir, köpük köpük olur, tadı yenilemeyecek kadar bozulur. Evde yoğurt mayaladığınızda ilk gün tatlıdır, sonra gün be gün ekşir. 1 hafta içinde bayağı ekşimiş, tadı değişmiş olur. Market yoğurdunu oda sıcaklığında 40 gün dahi bekletseniz tadında bir değişiklik olmuyor, bozulamıyor, ekşiyemiyor…

Bu bozulma, ekşime dediğimiz olay gözle göremediğimiz küçük canlılarla ilgili. Mikroorganizmalar market yoğurdunun içinde yaşayamıyor, barınamıyor, çoğalamıyor. Ah, ne güzel bakterisizmiş diye düşünebilirsiniz belki ama vücudunuzun o bakterilere ihtiyacı var. Aynı endüstri, bazı yoğurtlara o bakterileri ekleyip çok daha pahalıya “probiyotik yoğurt” ismiyle satıyor.  İnsanlar da “probiyotik yoğurt yedim, sindirimim düzeldi” diyor, yepyeni bir icadı keşfetmiş gibi mutlu oluyorlar. Ev yoğurdu zaten probiyotik… İşte, gerçeğin üstünün örtülmesi diye buna denir…

Mevsimler

Bir arkadaşım kış aylarında bebeğinin mamasını mevsim sebzelerinden “havuç ve kabak”la hazırladığını anlatmıştı! Diyetisyenlerin bile bütün kış “domates yiyin” dediği bir ülkede kabağın kış sebzesi sanılmasına şaşırmamak lazım.

Sera devrinden önce her mevsimin meyve sebzesi vardı. Baharda bakla, bezelye ve enginarın; yazın domates, patlıcan, bamya, kavun, karpuz, sardalya balığının; sonbaharda kızılcık, elma ve ayvanın; kışın hamsi, mandalina, lahana ve pırasanın tadını çıkarmak bana çok iyi geliyor.

Bazen, etrafımızda en çok bulunan, en ucuz malzemeyi almak en iyisidir. İzmir civarında yazın ara ara taze fasulye bulamazsınız ama her yer taze börülce doludur; bu durumda taze börülce yemek en iyisi.

Food Inc. (Gıda A.Ş.) belgeselinde, ABD'ye göçmüş bir aile kısıtlı bütçeleriyle sağlıklı beslenmelerinin mümkün olmadığını anlatıyordu. ABD'de hamburger brokoliden çok daha ucuz. Allah'tan Türkiye'de kısıtlı bütçeyle sağlıklı beslenmek, meyve sebze yiyebilmek hâlâ mümkün. İnşallah hep de mümkün olur.

arzuaygen@hotmail.com

@sevgilimutfak