29 Aralık 2018

Gönlümdeki Manşet: No-el Baba!

Uzun yıllardır düşünürdüm, “Gazeteci olsam, yılbaşı arifesinde, “Noel Baba” sözünden hareketle fark ettiğim şu ifadeyi manşete çekerdim” diye:

No-el baba! Hayır el baba!

Manşeti bilmem ama köşe yazısına başlık olarak çekiyorum şimdi.

            Hıristiyan kültürünün ürettiği bir baba; ne işi var bizim medeniyetimizin, evlerimizin bu kadar içinde. İçinde mi? Evet, içinde... Yer yer inceden inceye, yer yer de paldır küldür geliyor.

            “No, hayır el baba! Gelme, ellerin, yabancıların babası!” diyoruz ya, maalesef boşluk bırakırsan doldururlar, zayıf kalırsan ezerler, ihraç edemezsen ithal ettirirler.

            Çocuklarla, yeni yetişen nesillerle bağ kuramazsan, yeni bir çağ kuramazsın, sürüklerler, sürüklenirsin.

            Lâkin birileri dinlemese, anlamasa ve tek bir aile, hatta tek kişi kalsam da;

            No (hayır) el baba! No! No! No!..

            Yakıp yıktığın Irak'taki yıkıntılar arasında yetim bıraktığın çocuklara hediye uzatışına, masum yavrulara oyuncak şeklinde bombalar atışına bakıyoruz acı acı…

Maskeni de biliyoruz, maskenin arkasındaki yüzünü de; “Kırmızı Başlıklı Kız'daki kurt pozlarındasın... Gittikçe daha çok fark ediyoruz ve fark etmenin gereğindeyiz...

Başta eğitim olmak üzere her alanda, insanlığın ihtiyacı olan, tarihin en güzel medeniyetine özgü, özgün, evrensel ve kalıcı inşaların, -ufuksuz ufkunla- zannettiğinden çok daha güçlü, hızlı ve durdurulamaz adımlarıyla geliyoruz inşallah!..