VF kat sol
VF kat sağ

02 Mart 2019

Güzel Atlar Ülkesi; Kapadokya – 2

Güzel atlar ülkesi; Kapadokya gezimize bu hafta devam ediyoruz…

Balon uçuşu sonrası otelimize geri dönüyoruz ve kahvaltımızı alıyoruz ve tekrar otobüsümüze biniyoruz. Yaklaşık 45 dk. Yolculuktan sonra Hacı Bektaş-ı Veli müzesine varıyoruz.

Hacı Bektaş-ı Veli Müzesi

İçerisinde, Nadar Avlusu, Aslanlı çeşme, Yemekhane, Meydan Evi, Mihman Evi, Hacı Bektaş Veli'nin Türbesi ve Balım Sultan Türbesi'nin bulunduğu müzeyi gezeyi gezmek için yaklaşık 1,5 saat vakit ayırıyoruz.

Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Seyid Muhammed bin İbrahim Ata. Lokman Parende'den ilk eğitimi almış ve Ahmet Yesevi (1103-1165)'nin öğretlerini takip etmiş. Ondan dolayı Yesevi'nin 'halife'si olarak kabul edilmiş.  Hacı Bektaş-ı Veli kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilatı" ile, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Anadolu'da sosyal yapının gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuş.

Hacı Bektaş-i Veli'nin türbesi oldukça görkemli. Yurt dışındaki kimi devlet adamlarının hediye ettiği hediyeler de bu görkemi daha da arttırıyor. Bu türbe de oldukça kalabalıktı. Dua edenler, dilek dileyenler ve dışarıdaki çeşmeden su alanlar büyük bir kalabalığı oluşturuyordu.Türbenin etrafı için çok huzurluydu. Burada zaman su gibi aktı geçti. Harika fotoğraflar çektikten sonra otobüsümüze binip bir sonraki durağımıza doğru yola koyulduk.

Güvercinlik Vadisi

Kapadokya'ya gelince mutlaka yapılması gereken peribacalarının muhteşem görünüm sunduğu vadileri izleyip resimlemek. Tabii bunlar arasında en ünlüsü olan Güvercinlik Vadisi'ne uğramadan geçmek olmazdı. Binlerce yıldır güvercinlerin yaşadığı, onların vadide yuva edinmelerini sağlamak ve gübrelerinden tarımda yararlanmak için eski dönemlerde yapılmış olan güvercinliklerden dolayı bu ismi almış. Burada yaklaşık bir saat vakit geçiyoruz. Doğal ürünlerin olduğu mağazadan alışverişimizi yapıp çayımızı içtikten sonra buradan ayrılıyoruz.

Sonrasında 3000 yıllık tarihe sahip olan çanak yapımımın incelikleriniz görmek ve yerinde denemek için çanak atölyesine gidiyoruz. Burada çanak ve hediyelik eşyaların satıldığı büyük mağazayı geziyoruz. Harika fotoğraflar çektikten sonra otobüsümüze binip otele doğru yol alıyoruz.

Üç Güzeller

Sabah erkenden kahvaltı aldıktan sonra hızla yola koyuluyoruz. Bugün de görülecek çok yer var. Sıradaki durağımız; Üç Güzeller. Burası Kapadokya'nın simgesi olan ve iki büyük, bir küçük peribacasından oluşan peribacası oluşumları. Sadece Kapadokya'nın değil dünyanın en ünlü peri bacaları Üç Güzeller, ilginç biblolara, tablolardan heykellere kadar tasviri bölgedeki her yerde karşınıza çıkıyor. Her yıl yaklaşık iki milyon turistin ziyaret ettiği bölgede en çok fotoğrafı çekilen peribacaları olan üç güzeller, Ürgüp karayolu üzerinde, ilçe merkezine beş dakikalık mesafede bulunan seyir tepesinde yer alıyor.

Peribacaları, yumuşak tüflü bir arazide vadi yamaçlarından inen sel suları ve rüzgârın tüfü aşındırması fakat daha sert tabakaların aşınmadan ayakta kalmasıyla oluşuyor. Altının oyulmasıyla daha sert olan kayanın şapka gibi kaldığı bu yeryüzü şekillerine ise şapkalı peribacası deniyor. Şapkalı peribacalarının gövdeleri koni şeklinde, işte üç güzeller de bu şapkalı oluşumların en güzel örneği.

Göreme açık Hava Müzesi

Göreme Açıkhava müzesi çok büyük bir kompleks, içerisi tıklım tıklım ziyaretçi dolu. Müze girişinde müze kart geçerli. Sadece Karanlık Kilise'ye girerken bu kiliseye özel bir bilet daha alıyorsunuz, onun dışında müze kart ile tüm kiliseleri ücretsiz gezebilirsiniz. Bu Açıkhava müzesinde bir çok ilk hristiyanlık dönemine ait kiliseler bulunmakta ve tüm bu kiliseler içinde fotoğraf çekmek yasak Kiliselerin içinde ve dışında bulunan güvenlik görevlileri bu konuda çok hassas, içerdeki yüzlerce yıllık duvar resimlerini korumak adına bu hassasiyeti gösteriyorlar.

Komplekse girdiğiniz anda kafanızı hafifçe yukarıya kaldırıp baktığınızda tepede çok fazla insanın birikip sıra beklediğini göreceksiniz bir merdiven başında, işte o merdivenin çıktığı yer Karanlık Kilise.

Açık hava müzesi girişinin sağında bulunan bu kilise iki sütunlu ve haç şeklinde. Duvar resimleri kırmızı aşı boyası ile yapılmış. 11. yy'da yapılan bu kilise tamamen kayadan oyularak yapılmış. Kubbede İsa'nın büyük bir portresi var. Aşağıdaki fotoğrafları saklı çektim

Yine müzenin kiliseler zincirinde yer alan diğer bir kilisesi Çarıklı Kilise. Taş merdivenleri tahribata uğramış ve sonrasında demir merdivenler yapılmış. Bu merdivenler ile kiliseye çıkabiliyorsunuz. 13.yy'da yapılan kilisenin içinde yine muhteşem duvar resimleri var. İsa'nın çarmıha gerilişi, çarmıhtan alınışı, Lazarus'un dirilmesi, Meryem ve İsa'nın çocukluğu gibi konularla resmedilmiş bu resimler çok iyi korunmuş durumda.

Müzenin en başındaki parkurda yer alan bu kilise 11.yy'da yapılmış. İsa portresi, Meryem ve çocuk İsa, at üzerinde ejderle savaşan Aziz George, Aziz Demetrius ve iki azize resimleri duvara işlenmiş.

Halı Yapım Atölyesi

Bir çok kilisenin yer aldığı Göreme Açık Hava müzesini gezdikten sonra Kültür Bakanlığı'nın desteklediği yöresel halı tanıtımı yapılan halı atölyelerini gezmeye gidiyoruz. Halının yapımına dair bir sürü bilgi öğrenip farklı boy ve modellerde çeşit çeşit el halılarını görüyoruz. O kadar muhteşem bir sanat ki hayranlıkla geziyorum. Halının tarihinde yolculuk yapmış gibi hissediyorum. Burada halı satışı da oluyor. Halı gezisinden soran öğlen yemeğini yemek için yöresel bir mekana doğru yola koyuluyoruz.

 Günün devamında serbest alınan öğlen yemeği sonrası Aksaray üzerinden Şereflikoçhisar'da, Tuz Gölü'nde fotoğraf molası veriyoruz. Ve sonrasında dönüş yolcuğumuz başlıyor.

 O kadar keyifli bir gezi oluyor ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Kapadokya gerçekten mutlaka görülmesi gereken özel bir yer. Tarihin içinde yolculuk yapmak, bir sürü yeni bilgiler öğrenip farklı bir deneyim yaşamak isterseniz ilk fırsatta gidip görmenizi öneririm.