“Shemitah teorisi ve sihirli numara 7” başlıklı 15 Ağustos tarihli yazımızda her 7 yılda bir dünya çapında bilerek ve isteyerek planlı bir şekilde finansal kriz çıkarıldığını, bunun bazılarınca Shemitah döngüsü olarak adlandırıldığını, her 7 Shemitah bitiminde yani  7x7=49. seneden sonra gelen 50. seneye ise Süper Shemitah ya da Jübile senesi denildiğini ve bu senede her manada çok daha büyük siyasal ve ekonomik krizlerin patlak verdiğini belirtmiştik. Yine yazımızda son iki süper Shemitah yılında Kudüs merkezli büyük olayların yaşandığından bahsederek şunları yazmıştık:

1918 - Kudüs Osmanlı'dan İngiltere'ye geçti

1967 - İsrail 6 gün savaşlarını kazanarak Ürdün, Mısır ve Suriye ile yaptığı savaşı kazandı. Batı Şeria, Gazze, Sina yarımadası ve Golan tepelerini işgal etti.

İlginç bir şekilde son iki Süper Shemita/Jübile senesinde Kudüs ile ilgili olaylar olmuştur. Birisinde Kudüs Osmanlının elinden çıkarken diğerinde İsrail'in devlet olma durumunu  sağlamlaştıran savaş yaşanmıştır. 2016 yılı Süper Shemitah/Jübile senesidir. Hatırlanacağı üzere Türkiye ve İsrail arasında süregelen antlaşmazlık geçtiğimiz aylarda sonlandırılmıştır yani Jübile senesinde.

 

“Süper Shemitah başladı galiba” başlıklı 29 Ağustos tarihli yazımızda ise yazımızda bahsettiğimiz döngü bağlamında gerçekleşen hadiselere işaret etmiştik. Kaldığımız yereden devam edelim:

Önce Kudüs bağlantılı olay:

Mossad eski başkanlarından Tamir Pardo, İsrail'deki fanatik sağcılar ile solcular arasındaki kutuplaşmanın devam etmesi halinde iç savaş çıkabileceği uyarısında bulundu. Ortadoğu'da yaşananların içeriden gelen tehdidin hükümetlerin yıkılmasına yol açtığını gösterdiğini kaydeden Pardo, bölge ülkelerindeki silahlı grupların büyük çoğunluğunun hedefi o ülkelerin vatandaşları olduğuna dikkat çekti. (Yeni Şafak, 31 Ağustos)

                         

   

PATLAYACAK EKONOMİK KRİZİN GÖSTERGELERİ

Geri ödenmesinde sorun yaşanması muhtemel borç taşıyan bu kadar yüksek sayıda şirket bulabilmek için küresel finansal krizi takip eden aylara geri dönmek gerekebilir. S&P Global Ratings'in "en zayıf halka" olan küresel borç ihracatçılarına ilişkin raporuna göre, kredi notu yatırım yapılamaz seviyenin en alt kademesinde 251 şirket bulunuyor ve bu şirketlerin kredi notu görünümleri de negatif. S&P'ye göre aynı pozisyonda 264 şirketin bulunduğu Ekim 2009'dan bu yana bugün en yüksek seviyedeyiz. S&P'nin 1 Eylül tarihli raporuna göre, enerji şirketlerinin öncülük ettiği "en zayıf halka" grubundaki şirketlerin toplam borcu 359 milyar dolar. (2 Eylül 2016, Bloomberg) 

İşte "Deutsche Bank'ın batık olduğunun ve bu durumun gizlendiğinin en büyük kanıtı. Batık kurtarmanın adı finansal dilde birleşme oluyormuş artık.

                   

Kaplumbağa (Volkswagen - AB) ile elmanın ( Apple – ABD) üzerinden verilen "savaş". Kaplumbağa'nın gazını problem yapanlar bu kez elmalarından ısırık alınması karşısında kızgınlar.  

Nisan ayında BP'ye 20 milyar dolar ceza kesen Amerika, Haziran ayında da Alman otomotiv devi Volkswagen'e araçların egzoz emisyon değerlerini manipüle ettiği gerekçesiyle 15 milyar dolar ceza kesmişti. AB Komisyonu ise önceki gün Amerika'nın teknoloji devi Apple'a tam 15 milyar dolara tekabül eden 13 milyar avro ceza kesti. Volkswagen'nin piyasa dengelerini bozan cezanın şimdi de Apple'ı sarsması bekleniyor. (Yeni Söz, 1 Eylül 2016)

 

Adeta Dolar'ın çöküşüne hazırlanan iki ülke:

             

Masallardan gerçeğe dönen ve sihirli numara 7 olayından basın toplantısında üstü kapalı olarak bahseden IMF başkanından yeni itiraf:

               

Dünya ticaretinin çöktüğünün bir diğer resmi. Dünyanınm en büyük denizcilik ve konteynır taşımacılık firmaları arasında yeralan Hanjin iflas erteleme başvurusu yaptı:

Bir de ardı ardına yaşanan büyük siyasi olaylara bakalım. Finansal yıkım öncesi yeni kurulacak sisteme direnmesi/uymaması muhtemel bütün kilit ülkelerin başındakiler yeniden dizayn ediliyor. Hatırlarsanız Türkiye'de Gezici çapulcuların ülkeyi tahrip etmesi sırasında eş zamanlı olarak Brezilya'da da onların çapulcuları sahne almış ve ülkeyi yakıp yıkmışlardı. İşte o ülkede küreselcilere direnen Başkan azledilerek yerine bir kukla getirildi. 

Brezilya:

                      

Özbekistan:

            

Özbek yetkililer Kerimov'un ölümünü yalanlarken Uluslararası Kriz Grubu Orta Asya proje direktörü Deirdre Tynan Kerimov sonrası siyasi geçiş hakkında “Bu uzun bir süredir öngörülen büyük bir test, ancak Özbekistan tökezlerse, eğer geçiş dönemi politik kaosa dönerse, şiddetlli çatışmaların olması riski yüksek ve Orta Asya gibi kırılgan bir bölgede bunun yayılma oranı fazla” ifadelerini kullandı. Rusya'nın Özbekistan'ın istikrarı ve güvenliği ile yakından ilgili olduğunu söyleyen Tynan “Kremlin, Kerimov'un yerine kimin geleceğini yakından takip ediyor, Kerimov Rus diplomatlar arasında rağbet görmeyen bir figürdü” iddiasında bulundu. (Yeni Şafak)

Gabon:

                                         

15 Temmuz gecesi Türkiye'de yapılmak isteneni hatırlatmamıza gerek yok herhalde:

                 

“Şeffaflığı” ile ünlü İngiltere'nin yeni kadın başbakanı bakanlarına çenelerini kapalı tutmalarını söylüyor:

                 

ABD ve Çin Pasifikte kapışıyor:

             

İki ülkeden de ayrı ayrı patlama sesleri geliyor:

         

11 Ağustos 2016 günü Çin'de bir enerji santralinde patlama oldu.Akşam saatlerinde de ABD'de bir enerji santralinde patlama oldu. ABD Detroit patlamasını daha da ilginç yapan santralin adresi idi. Doğu Çin kasabası, Michigan

          

Amerika Birleşik Devletleri'nde Florida'da bulunan Kennedy Uzay AraştırmaMerkezi'nde yapılan test çalışmaları sırasında bir roket patladı. Roketin patlamasının ardından büyük bir durum gökyüzünü kaplarken çevredeki insanlar büyük korku yaşadı. Associated 
Press, patlamanın etkisiyle kilometrelerce uzaklıktaki binaların sarsıldığını bildirdi.NASA'dan yapılan açıklamada roketin SpaceX şirketine ait olduğu belirtildi.

ABD ise başkanlık seçimlerine kilitlenmiş bir şekilde. Atlantikçilerle – Pasifikçilerin seçim sonrası kaos bizim istediğimiz şekilde olsun derdindeler. Bu seçimler sonrası büyük olaylara gebe gözüküyor. (Tabii seçimler olursa sorusunun da gündemde olduğunu belirtelim.) Clinton'ın gizlediği beyin probleminden, seçimlerde yapılacak siber saldırı ve hilelere kadar, Trump'ın emrinde olduğu söylenen 300 bin kişilik silahlı milis gücünden canlı yayınlarda vurularak öldürülen ve ayaklandırılmaya çalışılan siyahilere kadar. (Bu konuyu detaylı olarak “Arınma Gecesi – Seçim Yılı” başlıklı yazımızda ele almıştık)

                        

Rusya ise tıpkı Çin gibi tatbikat üstüne tatbikat yaparak birşeylere hazırlanıyor (9 Eylül 2016):

Türkiye ise Shemitah döngüsüne denk gelen bu zaman diliminde Türkiye'yi işgal etme planları olanlara inat savaşı sınırlarının dışında karşılıyor/karşılamaya hazırlanıyor... 

 

           

GELELİM DEPREMLER VE SHEMITAH DÖNGÜSÜNÜN EN KİTLESEL OLAYINA

“Süper Shemitah başladı galiba” başlıklı yazımızda ilk Shemitah yazımızı doğrulayan  Roma depreminin gerçekleştiğini konu etmiştik.  Onun için tekrar o konuya girmeden son bir iki ayda  meydana gelen depremlere bakalım.

26 Haziran 2016 Kırgızistan 6.3 şiddetinde

17 Temmuz 2016 Japonya 5.0 şiddetinde

30 temmuz 2016 Mariana adaları 7.7 şiddetinde

1 ağustos 2016 Endonezya 5.8 şiddetinde

12 ağustos 2016 Fiji Adaları 7.5 şiddetinde

24 ağustos 2016 İtalya 4.9 şiddetinde

24 ağustos 2016 Myanmar 6.7 şiddetinde

27 Ağustos 2016 Filipinler 5.1 şiddetinde

2 eylül 2016 Endonezya 5.8 şiddetinde

04 Eylül 2016 Filipinler 5.9 şiddetinde

03 Eylül 2016 ABD 5.6 şiddetinde

06 Eylül 2016 Rusya 6.3 şiddetinde

08 Eylül 2016 Rusya 5.5 şiddetinde

09 Eylül 2016 Avustralya 6.3 şiddetinde

 

Tüm bunlar yetmezmiş gibi Rus Sputnik haber ajansı 10 Eylül 2016 tarihinde şöyle ilginç bir haber geçiyordu:

Yetmiyor bir de bu haberi geçiyordu Rus Sputnik. (Resimde şeytani bir yüz farkettiniz mi?)

Peki İzlanda'da en son 2011 yılında yanardağ patladığında ne olmuştu hatırlıyor musunuz?

Bütün bunlara aylardır kışkırtılarak sonunda atom denemesi yaptırılan Kuzey Kore'nin yarattığı depremi ekleyin:

Bir nükleer gücün ısrarla nasıl köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını hatırlayın:

                    

Barış görüşmelerine katılan Kuzey Koreli diplomatlarının nasıl trafik kazalarında öldüğünü hatırlayın:

2015 yılından bir film hatırlatalım:

                                      

Filmin konusu: Kötü şöhreti ile bilinen San Andreas Fayı'nın kırılması ile 9 şiddetindeki bir depremle Kaliforniya sallanır. Bir arama kurtarma pilotu ve artık araları pek de iyi olmayan eşi, Los Angeles'tan San Francisco'ya, kızlarını kurtarmak için yola çıkarlar. Ancak, kuzeye yaptıkları bu tehlikeli yolculuk, henüz sadece bir başlangıçtır. Ve ne zaman en kötüsü artık bitti diye düşünseler, daha da kötüsü başlamaktadır.

Film 2015 Mayıs ayında tüm dünyada gösterime girmişti. Film boyunca depremle yıkılan binaların üzerinde Citi Bank, Bank of Amerika gibi bankaların isimleri olması çok dikkat çekici idi.

               

       

Filmin sonunda ise yıkıntılara "kurtarma" için gelen uçak gemisi dahil askeri gemiler görülüyordu.

Ama daha da ilginci filmin son karesinde baş aktörler arasında geçen şu konuşma idi.

Kadın: Peki şimdi ne olacak?

Adam: Yeniden inşa edeceğiz.

Artık "yeniden inşa" cümlesinden ne anlarsanız...

Bu arada unutmadan ekleyelim.

2015 yılının Mayıs ayında film gösterildikten 2 ay sonra yılın 3. çeyreğinde çıkan krizle dünya borsalarında 11 trilyon Dolarlık çöküş yaşanmıştı…

 

Ve yine Rus Sputnik haber ajansından bir haber:

Ve son olarak İngiliz medyasında 2010 yılında yayınlanmış bir haber:

        

İngiliz Daily Telegraph gazetesinde İstanbul ile ilgili yayımlanan yazıda, olası bir depremde çok fazla can kaybı olabileceği uyarısında bulunuldu. Tamsin ve Serena Davies ile Adam Whitaker'ın Türkiye'ye yaptığı gezideki gözlemlerini aktaran gazete, şehrin olası bir depreme ne kadar hazır olduğunu irdeledi.

Kraliyet Coğrafi Araştırmalar Topluluğu ve Land Rover şirketinin desteğiyle gerçekleştirilen geziyle ilgili yazıda, Jeofizik Profesörü Şerif Barış'ın, "18 bin insanın hayatını kaybettiği 1999 depreminden sonra 7,5 şiddetindeki yeni bir depremin yüzde 65 ihtimalle 30 yıl içinde İstanbul'da gerçekleşeceği hesaplanıyordu. 10 yıl geçti bile" görüşlerine yer verildi.

Gazetedeki yazı şu senaryo ile başlıyor: "Saat 8.25. 9 Mart 2017. Her zamanki gibi, İstanbul yolları fabrikalara ve iş merkezlerine giderken duman kusan otomobil ve otobüslerle dolu. 15 milyon insan için rutin bir gün.Aniden yer sarsılmaya başladı. Binalar yıkılıyor, gaz ve su boruları patladı. Panik olan insanların yüklenmesi nedeniyle telefon sistemi çöktü. Sahilde temiz bahar havası almak için gezen insanları bir anda tsunami yuttu.

Günün sonunda 35 bin insan öldü, 200 bin kişi yaralandı, 80 bin bina enkaz oldu. Sultanahmet Camisi ayakta kaldı, ancak üzerindeki çatlaklar yıllar boyunca 2017 depremini hatırlatacak."
(24.12.2010, www.cnnturk.com )

 

SÜPER SHEMITAH DÖNEMİNDE HAC

 

Hac zamanı İran lideri Hamaney'in Suudi Arabistan'la olan eski mevzuyu tekrar tırmandırdığı gözünüzden kaçmamıştır herhalde. 

İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney, geçen yıl gerçekleşen ve yüzlerce hacının yaşamını yitirdiği Hac saldırısına ilişkin Suudi Arabistan'a bazı eleştirilerde bulundu. Hamaney'in resmi sitesinde yayımlanan ve İran medyasında da geniş yankı bulan mesajda yıllık Hac programlarının Riyad'ın kontrolünden alma önerisinde bulunuldu.

İşte o eleştiri mesajı:
"Suudi yetkililerin Allah'ın misafirleri olan hacılara karşı zalim tavırları yüzünden, İslam dünyası, mutlak suretle Hac'la ilgili 2 kutsal mekanımızın yönetimine ilişkin durup düşünmeli. Bu iki kutsal alan, bu yetkililerin sorumluluğuna bırakılmamalı, bunlar İslam dünyasını sarsan suçlara neden oluyor. İslam'ın vasisi yani muhafızı olan en saygıdeğer alanı Mekke ve Medine'de, Suudi Arabistan, Hac organizasyonunu riske atmış, İslam'ın şartlarından biri olan, parası yeten her Müslüman kimsenin hayatında en az bir kez gerçekleştirmesi emredilen Hac görevinin namına adeta leke sürmüştür. 1990'da yaşanan Hac felaketindeki en yüksek ölü sayısının da üzerine çıkan 2015'teki felakette, 769 hacının hayatını kaybetmesiyle Hac organizasyonunun prestiji sarsıldı."

SUUDİ ARABİSTAN'DAN CEVAP GELDİ
Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Muhammed Bin Nayif ise bu eleştirilere çok sert tepki gösterdi. "Bilindiği üzere Suudi Arabistan, İranlılara, diğer hacı adaylarına sağlanan tüm kolaylıkları sağlamıştır. Bu konuda hiçbir ayrım yoktur" ifadesini kullanan Muhammed, "İran ya da başka bir tarafın, hac ibadetine gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Prens Muhammed ayrıca İran'ın bu tarz eleştirilerle kendi vatandaşlarının hac ziyaretini baltaladığını belirtti.

NE OLMUŞTU?

11 Eylül 2015'te Mekke'de genişletme projesi kapsamında Mescid-i Haram'daki bir vinç devrilmiş, yaşanan faciada 107 kişi hayatını kaybetmişti. Daha sonra 24 Eylül 2015'te Mina'da şeytan taşlama sırasında yaşanan izdihamda 700'den fazla kişi ölmüş, 800'den fazla kişi yaralanmıştı. Endonezya ve Pakistanlı yetkililer ölü sayısının 1000 olduğunu iddia etmiş, Suudi Arabistan bunu yalanlamıştı. İran Hac ve Ziyaret Kurumu Başkanı Said Ohedi, bu kazalarda ölen İranlılar için Suudi Arabistan'ın tazminat ve kan parası ödemesi gerektiğini belirtmişti.

KRİZ DEVAM EDİYOR
İran'ın İslami İrşad ve Kültür Bakanlığı, Suudi Arabistan'la yaşanan vize sorunu, hacıların kutsal topraklara gidişi ve güvenliği gibi konularda anlaşma sağlanamadığı için İranlı vatandaşların bu yıl hacca gitmeyeceklerini açıklamıştı.
Suudi Arabistan yönetimi ise İranlı hacı adaylarının ibadetlerini yerine getirmesi için İran Hac ve Ziyaret Kurumu heyetinin öne sürdüğü taleplerin karşılandığını ancak İranlı heyetin hac mevsimi düzenlemeleri için hazırlanan anlaşmaya imza atmadığını belirtmişti.  (06.09.2016 Timeturk) 

 

Bu haberi okuyunca insan ister istemez işkilleniyor. Acaba Sn. Hamaney'in bu sene Hac zamanı için bir öngörüsü/kehaneti/ön bilgisi filan mı var? Bu sene İranlıların hacca gitmeyeceklerini tekrar vurgulayalım. Bu sene Hac ibadetinin Shemitah döngüsünün son haftalarına denk geldiğine de dikkat çekelim ve tekrar soralım. İran'ın bu sene Hac'da olmasını beklediği bir şey mi var?

 

Gözüken o ki Suudi Arabistan'da bir beklenti içinde:

Sadece bu kadarla kalsa iyi. 13 Eylül, yani Kurban bayramı ve Hac farizasının 2. günü, bu sene hem  Pagan hem de Mısır kültünde önemli bir gündür. Yetmezmiş gibi bir ayda 72 bin  Türk hacı adayı zehirlenmiş gibi tuhaf bir durum söz konusu:   

Umarız Suudi Arabistan ne yaptığını ve ne beklemesi gerektiğini biliyordur. Şeytana karşı bu sene ekstra tetikte olmaları gerekecek.

Belki de son 50 yılın en kritik Hac dönemi ile karşı karşıyayız...

Allah kutsal beldeleri ve her daim şeytanilerin hedefi olan Müslümanları şeytanların şerrinden korusun, bayramınız mübarek olsun…