02 Şubat 2016

Halk devletin sıcak yüzünü bekliyor

Türkiye tarihinin en büyük oyunuyla karşı karşıya. Kürt sorunu üzerinden karıştırmaya çalışan bir ülke ve dünyanın dört bir yanından Müslüman avına gelmişçesine bölgeye taşınan Sniperler eliyle bu ülkenin değerleri olan gençleri yok ediliyor.

Hendeklerin iki yakasında insanlar ölüyor. Hiçbir zaman düşman olamayacak insanlar bir birlerine silah sıkıp bir birlerini öldürüyorlar. Kapanan mahalleler, süren çatışmalar, çukurlar nedeniyle göçmek zorunda kalmış sayısı 200 bini bulmuş insanlar. Surdan halen kaçan kaçana, eşyasını kurtarma derdinde binlerce kişi 3-5 kilometre sırtında taşıdığı eşyasını kurtarmak için Sur dışında bekleyen araçlara taşıyan yığınların gözlerinde, dillerinde, yüreklerinde kor kor alevlenen nefret kokuyor her adım. Kendini kış günü evinden edene lanet ede ede, söylene söylene terk ediyorlar evlerini. Çoğu öyle fakir ki, bir iki litrelik yağını dahi geride bırakamayacak kadar muhtaç insanlar, evlerini terk ediyorlar. Onlara durun gitmeyin, sokakları bizimle savunun diyenlere, biz asla sizinle olmayacağız, şehrimizi Suriye'nin şehirlerine çevirmenize izin vermeyeceğiz dercesine bir telaşla evlerini terk ediyorlar. Örgüt hiç olmadığı kadar yalnız şimdi, Hiç olmadığı kadar çaresiz, saldırgan durumda,  Çiyager'e de saldırırken aslında bu çaresizliğini sergiliyordu. Tükenmişliğin kapısını aralarken, 40 yılda üst üste topladığını, Barışta kazandığı tüm kazanımları kaybetmeye doğru gidiyor, kendi giderken Kürtleri de bataklığında yok etmeye çalışıyor.

Tüm olan bitenin arasında çaresizlik içinde evini terk edenler, devletten yeteli ilgiyi görememekten şikâyetçiler, belediyelerden şikâyetçiler. Dillerde “ 2 milyon Suriyeliye sahip çıkan devlet sıra bize gelince yavaş davranıyor, Belediyeler Şengal Ezidilerine yaptığının çeyreğini bizim için yapmadı” diyorlar. Uzanacak bir el, açılacak sıcak bir yürek bekliyorlar. Bunu da açık açık söylüyorlar. Hiç kimse örgüte değil, her kes yüzünü devlete dönmüş durumda. Umudunu devlette arıyor herkes.

 Bu hengamenin ortasında halka en sıcak ilgiyi bölgede faaliyet sürdüren 100'ün üzerindeki İslami sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu platform gösteriyor. Nerde bir çaresiz varsa kapsını dindarlar çalıyor. Birçok kişinin sofrası bu kuruluşların yardımlarıyla kuruluyor. İslami STK'lar yardımların yaparken bölgede tek soru soruyorlar “neye ihtiyacınız var?” temel dayanak noktaları “İnsanlık”. Yiğit yürekli Kürtlere yiğit bir yürek açıyorlar. Doğu ve batı arasında köprü kuruyorlar. Aslında devletin bürokratik hantallık yüzünden yapmakta geciktiğini onlar yapıyorlar. Gece gündüz onlardan birlerini sırtında çuvalla Hz. Ömer vari bir üslupla sırtında torba, elinde koli görebilirsiniz. Statüsüne bakmadan dört tarafta koşuşturuyorlar. İyiliği Güneydoğunun sokaklarına taşıyorlar, elleri öpülesi insanlar.

Yetmiyor ama, ne olursa olsun devlet eli daha farklı. Herkes devlete dönmüş durumda yüzünü 90'larda devletin baskısından kaçıp örgüte sığınanlar, bugün örgütten kaçıp devlete sığınmaya çalışıyorlar. Devlet gereğini acilen yapmak zorunda, buradan çağrım başta Başbakanımız Sayın Davutoğlu olmak üzere tüm yetkililere; elinizi çabuk tutun. Size dönen yüzlere o güzel gülümsemenizle mukabele edin. Devletin babalığının sembolü olan o güzel yüzünüzle…