07 Eylül 2015

Halkın PKK’ya tepkisi ve PKK’nın Kürt katliamı

Halkın PKK'ya tepkisi ve PKK'nın Kürt katliamı

Devletin “topyekün mücadele konseptine” geçişi, halkın örgüte yönelik tepkisi ile devam ettiğinde, örgüt silahları toprağa gömmese de tez zamanda silahları ile toprağa gömülecektir.

Terör örgütü ile mücadelede atılan kararlı adımlar ve topyekün mücadele konseptine geçilmesi, belli ki; yarım yüzyıla yakın bir zamandır ülkeyi esir alan PKK terörünün sonunu da hızlandırdı.

Örgütün tükenişe doğru savrulduğunu anlamak için, üst düzey yöneticilerinin telsiz konuşmalarına yansıyan şu sözlerine göz atmak yeterli: “Doğrudan devletin gücünü ensemizde hissettik; hezimete uğradık…”

22 Temmuz'dan bu yana yürütülen operasyonlarda 1000'i aşkın teröristin öldürülüp 700'e yakınının da yaralanması, 3000'e yakın örgüt üyesi ve sempatizanının da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınması, kararlılığın, her geçen gün artan dozla mücadeleye yansıdığını gösteriyor.

Sergilenen kararlılık, halkın örgütten korkusunu gidermede de önemli bir unsur. Halk, örgüt korkusunu yenince, örgüte karşı koymaya başladı.

Yakın zaman önce Tunceli'de yaşanan ve örgüte destek anlamına gelen olayı istisna olarak bir kenara koyduğumuzda; bölgede halkın örgüte tepki vermeye başladığını gösteren fazlaca örnekler var.

Mesela bir grup teröristin, 2 Eylül günü Şırnak'ta bir Jandarma Uzman Çavuş'u, ailesinin de bulunduğu araçtan indirdiği sırada olayı gören Şırnaklılar'ın, silahlı teröristlerin çevresinde toplanarak müdahale etmesi, kısa sürede sayısı artan kalabalığı korkutmak isteyen teröristlerin havaya ateş açarken, vatandaşların Uzman Çavuşu ve eşini kargaşadan yaralanıp araca bindirerek olay yerinden uzaklaşmalarını sağlaması, bunun için siper olması, çok önemli gelişme. Yine teröre lanetleyen asker ve polise destek yürüyüşlerinde Türk bayrağının dalgalandığı fotograflar, öyle yabana atılacak fotoğraflar değil… Örgüt, bu gelişmenin ne kadar önemli bir virajı işaret ettiğini anlamış olmalı. Örgüt üst düzey elebaşılarının kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında, halka yönelik kullanılan nefret dili de bunu gösteriyor. İşte o konuşmalardan sadece küçük bir bölüm: “Bizi fareler gibi ortada bıraktılar. Halka çok güvenmeyin; şiddet ve korku onları tekrar kendilerine getirecektir. Gerektiğinde hedef gözetmeden indirin, gücümüzü görsünler.”

Halkı katletme talimatının da yer aldığı bu konuşmanın uygulamaları da var.

Terör örgütü, son iki ayda 3'ü çocuk 21 Kürdü katletti. İşte bunlardan bazıları:

- Nerşüde Köprüsü'nde PKK'lılar tarafından araçlarına ateş açılan Celal İnan ve Muhsin Kaya'yı ağır yaraladı. Celal İnan hastanede yaşamını yitirdi.

- Şırnak'ta bir araca ateş açan teröristler, Lokman Bayar isimli Kürt vatandaşı katletti 6 yaşındaki yeğenini de ağır yaraladı.

- Teröristler, Kulp-Lice yolunda, Kürt doktor Abdullah Biroğul'un aracına ateş açarak, bütün zor şartlara rağmen Toplum Sağlığı Merkezi'nde Kürt vatandaşların imdadına yetişen doktoru katletti.

- Erzincan-Kemah yolunda ateş açtıkları araçta bulunan 64 yaşındaki Makbule Vural'ı katleden PKK teröristlerinin, bölge halkına yönelik en acı katliamlarından birinin kurbanı da ekmek almaya giden 13 yaşındaki Fırat Sımpıl oldu. Sımpıl, örgüt tarafından hazırlanan patlayıcı düzeneğinin patlatılması sonucu küçücük vücudu parçalara ayrılarak can verdi.

- Örgütün en son katlettiği Kürt de Tunceli'de karakol basarken etrafa rasgele ateş açarak ağır yaraladığı Ayten Günhan oldu.

“Gerektiğinde hedef gözetmeden indirin, gücümüzü görsünler” talimatının birer yansıması olan bu katliamlar sadece basına yansıyanlar. Bir de halkın üzerindeki bunaltıcı baskının psikolojik yansımaları var.

Buna karşılık,  şunu rahatlıkla ifade edebiliriz; Devletin “topyekün mücadele konseptine” geçişi, halkın örgüte yönelik tepkisi ile devam ettiğinde, örgüt silahları toprağa gömmese de tez zamanda silahları ile toprağa gömülecektir.