29 May 2015

HDP'NİN İKİYÜZLÜ SEÇİM STRATEJİSİ

İşte açık açık söylüyorum, HDP barajı geçmesin.

Israrla "geçsin", "geçmeli" diyor ya bütün borazanlar, benim temennim geçmemesi yönünde.

Seçim kendi tabii mecrasında aksaydı farklı düşünülebilirdi ama öyle değil ortada büyük bir sahtekarlık var.

Ben "HDP baraja takılsın" diyenlerdenim.

Bu partinin Türkiye'ye vereceği bir şeyleri olduğuna inanmıyorum da o yüzden.

Bir başka gerekçem ise HDP'nin ve onu pazarlayanların iki yüzlülüğü. Köşesi olan, söyleyecek sözü olan liberal, demokrat, solcu, kemalist, cemaatçi geçinen kim varsa bu milleti enayi yerine koyuyor.

El birliğiyle HDP'ye makyaj yapıp satmaya, bütün kusurlarını makyaj hileleriyle kapatmaya çalışıyorlar.  Azıcık sol, biraz sosyalist, çokça marksist geleneğin uzantısı olan terör kaynaklı kürt siyaseti üzerinde toplum algısını değiştirmek için var güçleriyle yazıp çiziyorlar.

Sadece Ak Parti karşıtlığı üzerine kurulu bir duruşla HDP'nin barajı geçmesi/geçmemesi durumunda oluşacak tablo sebep gösterilerek "geçmeli" dense ve HDP'nin yanında yer alınsa daha namuslu olacak. Ancak iş sahtekârlık boyutuna geçince insanın tahammül sınırları zorlanıyor.

Ortada elindeki silahı bırakmamış senelerdir doğudan batıya bütün millete kan kusturmuş bir terör örgütüyle organik bağı olan bir parti vardı, kabul. "Dağda silah yerine ovada siyaset" dedik ve dediler, kabul. Zaman zaman kanın, tehdidin, silahın gölgesinde konuşuyorlardı ve -doğru olduğu için değil kendi içinde bu da tutarlı olduğu için- buna da kabul. İşte bu yüzden keşke HDP kendisi kalarak siyaset yapsaydı, yine bildiğimiz HDP olarak seçmenin karşısına çıksaydı. Şimdi Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP siyasetinin, siyasetçilerinin allanıp pullanıp sevgi pıtırcıkları olarak karşımıza çıkması, çıkarılmaları bu yüzden sahtekârlıktan başka bir şey değil.

Düne kadar HDP tıynetine uygun bir siyaset biçimi içindeydi.

Gerçek yüzü de buydu.

İzmir'deki kadın da bunu biliyordu, Hakkari'deki esnaf da.

Bugün başta atadan dededen CHP'li seçmen başta olmak üzere oy kullanacak herkese HDP siyasetinin sürekli şiddeti, terörü yedeğinde tuttuğu gerçeği unutturulmak isteniyor.

Medyada bir HDP güzellemesidir gidiyor. Terörle ve kanla böylesi iç içe geçmiş yapının nasıl da güzel ve demokrat olduğunu anlatma peşinde hepsi.

HDP'nin terörle bağı hatırlatıldığında "bırak şimdi, görme onu" diyorlar, "bak ne kadar genç, ne kadar karizmatik, ne kadar demokrat, ne kadar güler yüzlü" diye pazarlıyorlar HDP'yi ve onun eş başkanını... 

Bu kafası karışık seçmene söylenecek eski bir atasözü var "Her şey aslına rücu eder". Ve bu çizgide siyaset yapan için aslolan da şu; HDP ve Kandil ayrı ayrı, bağımsız değiller, iki canlının tek bir organizması gibi birbirinden faydalanarak var olan bir yaşam biçimleri var.

Şimdi seçmen, bu gerçeği görmesin, sanki bu parti "birkaç ay önce kurulmuş gibi hareket etsin" isteniyor.

HDP aynı zamanda kürtler için de en büyük baş belası.

Terör örgütünün siyasi uzantısı pol pot rejiminin doğu ve güneydoğudaki temsilcisi gibi hareket ediyor.

Elde silah ev ev köy köy dolaşarak bölge halkına kan kusturuyor, egemenliğini onun üzerinde ispatlama turları atıyor.

Ölüm tehditleri ile kepenk kapattırıyor, para ve mal bağışına zorluyor, çocuklarını dağa kaçırıyor, devlete karşı sokak eylemlerine sürüklüyor kürtleri.

Bir yanda "doğuya ve güneydoğuya yatırım gelmiyor" argümanına sarılıyor diğer yanda (Hakkari Selahaddin Eyyübi Havalimanı örneğinde olduğu gibi) oralara giden yatırımı engellemek için her türlü terör faaliyetine başvuruyor.

Terörö rağmen yatırım tamamlanınca da "devlet propaganda için bunu yaptı " adı altında halkın açılış coşkusuna dahil olmasına izin verilmiyor. 

Batıda elinde çiçek seçmenin karşısına çıkanlar; doğuda elde silah açık tehditlerle oy istiyor, 6/7 Ekim örneğinde olduğu gibi halkı sokağa/isyana çağırarak, et dağıtan masum gençlerin kanına canına kastediliyor.

Yasin Börü ve arkadaşları gibi gencecik kürtler sırf kendileri gibi düşünmüyor diye balkondan atılıyor, yetmiyor ölü bedenlerine en aşağılık işkenceler uygulanıyor.

Ve maalesef tüm bunların üstü en koyu makyaj malzemeleriyle örtülüyor.

Ak Parti karşıtlığı onlara göre her yolu, her türlü ahlaksızlığı mübah gören bir davranış biçimine dönüşüyor.

HDP'nin de rızasıyla ahlaksızca yöntemlerle seçim kampanyası yürütülüyor 

Eski hasımlarının da içinde bulunduğu güruh tarafından allanıp pullanarak piyasaya sürülmeyi  peşinen kabul eden HDP'lilere de bir uyarı.

Başta medya mensupları olmak üzere düne kadar sizi, savunduğunuz değerleri (katılmasam da), dilinizi yok sayan, yıllarca devletin ceberrut elinin tepenize binmesine seyirci kalan hatta bunu destekleyen/alkışlayanların bugün sizi kucaklamasına aldanmayın, güvenmeyin. Onlar için bugün kullanılabilir araçlardan sadece birisiniz. İlk fırsatta eski Türkiye'ye dönmenin hayalini kuran –inanılır gibi değil İngiliz "The Times"ları bile yazıyor yahu- bu anlayışın yapacağı şey yine aynı olacak; Müslümanları, kürtleri, alevileri ve diğer tüm azınlıkları rejmin ağır baskısı altında ezmek mümkünse yok etmek.

Az önce belirttiğim gibi "her şey aslına rücu etmekle mükellef" çünkü.

Tolstoy'un da dediği gibi "Sakın ahlak kurallarını çiğnemeyin çünkü öcünü çabuk alır"