12 Haziran 2015

Hedef Hükümet

Seçim bitti nihayet. Sandıklar açıldı. Milli irade tecelli etti. Halk koalisyona karar verdik dedi.

 

Başbakan Davutoğlu usulen istifasını sundu Cumhurbaşkanına. Yeni hükümet kuruluncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirildi.

 

İlk günden kapıları sert şekilde kapattı bazı liderler. Türk siyasal geleneğinde kapının böylesine sert ve aceleyle kapatıldığı hiç görülmüş şey değildir.Devlet başsız kalmaz. Zira bir şekilde bir yönetim oluşur,şöyle veya böyle.

 

Süreç başladı. Başbakan ve kurmayları koalisyon yollarını deneyecekler. Bu noktada esas bakmamız gereken yer, HDP'nin 5 Haziran Diyarbakır mitinginde gerçekleştirilen patlama ve bu patlamanın neticesinde seçimin etkilenmesi olmalıdır diye düşünüyorum.

 

Ortalık sis ve pus dumanıyla kaplanınca aklı selim rafa kalkmış görünüyor. Diyarbakır patlamasının failinin yakalanması ve davayla ilgili basına yasak getirilmesi kafa karıştırıyor. Olayın oluş şekli ve nedenleri muamma olarak duruyor. En fazla etkisini iktidar üzerinde gösteren bu patlamanın muamma olarak kalması kime fayda sağlayacaktır.Bazıları tarafından olay "seçime yönelik bir  kaos çıkarma eylemidir" dense de ben olayı Hükümete yönelik bir operasyonun ayak sesi olarak okuyorum.

 

 

Hükümet kurma çabalarının başladığı Salı günü itibariyle Türkiye'nin en rahat kışkırtılacak problemi olan HDP ve Hüdapar veya ardıl çatışma alanı olan PKK ve Hizbullah çatışması kaşınmaya başlandı.  Bu günlerde eski problemler olan sağ-sol, Türk-Kürt artık geçerliliğini yitirmiş görünüyorlar ve bu sorunların  sahipleri bugün artık gizleme gereği görmeden kolkola dolaşıyorlar.

 

 HÜDAPAR'a yakınlığıyla bilinen Diyarbakır merkezli İHYADER adlı derneğin başkanı ve aynı zamanda HÜDAPAR üyesi Aytaç Baran evinin önünde bir suikast sonucu öldürüldü. Aynı gün birkaç saat sonra aynı bölgede 3 kişi daha öldürüldü. Aynı gece çeşitli işyerlerine saldırılar gerçekleşitirildi ve 1 kişi daha öldürüldü.

 

Seçim öncesi kaos planının bertaraf edilmediği ortada aslında. Hedef hala Ak Partinin hükümet kurmaması, kuramaması üzerine işliyor. Her vesileyle ortalık kan gölüne çevrilmek için tüm durumlar bir bir kullanılmaya devam ediliyor. Bölgede ciddi bir güvenlik zaafiyeti var. Birileri bunu bir fırsata dönüştürme yolunda elleri açık bekliyor.

 

Herkesin hesabı olur, zira Allah hesap yapanların en hayırlısıdır.(1) seçim öncesi boşa çıkan bu kardeşi kardeşe kırdırmaya yönelik tuzak nasıl ki yapanların ellerinde kaldıysa, bu gün oynan tuzakta aynı şekilde yapanların ellerinde patlayacaktır. Güvenlik güçleri bu olayların faiilerini bulup yargı önüne çıkarıp bu ateşe bir su dökülmesine vesile olmakla mükelleftirler. Aksi halde karanlık eller bu olayları kışkırtıp ellerini ovuşturmaya devam edeceklerdir.

Daha çok olay göreceğiz, hedef Ak Partiyi iktidar ortağı yapmamak, önce Cumhurbaşkanını, ardından hükümeti ve Türkiyede ileri gelen tüm kesimleri yargılamak... Zaten Hürriyet'in "%52 ile gelen Cumhurbaşkanına idam" başlığı bunun işaret fişeği değil miydi? Paralel yapının tetikçi gazetesi Meydan'da önceki gün kendi manifestosunu yayınlamıştı, el altından 10 madde ile kuruacak hükümete istikamet vermeye başlamıştı kendince.

 

Diyarbakır olayları acilen aydınlatılmalı, suç ve suçlular adalet önüne çıkarılmazsa bu oyun devam eder. Ama ben meydan aklıyla Siyasal aklın farklı işlediğine inananlardanım. En kısa sürede Türkiye üstündeki kara bulutları dağıtacak, yanlışları düzeltecektir. Savaş tamtamlarınını çalıp, istikrarsızlık bekleyenler avuçlarını yalayacaklardır.

 

Biraz feraset, biraz azim... ihtiyacımız olan bu...

Allah bu ümmeti başsız bırakmasın...

Selam ile efendim...

Twitter:  @evsenomer

 



1)    Enfal Suresi 30. Ayet