18 Eylül 2015

Hedi bese / Artık yeter!

Geçtiğimiz Salı Diyarbakır Şeyh Sait meydanında Memur-Sen öncülüğündeki 600 STK “Hedi Bese”, “Artık Yeter” dedi.

“Artık Yeter” çığlığı çok yabancı (!) gelebilir size. 40 yıla yakın süredir, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu kan ve gözyaşının başkenti olmuş durumdaydı. Çözüm süreci ile akan kanın durdurulması noktasında ciddi adımlar atıldı. 3 küsur yıldır her hangi bir cenaze gelmemiş, Çatışma olmamış, analar ağlamamış, ülke cennet yerine dönme namzedi haline gelmişti.

Kan yeniden dökülmeye başladı, analar yine ağlamaya başladı. Kapalı kapılar ardındaki kirli adamlar ellerini ovuşturmaya başladı. Ölen her Türk'te ve her Kürt'te yeniden keyiflenmeye başladılar. Hele son günlerde yıllardır yapamadıkları Türk- Kürt savaşını kırılma noktasına taşıdık deyip savaşa hazır olun mesajını tüm ülkeye yaymak için çalışmalarına son hız devam ediyorlar.

İşte bu noktada başta Memur-Sen olmak üzere bölge STK'ları ciddi bir sorumluluk alarak Diyarbakır Şeyh Said Meydanı'ndan seslendiler “Hedi Bese”:“Artık Yeter”… Akan kana, toprağa düşen her gence, anaların gözyaşına, korkuya, gelecek endişesine “Artık Yeter” hem de en güçlü şekilde.

“Hedi Bese” Kürt olduğu için batıda mevsimlik işçi olarak çalışmaya gidip saldırıya uğramaya, ekmeğinin peşinde dükkânında insanlara “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” hadisi düsturuyla çalışıp yalnızca hizmet üreten yüreği güzel insanlara saldırılara dur demek için 600 STK meydanlardaydı.

Amacımız eşit yurttaşlık. Davamız herkes için özgürlük. Çabamız ebedi kardeşlik. Silah hak arama yöntemi olamaz, var olan sorunları derinleştirmekten başka işe yaramaz. Vesayet hiç bir derdimize çözüm üretmez, çare bekleyen dertlerimizi iyileştirmez, deyip alanlara çıktılar. Çokta iyi ettiler. Yüreklerine sağlık, cesaretlerinden dolayı Türkiye olarak onlara minnettarız.

Barışın en temel şartı silahların susmasıdır, dediler. Sivil siyasetin önü açılsın, çözüm adresi meclistir, dediler. Devlete Demokratik adımlardan vazgeçmeyin, Özgürlükçü bir Anayasa hedefiyle yürüyün. Aramızdaki kardeşliğin tesisi için elinizden geleni yapın, yapmazsanız, sizleri yüreğimizin en derin yerine mahkûm ederiz. Bizi m affetmediğimizi tarih asla affetmez dediler. Belki de en önemlisi tarih savaş yapanları değil barış yapanları yazar demek istediler.

Onları yürekten destekliyoruz. Aslında Türkiye'nin her hanesinden bu sesler yükseliyor. Bu 600 STK buna tercüman oldu. Bir gedik açtılar Surda mukaddes mi, mukaddes. Hem de Diyarbekir'in ve bölgenin kara taşının, kara talihinin inadına yüreklerini ortaya koyarak. Peygamberler ve Sahabeler şehrinden Sahabece bir tavırla.

Haydi, ses ver Türkiye, ses ver ki bir daha canların toprağa düşmesin. Yüreğin yanmasın. Kimse üstünde kara oyunlar oynamasın.

Teşekkürler 600 STK, yüreğinize hayranız. Yüreğinize sağlık…