14 Nisan 2017

‘Her şey biz yaşarken oldu’

1972 muhtırası verildiğinde çocuktum. Ardından Kıbrıs çıkarması yaşandı.

Kıbrıs'ın gerçek kahramanı / fatihi Rahmetli Erbakan Hoca olmasına rağmen Rockefeller'in bursu ile ABD'de eğitim görmüş, Alman Yahudi'si, ünlü Siyonist Henry A. Kissinger'in talebesi ve ülkeyi krizden krize sürükleyen Ecevit gözümüzün önünde ‘Kıbrıs fatihi' ilan edildi.

Deniz Baykal bile Rockefeller'in bursu ile okumuş Amerika'da, tıpkı Ecevit ve Baykal'ı siyasete sokan Kasım Gülek gibi.

Biz ortaokul da okurken oldu 12 Eylül darbesi.

Gözümüzün önünde askılar bir sağ, bir sol denilerek ateşe attılar gençleri.

Biz üniversite sınavında iken suikast düzenlediler Özal'a.

Turgut Özal, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Çetin Emeç, Adnan Kahveci, Bahriye Uçak, Muammer Aksoy, Bedri İncetahtacı, Gaffar Okkan, Necip Haplemitoğlu herkesin gözleri önünde öldürüldü 90'larda.

PKK sorununun çözümüne yönelik sivil çözüm paketi masada iken 33 silahsız er PKK'ya haber verilerek kurşuna dizdirildi.

Sivas'ta provokasyon ve katliam, Başbağlar köyünde ise yine 33 masum Müslüman köylü şehid edildi.

Sözde kaza ve Susurluk'ta irin patlamadı.

5 Nisan 1994 ekonomik krizi adıyla ülke ve millet soyuldu.

Alçakların 28 Şubat zulmü, bugün Erdoğan düşmanlığı yapanların yalakalıkları ve Sabatayist asker görünümlü çetelere verdikleri destekle göz göre göre yaşandı.

Gümrük Birliği' masalıyla Türkiye yeni bir kapitülasyona imza attırıldı.

Batılılar Harrp tekniği ile Marmara'da deprem yaptı.

Ziya Gökalp'ten şiir okuduğu için Recep Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığından alınıp, hapse atıldı.

ANS, durduk yere Rockefeller'in Ecevit'i tarafından cumhurbaşkanı yapıldı.

Anaysa fırlatılarak bu ülke ve milletin yatım trilyon doları çalındı.

Muhtar bile olamaz” ve “411 el kaosta kalktı” manşeti bu ülkede atıldı.

367 numarası çekildi.

Necdet Sezer, Cumhurbaşkanlığı süresi bittiği halde 8 ay koltuğu yetkisiz bir şekilde işgal etti.

Aselsan'da stratejik projelerin başında görev yapan gencecik fidanlar katledilip, intihar süsü verilip, üstü kapatıldı.

16 Nisan muhtırası verildi. Tarihte ilk kez bir hükümet askere meydan okudu.

Hrand Dink, rahip Santora, Zirve Yayınevi, Danıştay saldırısı yapıldı gözlerimizin önünde.

Muhsin Yazıcıoğlu'nu katletti, bütün bu cinayetlerin faili FETÖ-NATO gladyosu.

İstediği terörist MİT müsteşarı yapılmadı diye, terör örgütü FETÖ, MİT'e operasyon çekti.

FETÖ ve Vatikan'ı eleştiren Aytunç Altındal zehirlenerek öldürüldü.

17/25 Aralık yargı darbesi yapıldı.

FETÖ elebaşısı hakkında kitap yazdığı için gazeteci Haydar Meriç öldürüldü.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, ‘terör örgütü üyesi' safsatası ile tutuklandı.

… ve daha dün 15 Temmuz iç savaş ve işgal girişimi yaşandı.

İsmet Özel'in dediği gibi ‘her şey ben yaşarken oldu',

EVET, her şey biz yaşarken oldu her şey, hem de gözümüzün önünde.

Yine İsmet Özel'in dediği ‘bunu bilsin insanlar'

Çünkü ‘ben yaşarken koptu bu tufan'lar...

Şu kısacık ömrümde gördüm bu kadar alçaklığa ve daha fazlasına tahammülüm yok.

Daha fazlası yaşanmasın,

devleti gladyolar yönetmesin,

teröristler devlet ve milletin sinir uçlarına kadar sızmasın,

siyaset kasetlerle dizayn edilmesin,

koalisyon olmasın,

içsiz sapsızlar cumhurbaşkanı olmasın,

iktisadi krizler yaşanmasın,

millete deli gömleği giydirilmesin,

ülkeyi işgale yeltenilmesin,

devlet çift kimlikli karanlık tiplerden kurtarılsın ve

yukarıda sadece ilk akla gelenleri yani çok azı listelenen şerler yaşanmasın diye

16 NİSAN'da sandığa gidip EVET diyeceğiz.