29 Ekim 2016

Hz Muhammed- Allah’ın Elçisi’ Filmi Vizyonda

‘Hz. Muhammed-Allah'ın Elçisi' filmi merakla bekleniliyordu. Film sinema eleştirmenleri tarafından teknik olarak mükemmel, içerik olarak problemli bulundu.

Düşünce aşamasında iken bile tartışmaları beraberinde getirmişti. Suudi Arabistan ve Mısır'da yasaklanandı. Tartışmanın sebebi ise yüzü hariç bazı uzuvlarının görünecek olması idi. Bu filmle İran, büyük bir gedik açmış oldu.  Hz. Peygamber bebeklik ve ilk gençlik çağlarında, yüzü hariç, çeşitli açılardan görselleştirilmiş oluyor. Bir sahnede ise peygamberimizi canlandıran kişinin elleri yüzünde iken gözler görünüyor.

Yol bir kez açıldı mı, gerisinin gelmesi muhtemeldir. Korkuda bundandı ve maalesef korkulan oldu.

 

Yapımcı ülke İran, yönetmen Mecid Mecidi olunca filmde her türlü perdelemeye rağmen Şia kültürü hakim. Film, ‘Çağrı' filminin yerine oturtulmak istense de ‘Çağrı'nın gölgesinde kalacağı kesindir. Herkesin çok sevdiği ‘Çağrı' filminde peygamberimiz gösterilmeden ne de güzel anlatılmıştı.

Yönetmen Mecid Mecidi ama film Mecidi'nin şu ana kadar olan yapıtlarıyla hiç ilgisi yok. 30 milyon doların üzerinde bir bütçe ile çekilmiş ve sinematografik tüm özellikleriyle  Hollywood matematiğine yaslanmış bir yapımÇok çok iyi bir kadro ile çalışılmış. Hollywood yapımlarını izlerken gıpta ettiğimiz özelliklerin hepsi yansımış. Mucizelerin anlatıldığı doğa olayları harika. Fil süresinde anlatılan kuş sahnesi muazzam olmuş. Hatta izlerken tüyleriniz diken diken olup gözlerinizden yaşta gelebilir.

Bu açıdan bakınca muhteşem bir filmle karşı karşıyasınız. Ama içerikte sorun var.  

Üzerinde çok tartışmalar olunca Mecidi herkese yaranmaya çalışmış ama olmamış.  Şii olan Mecidi Sünnileri de kırmadan senaryo etmeye çabalamış. Bir taraftan da Hıristiyan ve Yahudileri olaya dahil etmiş.   

 Peygamberimizin hayatının anlatıldığı bir filmde, en yakın arkadaşları, dostları olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz Aişe' den nedense hiç bahsedilmemiş. Çok az miktarda Hz Hamza'dan bahsedilse bile eksik tanıtılmış. Öbür taraftan bizler şu ana kadar Müslüman olmadı olarak bildiğimiz Hz Ali'nin babası Ebu Talip filmde tebliğ yapıyor. Burada gözler Diyanet İşleri başkanlığına çevrilse de film, diyanetten onay almış gözüküyor.

Hiç kuşkusuz önümüzdeki günlerde ilahiyatçılar, İslam tarihçileri, hatta siyasiler arasında bile tartışma konusu olacaktır.

Eleştirel yanları olsa da bu film inşallah,  İslam fobinin tavan yaptığı günümüzde, peygamberimizi sadece yanlış bilgilerle ve duyumlarla tanıyan Müslüman olmayan kitleye bir mesaj niteliğinde olur. İzledikten sonra etkilenen ve sorgulayan, doğruları araştırmaya yönelenlerin olmasını umut edelim.

 

Ali Koç “Medyamız ülke çıkarlarını düşünmek zorunda.”

Türk İslam Eserleri Müzesi Koleksiyonundaki el yazması Kur'an-ı Kerim'ler Koç grubunun sponsorluğunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Smithsonian Müzesi işbirliğinde Washington'da sergileniyor.

Serginin açılışı sebebiyle Amerika da gazetecilerle samimi sohbetler yapan Ali Koç, İslamofobi'nin, batılı siyasetçilerinin konuşmalarında sıkça dile getirilmesinin endişe verici olduğunu dile getirirken ülkemizde medyanın milli bir duruş sergilemesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Son günlerde Fenerbahçe için başkan adayı olarak da ismi geçen Koç Holding Başkanvekili Ali Koç Amerika da dikkat çeken sözler söyledi.

Ali Koç gazeteci arkadaşlarımız Bedir Acar ile yaptığı sohbette bakın neler söylemiş: “Batılı siyasetçilerin seçim kampanyalarında bile rahatlıkla İslamofobi den bahseder noktaya gelmesi endişe verici. Şimdi, bizim dinimizin yüzyıllara dayanan hassasiyetleri, unsurları, dengeleri var. Buraya baktığınız zaman kanaat önderleri, siyasetçileri, düşünce kuruluşları bile bizim hassasiyetlerimizden bihaberler. Batı'nın Ortadoğu'yu, İslam dinini doğru anlayamadığını üzülerek, yaşayarak görüyoruz. Bazı konularda farkındalık oluşturmak adına medya çok önemli. Medyamız ülke çıkarlarını düşünmek zorunda. Oysa ülkemizde hasarsız bir basın toplantısı yapmak bile zor. Her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz.”