05 May 2020

İÇ EVRENİNİZDE HER ŞEY YOLUNDA MI?

Mutluluğu sürekli  başka yerlerde arıyoruz. Başına "yeni" sıfatı alan her kelimenin bize hiç bitmeyecek bir mutluluk getireceğine olan inancımızın bu kaçıncı yere çakılışı? Bazen bir eşya, uzak bir şehir, bir kıyafet veya başka bir insan.. Yeniden canlandırıyor içimizdeki "mutluluğu başka yerde aramak" eylemini.

Kendi içimize bakabildik mi? Oranın nabzını kontrol edebildik mi? Hiç zannetmiyorum.

Yaşam ağımızda ilerlerken hep bir mutluluğu kovalama telaşesi içerisinde geçiriyoruz ömrümüze verilen saat, gün ve ayları.. Hep bir memnuniyetsizlik ile "bu da değilse başka; yerde, insanda, işte, eşyada, mekânda..."  felsefesini merkezde tutuyoruz. Ve yine her defasında elimiz boş bir şekilde dönüyoruz inşa ettiğimiz  benlik kalelerimize.

Peki ya aradığımız o mutluluk, kalemizin içindeyse? Kendimiz onu inşa etmiş ve dış dünyanın ışıltısına kapılarak kalemizin içerisinde bir odada unutmuş olamaz mıyız?

Kaynağı dış dünyada olmayan ve gittiğimiz her yere kendimizle götürebileceğimiz bir hazinedir inşa ettiğimiz mutluluk kavramı. İçimizde keşfedilmeyi bekleyen bir mücevherdir mutluluk.

Mutlu olmak, sahip olduklarınızla o ân neler yapabildiğinizle doğru orantılıdır. İçinde bulunduğunuz şartlar dahilinde; ürettiğiniz, söylediğiniz, yaptığınız, sevdiğiniz her şey sizin eserinizdir. İnsan dış şartları, kendi içindeki evrenle süslediği kadar mutlu, üreten ve huzurlu olur. Bu şekilde hayatına bir anlam katar. İnsanın çabası, hayatının anlamıdır. Bunu keşfedebilen her insan, koşullar ne olursa olsun mutluluk kalesini inşa edebilir. Herkese bu keşif yolculuğuna çıkabilecek cesareti diliyorum.