18 Şubat 2021

​İKİ MAĞARA: SEVR ve GARA

İnsanlık tarihini değiştiren olaylar sadece şatolarda, saraylarda değil bazen de mağaralarda yaşanır. Mağaralar bilirim, içinde cennetten bahçeler kurulmuştur, mağaralar bilirim içinde yiğitler alçakça vurulmuştur. Bugün size iki farklı mağaranın, tarihin akışını nasıl değiştirdiğini ve nasıl değiştireceğini yazacağım.

Müslümanların Medine’ye hicret etmesi üzerine Hz. Muhammed’in de oraya gidip Müslümanların başına geçmesinden endişelen müşrikler Peygamberimizi öldürme kararı aldılar. Kureyş’te bulunan her kabileden bir gencin katılacağı bir grup Hz. Muhammed’i öldürecekti. Bunu haber alan Peygamberimiz, bir plan yaparak Mekke’den ayrıldı. Yanında ise dünya ve ahiret yoldaşı ve dostların en güzeli, Hz. Ebu Bekir vardı. Müşriklerden kaçarak Sevr mağarasına sığındılar.

Masum ve mazlumların umudu, Allah’ın kutlu elçisi, soğuk ve ışıksız Sevr’in misafiri olmuştu. Sevr, nasılda mahcup, nasılda mağrurdu. Zira bir mağaranın payına düşebilecek en güzel yazgıydı, Muhammed’i misafir etmek. Gül kokusunu hapsetti soğuk duvarlarına ve en şerefli misafirini vermedi İslam’ın düşmanlarına. Hz. Ebu Bekir’in, onları takip edenlerin kendilerini bulacağından endişelendiği bir anda Hz. Muhammed ona korkmamasını, Allah’ın onlarla birlikte olduğunu ve kendilerine mutlaka yardım edeceğini söyledi. Allah’ı Teala, Kuran-ı Kerimde bu durumu şöyle anlatmaktadır; Siz peygambere yardımcı olmasanız da önemli değil. Nitekim inkârcılar onu, iki kişiden biri olarak yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına "Tasalanma! Allah bizimle beraberdir" diyordu. Derken Allah ona kendi katından bir güven duygusu indirdi, sizin göremediğiniz askerlerle onu destekledi ve inkârcıların sözünü değersiz hale getirdi. Allah’ın sözü ise en yücedir. Çünkü Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir (Tevbe / 40).

Resul-i Ekrem ve Hz. Ebu Bekir, Sevr mağarasında üç gece kaldılar ve Sevr, en kıymetli misafirlerini Allah düşmanlarına vermedi. Tarihin kırılma anlarından biriydi o mağarada yaşananlar. Bu yüzden sonsuza dek şerefle anılacak ve taşta olsa sevgi duyulacak bir mekân oldu, Sevr mağarası.

Ülkemiz için tarihin kırılma anlarından biri, henüz birkaç gün önce yaşandı. Bir mağarada 13 vatandaşımız hain terör örgütü PKK tarafından katledildi. Çocukları ve kadınları dahi haince katleden, alçaklıkta herhangi bir sınır tanımayan ve sonu yaklaşmakta olan bu katiller, canımızı yaktılar, hem de çok. Ve işte yine bir başka mağara Gara, tarihin seyrini değiştiriyor. Devletimiz masum vatandaşlarının, askerinin ve polisinin öcünü almak için intikam yeminleri ediyor. Ve kahraman ordumuz zaferlerle bilenmiş pusatını hainlerin kalbine saplıyor.

İnanıyor ve umuyorum ki, neredeyse 40 yıldır süren terörle mücadelemiz çok uzak olmayan bir gelecekte nihayete erecektir. En çok güvendikleri ve kendilerini güvende hissettikleri inlerine dahi girilen alçaklar yerle yeksan olacaklar. Rabbim İslam’ın son ordusuna yeni zaferler nasip edecek ve şehitlerimizin kanı, kederli ailelerin intikamı yerde kalmayacaktır.

Zamanın ve mekânın gerçek sahibi O’dur. O dilerse, soğuk ve ışıksız mağaralardan nice kuruluş ve kurtuluş müjdeleri yayılır. Sevr, içinde yeryüzünün incisini sakladı ve İslam’ın kuruluşunu müjdeledi, Gara, bağrındaki şehitlerimizle ve artık üzerinde dalgalanan al sancağımızla, ülkemizin hain terör örgütünden kurtuluşunu müjdelesin inşallah.

Şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum. Peygamber efendimiz Sevr mağarasında, dostların en sadık ve güzel olanına “Üzülme, Allah bizimle beraberdir” demişti. İnanıyor ve güveniyoruz ki, Allah müminlerle, masum ve mazlumlarla beraberdir ve intikam alanların en hayırlısıdır. Rabbim kahraman güvenlik güçlerimizi, şehitlerimizin ve tüm masumların intikamına vesile eylesin.

Vesselam…