İnsanı geliştirme ya da geriletme potansiyeline sahip bir gerçeklik: Pişmanlık duygusu
İnsan, rasyonel bir varlıktır. Ancak insan, zaman zaman duygularına kapılıp kendisini önemsemeyip yanlış öncelikler belirleyip ve dürtüsel bir şekilde davranıp bu rasyonellikten uzaklaşabilmektedir. İşte bu süreçte insanın yaşadığı duygulardan bir de pişmanlıktır. Pişmanlık, insanlar arasında deneyimlenen yaygın bir duygudur. Örneğin yapılan çalışmalarda insanlara; "Hayatınıza yeniden başlayıp farklı şeyler yapmak ister miydiniz?" sorusu sorulduğunda, katılımcıların sadece yüzde biri asla demişlerdir. Katılımcıların %82'si bunu, en azından ara sıra düşündüklerini söylemiştir.
Pişmanlık nedir? TDK Sözlük’ünde pişman,
sıfat olarak kullanılan bir kelimedir. Bu
kelimenin sıfat olarak anlamı; “yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz
sonucunu görerek üzülen, nadim” şeklindedir. Pişmanlık kelimesi ise, isim
olarak kullanılmaktadır. Pişmanlık, pişman olma durumunu ifade etmektedir. Pişmanlık ile yakın ilişkili bir diğer
duygu hayal kırıklığıdır. Pişmanlık, sonucun kendi kararlarımızdan veya
eylemlerimizden kaynaklandığında yaşanır. Hayal
kırkılığı ise, sonucun bizim kontrolümüzün dışında olduğu zaman yaşanır. Pişmanlık,
kendine özgü bir duygu olarak kabul edilir. Pişmanlık genellikle bir üzüntü,
kendine karşı bir hayal kırıklığı, suçluluk veya utanç karışımı gibi duygular
üzerinden hissedilir. Pişmanlığın
deneyimsel niteliği ağırdır, karanlıktır ve hüzünlüdür. Pişmanlık, yaygın
bir insan deneyimidir. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışmada, farelerin
bile bu duyguyu hissettiği bulunmuştur.
İnsanlar ne zaman
pişmanlık duyarlar? Pişmanlık, insanın bir seçim noktasına gerip dönüp kendisine; “keşke şunu yapmasaydım” dediğinde yaşanır. Pişmanlık ayrıca, geçmişte bir seçim
yapmış olmamıza rağmen bazı ahlaki veya pratik yükümlülükleri yerine
getirememiş olmamız veya kendimize veya başkalarına zarar veren bir olay
zincirini başlatmamız sonucunda ortaya çıkabilir. Gerçek bir soruna neden
olmayan ancak geriye dönüşte "çok riskli", düşüncesiz veya
düşünülmemiş gibi görünen bir eylem yaptığımızda da pişmanlık duyabiliriz. Aynı şekilde, şimdi yapmak istediğimiz bir
eylemi yapmadığımızda da pişmanlık yaşayabiliriz. Pişmanlık beklentisi, iki
olası seçenek hakkında kararsız olduğumuzda da ortaya çıkabilir. İki seçenekte
eşit derecede çekici veya eşit derecede rahatsız edici görünüyorsa veya birini
seçmek diğerini seçmemek anlamına geliyorsa kararsızlık oluşabilir. Ayrıca, yapmadıklarımızdan da pişmanlık
duyabiliriz. Örneğin bir iş teklifini reddetmek veya bir işe başvurmamak,
romantik bir ortağa kendimizi açmamak gibi tepkilerden dolayı da pişmanlık
duyarız.
İnsanların en çok
pişmanlık duydukları şeyler nelerdir? Birincisi, bireylerin gerçekten
istedikleri hayatı yaşamadıklarına yönelik pişmanlıktır. Yaşamak istediğimiz
hayatı yaşadığımızı düşünmek bile bizi, pişmanlıktan uzaklaştırmaktadır ve iyi
oluşumuzu artırmaktadır. İkincisi;
insanlar çalışma yaşamına çok fazla zaman ayırmalarından dolayı pişmanlık
duymaktadırlar. İnsanların yaptıkları işleri; onların ait olma, yetkinlik
ve özerklik ihtiyaçlarını doyurduğu zaman insanların pişmanlıkları
azalmaktadır. Üçüncüsü, duygularımızı
yeterince ifade edememektir. Duyguları ifade edememek pek çok psikiyatrik
bozukluğa neden olmanın yanında bireylerde pişmanlıklar da oluşturur. Dördüncüsü, sevdiğimiz insanlarla yeterince
vakit geçirmemektir. Sevilen insanlarla birlikte zaman geçirmek hem
fiziksel hem de ruhsal sağlığa olumlu katkılar sunar. Beşincisi, kendimizi mutlu etmemektir. İnsanlar, yaşadıkları zaman
dilimlerini mutlu bir şekilde geçirdiklerinde onların pişmanlıkları
azalmaktadır.
Pişmanlık türleri
nelerdir? Psikoloji
literatüründe dört tür pişmanlığın olduğu belirtilmektedir. Bunlardan ilki temel pişmanlıktır. Bu
pişmanlık, insanın sorumsuzca, vicdanını
kullanmayarak ve tedbirsiz bir şekilde davranması sonucunda ortaya çıkan
pişmanlıktır. Bu pişmanlığı deneyimleyen insanlar, “keşke işi yapmış olsaydım”
şeklinde tepki verirler. İkincisi,
cesaret pişmanlığıdır. Bu pişmanlık türü,
insanın zamanında gereken eylemleri atmaması sonucunda gerçekleşmektedir.
Bir işi kurma, sevdiği bir insana açılma gibi durumlarda bireylerin gereken
adımları atmamaları cesaret pişmanlığı olarak değerlendirilir. İnsanlar, “keşke
o şansı kullansaydım” şeklinde cesaret pişmanlıklarını ifade ederler. Üçüncüsü, ahlaki pişmanlıktır. Bu
pişmanlık türünde birey, ahlaki açıdan doğru olanı yapmaz. Daha olumsuz bir
yolu tercih eder. Genellikle ahlaki pişmanlıkta bireyler, “keşke doğru şeyi
yapsaydım” şeklinde ifadelerde bulunurlar. Dördüncüsü,
bağlantı pişmanlıklarıdır. Bağlantı pişmanlığında birey, kendisi için
önemli olan ve kendisini destekleyen kişileri ihmal ettiğinde ortaya çıkar.
Bağlantı pişmanlığında bireyler, “keşke ona ulaşabilseydim” şeklinde ifadelerde
bulunurlar.
Pişmanlık
duygusunu sık yaşayan bireylerin özellikleri nelerdir? Birincisi, karar verme güçlükleri vardır. Karar vermekte zorlanan
insanlar, bir seçenek üzerinde düşünürken diğer seçeneklerin potansiyel
sonuçlarını sürekli olarak değerlendirme eğiliminde olurlar. Bu durumda,
aldıkları kararlar sonrasında kendilerini sorgulama ve pişmanlık duyma
eğilimleri artar. İkincisi, yüksek
düzeyde mükemmeliyetçi ve takıntılı kişilik özelliklerine sahiptirler. Bu
bireyler, kendi performanslarını ve kararlarını çok yüksek bir standartla
değerlendirme eğilimindedirler. Bu durumda, herhangi bir hata veya başarısızlık
onlar için büyük bir pişmanlık kaynağı olur. Üçüncüsü, yüksek düzeyde içsel eleştiriye sahiptirler. Bu kişiler,
kendi üzerlerinde aşırı derecede eleştireldirler. Bu bireyler, herhangi bir
hata veya başarısızlık durumunda kendilerini aşırı derecede suçlarlar ve böylece
pişmanlık duyarlar. Dördüncüsü, duygusal
açıdan hassastırlar. Duygusal olarak hassas olan bireyler, olayları
derinlemesine hissederler. Bu İnsanlar, kendi davranışlarının sonuçları üzerinde
yoğun bir şekilde düşünürler. Bu nedenle, hatalarını daha derinden hissederler
ve sık sık pişmanlık duyarlar. Beşincisi,
geçmişe takılıp kalırlar. Bazı insanlar, geçmişteki hataları veya kaçırılan
fırsatları sürekli olarak hatırlayıp bunlara takılı kalmaya odaklanırlar. Bu insanların
geçmişteki pişmanlık duygularıyla sürekli olarak meşgul olmaları, şu anki yaşamlarını
olumsuz etkiler. Altıncısı, duygusal bir
şekilde karar verirler. Bu insanlar, duygusal tepkilerle hareket ederler ve
duygusal durumlarına bağlı olarak karar verirler. Duygusal olarak yönlendirilen
kararlar, daha sonra pişmanlık duymalarına neden olur. Yedincisi, dürtüsellik eğilimiler yüksektir. Bu insanlar, daha
büyük ve gecikmiş ödüllerden ziyade daha küçük ve anlık ödülleri tercih
ederler. Bu eğilime sahip olmak da onlar için en önemli pişmanlık kaynağıdır.
Pişmanlık
durumunda insanlar ne gibi tepkiler verirler? Birincisi, ondan kaçmaya
çalışmaktır. Pişmanlık, olumsuz duyguları ve düşünceleri ortaya çıkarır. Bu noktada
insanlar, ondan kaçmaya motive olurlar. Pişmanlık durumunda genellikle; “O zaman en iyisini yaptım”, “Hayat böyle
işte” veya “Herkes hata yapar” gibi kendimizi haklı çıkaran klişeleri
kullanırız. İkincisi, ondan ders
almaktır. Pişmanlık hissettiğimizde
ondan kaçmak yerine en çok ihtiyaç duyulan şey deneyimimizi düşünerek ondan
öğrenmektir. Pişmanlık neredeyse her zaman gelecek için yapabileceğimiz değişiklikler
hakkında dersler içerir. Öğrenme ve büyüme işlevseldirler ve uzun vadede iç
görü ve iyileşme getirirler. Üçüncüsü,
pişmanlığı bir fırsat olarak görmektir. Pişmanlığın en güçlü şekilde ortaya
çıktığı alanların genellikle en fazla fırsatın olduğu alanlar olduğu
gösterilmiştir. Araştırmalar, insanların genellikle yüksek fırsat veya
özgürlüğe sahip olduklarını da algıladıkları yaşam alanlarında daha büyük
pişmanlıklar yaşadıklarını ortaya koymuştur.
Pişmanlıkla başa
çıkmanın yolları nelerdir? Birincisi, insanların kusurlu
varlıklar olduğunu kabul etmektir. İnsanlar, mükemmel varlıklar
değildirler. Dolayısıyla hata yapmak insan için normaldir. Kendimize "Ben
kusurlu bir insanım. Hatalar yaparım. Yine de sevgi doluyum ve
sevilebilirim." şeklinde telkinler yapabiliriz. İkincisi,
kendimizi affetmektir. Pişmanlığın, kendimizi affetmenin bir yolu olduğunu
kabul etmek gerekir. İnsanların kendilerini suçluluktan ve utanç duygularından
kurtulmaları, pişmanlığın önüne geçmeleri anlamına gelmektedir. Üçüncüsü, geçmişte yaşamamaya karar
vermektir. Pişmanlık, başarısızlıklarımızı ve kaçırdığımız fırsatları
hatırlatarak bizi geçmişte sıkıştırır. Ne olabileceğini düşünüp dünün
başarısızlıklarıyla huzursuz olduğumuzda, bugünün yaşama sevincini kaçırırız.
Bu nedenle, geçmişin geçtiğini ve enerjimizi bugüne vermemiz gerektiğini
kendimize hatırlatmalıyız. Dördüncüsü, kendimizi kabul etmektir. İnsan
olduğumuzu ve pişmanlıklarımızdan dolayı kendimiz reddetmenin bize bir faydası
olmadığını kabul etmek gerekir. Beşincisi, yaşadıklarımızı kabul etmektir.
Hayatın zor deneyimlerini ve olaylarını kabul ettiğimizde, onlarla savaşmayı
bırakır ve daha iyi başa çıkmaya başlarız. Altıncısı,
kendimize şefkat göstermektir. Araştırmalar, kendine şefkatin bizi
gerçeklikle yüzleştirdiği için pişmanlığın ötesine geçmemize yardımcı olduğunu
göstermektedir. Kabul, kaygıyı ve pişmanlığı azaltır. Yedincisi, yaşadıklarımızdan ders almaktır. Yaşanılan her deneyim
insana, pek çok şey öğretir. Pişman olduğumuz şeylerin bize neler öğrettiği
üzerinde durmalıyız. Sekizincisi,
pişmanlık duyduğumuz deneyimleri çözülmesi gereken problemler olarak görmektir.
Problem çözme becerilerini geliştirmek ve uygulamak, pişmanlıklarımızı
azaltır. Dokuzuncusu, anlamlı amaçlar
belirleyip bunları gerçekleştirmeye çalışmaktır. Önemli bir şeye
çalıştığımızda, pişmanlığı geride bırakırız. Bir hedefe doğru çalışırken, daha
az düşünür ve ilerleme görürüz.
Din ve maneviyat
açısından da pişmanlık konusu ele alınabilir. Birincisi, ilahi dinlerce
insanların pişmanlık yaşamamaları için dünyada bulunma nedenlerini bilmeleri
önerilmektedir. İnsanların, dünyada var oluş nedenlerinden biri de imtihana ya da teste maruz
kalmaktır. Bu konuda Ankebut Suresi 3. ayette: “Gerçek şu ki biz, onlardan öncekileri de imtihan ettik. Böylece Allah,
doğru söyleyenleri de ortaya çıkaracak, yalancıları da elbette ortaya
çıkaracaktır.” şeklinde ifade edilerek gelecekte pişmanlık duymamak için
insanların var oluş amaçlarını hatırlamaları istenmektedir. İkincisi,
ilahi dinlere göre de pişmanlıkla başa çıkmanın önemli bir yolu, pişmanlık
duyulan deneyimlerden neler öğrendiğimizi ortaya koymaktır. Örneğin bu
konuda Maide Suresi 31. ayette: “Derken
Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermesi için yeri eşeleyen
bir karga gönderdi. Katil bunu görünce: “Yazıklar olsun bana! Şu kargadan daha
bilgisiz, daha mı âcizim ki, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı
bilemedim” diye dövündü ve pişmanlığa düşenlerden oldu.” şeklinde ifade
edilerek pişmanlıkla başa çıkmada öğrenmenin önemi üzerinde durulmaktadır. Üçüncüsü, İlahi dinlere göre, pişmanlıkla
başa çıkmanın önemli bir yolu affetmedir. Bu konuda Araf Suresi 149.
ayette: “Onlar, doğru yoldan
saptıklarını anlayıp yaptıklarına pişmanlık içinde kıvranarak: “Eğer Rabbimiz
bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa, yemin olsun ki biz elbette bütün
bütün kaybedenlerden oluruz” dediler” şeklinde ifade edilerek af dilemenin
önemi üzerinde durulmaktadır. Dördüncüsü,
yaşamın kendisi ve insan olmak bir nimettir. Bu noktada ahlaki açıdan
pişmanlık duymayacak deneyimler içerisinde bulunmak ilahi dinlerce
önerilmektedir. Örneğin bu konuda Yunus Suresi 54. ayette: “Dünyada zulmeden her insan, şayet yeryüzünde ne var ne yok bütünüyle
kendisinin olsa, canını azaptan kurtarmak için hepsini kesinlikle feda eder. O
gün azabı görünce korkudan dilleri tutulur ve için için büyük bir pişmanlık
duyarlar. O gün insanların arasında tam bir adâletle hükmedilir ve kimseye en
küçük bir haksızlık yapılmaz.” şeklinde ifade edilerek ahlaki pişmanlığa
neden olan davranışların zulmetmek olarak ele alındığı görülmektedir. Beşincisi, ilahi dinlere göre insan bu
dünyadaki zaman dilimlerini bir kez yaşamaktadır. Dolaysıyla insana zaman
sermeyesi bir kez verilmektedir. Bu sermayeyi gerektiği gibi kullanmamanın
insanları pişman edeceği Enam Suresi 27. ayette: “Ateşin karşısında durdurulup
da, "Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin ayetlerini
yalanlamasak ve müminlerden olsak" dedikleri vakit (hallerini) bir
görsen!” şeklinde ifade edilmektedir.
Sonuç olarak
insan, hayvanlardan farklı olarak; öz yargılama, öz düzenleme, öngörü ve
geleceği kestirme gibi kapasitelere sahiptir. Bu kapasitelere sahip olmak, insanın geçmişinden
pişmanlıklar duymasına ve geleceğinden de endişelenmesine neden olur. Ayrıca, kişiliğimizde yer alan ego
mantıksal ve süper ego ise, ahlaki gerekçelerle; id ise, kaybeden olmamak için
bizim pişmanlık duymamıza neden olurlar. O halde pişmanlık, insanın en
önemli özelliğidir. Hem bu dünya hem de
sonsuzluk için pişmanlığın anlamı, kişinin kendisini işlevsel bir şekilde
düzenlemesidir. Pişmanlıklarımızdan ders alarak her iki dünyada da
mutluluğu yakalamamızı dilerim.