09 Kasım 2022

İnsanlığın kurtuluşu için çile çekenler 1

İnsanlığın kurtuluşu için çile çeken Allah’ın resullerinin hayatları ders alınacak olaylarla doludur. Allah, bu olayları bize aktarıyor ki insanlar olarak biz aklımızı başımıza alıp dünyada yaşadığımız sürece ayaklarımızı denk atalım; sağlıklı, mutlu olalım ve ahirette de kazançlı çıkalım. Çünkü insan olarak bizim hedefimiz; dünyada mutlu olmak ve ahirette de Allah’ın ödüllerini kazanmayı hak etmektir.

Kerim kitabımız, Hz. Yusuf’un başından geçen olaylarla ilgili alınacak derslere dikkatimizi çekmektedir. Hz. Yusuf’un dilinden ve şairin dizelerinden dinleyelim:

 

Çok çetin oldu edeplilik sınavımız o anda,

Nefsimizle sınandık evlat olduğumuz sarayda!

 

Eğer Rabb’imin rahmeti olmasaydı o anda,

Kötülüğe bulaşmış, kanmış gitmiştim ona!  

 

Yırttı arkadan, yakalamak için gömleğimizi,

Çıktı karşımıza tam o sırada hanımın beyi!

 

Hz. Yusuf evlatlık olarak büyüdüğü sarayda çok zor bir durumla karşı karşıya kalıyor ve büyüdüğü evin hanımı onu iffetsizliğe çağırıyor. O da kadına şunu söylüyor: “Beni besleyip büyüten, bana iyi davranan efendime nasıl hainlik ederim. Sizin bu isteğinizi yerine getirirsem hem efendime hainlik etmiş hem de Allah’a karşı bir suç işlemiş olurum.” Eğer Allah, rahmetiyle ona yardım etmeseydi, o da kadının isteğine uyar kötülüğe ve fuhşa bulaşmış olurdu. Allah’ın resullerinin bir yönü de insan olmalarıdır. Bu nedenle eğer Allah onları maddi ve manevi olumsuzluklardan korumazsa onlar da yanlış yapabilirler. Yani resullerin ismet (günahsız) sıfatı Allah’ın korumasıyla olmaktadır.

 

Durumu kurtarmak için yardım istedi eşinden:

Dedi: “Eşine kötülük edenin cezası olmalı zindan!”

 

Hz. Yusuf, kadının elinden kurtulmaya çalışırken kadının beyi o sırada içeri girer. Kadın hemen suçunu örtbas etmek; saray yaşayışının onurunu kurtarmak; böyle bir aşağılık duruma düşmemiş olmak - en azından böyle görünmek için - için kocasına şunu söyler: “Eşine kötülük edenin cezası zindana atılmak olmalıdır.” diyerek kendini temize çıkarmaya çalışıp Hz. Yusuf suçsuz olduğu halde; ona iftira edip cezalandırılmasını istemekten çekinmez. Ancak kadın bilmez ki Allah Hz. Yusuf’a (mazluma) yardım edecek ve Hz. Yusuf’u temize çıkarıp ona makam verecektir. Aziz, karısının bu sözünü önemsemez ve karısının mı, evlatlığının mı suçlu olduğu konusunda şüpheye düşer. Yani karısının söylediğinin inandırıcı olmayabileceğini düşünür.

 

Çıktı o sırada akrabalarından bilge biri,

Kolaydır, suçluyu bulmanın yolu dedi:

 

“Yırtılmışsa arkadan gömlek eşinizdir suçlu,

Önden yırtılmışsa gömlek; suçludur delikanlı!

 

”Kim kaçmış, kim yakalamaya çalışmış sırtından!

Gördü uzman yırtıldığını gömleğin tam arkadan!

 

Uzman olan akrabaları, azize dönerek; merak etmeyin şimdi kimin suçlu olduğunu anlarız.

Adam, gömleklerini inceledi ve şunu söyledi: Efendim, bakın gömlek arkadan yırtılmış; bu da bize delikanlının kaçtığını; hanımının da onu arkadan yakalamak için gömleğine asıldığını ve gömleği yırttığını gösterir. Kadının kocası ve akrabası olan bilge adam, gömleğin arkadan yırtıldığını açıkça görünce kadının suçlu olduğu ve delikanlısını kovaladığı kanıtlanmış oldu.

 

Dedi kocası: “Bu siz kadınların tuzağıdır;

Gerçekten de sizin tuzağınız çok büyüktür!”

 

Kocası durumu anladı ve şunu söyledi: “Yusuf, sakın bundan söz etme! Hanım, sen de büyük bir günah işlemişsin, günahından tövbe et, bağışlanmanı dile!”

 

Başladı dedikoduya şehrin sosyete kadınları:

“Delikanlısının nefsini istemiş azizin karısı!”

 

“Aşkından yüreğinin zarı çatlamış olmalı,

Aklı gitmiş başından, kadın çıldırmış besbelli!”

 

Bunu duyan şehirdeki yüksek sosyete kadınları azizin karısını ayıplamaya ve küçümsemeye, kınamaya başlamakla birlikte kendileri de saraydaki bu delikanlının güzelliğine ilgi duymaya başladılar. Hz. Yusuf’un güzelliğinin karşısında hayran kaldıkları için ondan yararlanmaya çalıştılar ve bu amaçla sataştılar.

İnşallah, önümüzdeki hafta aynı konuda yazımıza devam edeceğiz.