24 Ağustos 2015

İslamcılar Hadi Kan Dursun

omerevsen@gmail.com

 

Doğu ve Güneydoğu ve ya Türkiye'nin Kürt bölgesi adına ne derseniz deyin. Her köşesi yangın yeri. PKK-YDG-H her köşesini yakıyor. Her gün birkaç genç toprağa düşüyor. PKK hem Kürt gençleri hem Türk gençleri bir bir tüketiyor.

 

Türkiye 7 Haziran seçiminden çıktığı günden beri kan ve gözyaşı ekseninde dönüyor. Cenazeler her gün gelmeye devam ederken kimse HDP ekseninin "ellerinizi tetikten çekin" çağrılarını samimi bulamıyor.  "Size savaş yaptırmayacağız" deyip, her gün saldıran PKK'nin neden durmadığını ve Cumhurbaşkanının savaş çıkartma(!) hevesini boşa çıkarmadığını kimseye anlatamıyor.

 

HDP, Özerk yönetim ilanıyla, bölgenin bazı illerinde kazılan hendekleri, kurulan barikatları, insanların çatışmaların ortasında kalmasını anlatamıyor. Başlayan çatışmaların esas nedenlerini, ölen polisleri, askerleri, dağlardaki gencecik delikanlıları... Yollara gömülen bombaları, bunca büyük mühimmatın neden depolandığını... Depolanan mühimmatın belediye kamyonlarıyla neden taşındığını, kazılan hendeklerin niçin belediye araçlarıyla kazıldığını... Ve belki de en önemlisi bu asil toprakların neden harabeye dönderildiğini...

 

Seçim geliyor, birileri kazanacak birileri kaybedecek. Ülkenin dört bir yanını yıkmak, insanların geleceklerini karartmak, kimseye fayda sağlamayacak. Bu ülkede siyaset yapan herkesin bunu açık ve net olarak görmesi gerekiyor. PKK bağımsızlık talebi olmadığını belirttiğine ve Kürtler birçok hakkı aldığına göre, belki de en önemlisi doğudan ve batıdan HDP'nin 80 milletvekili kazanmasıyla kendini Türkiye Partisi olarak kabul ettirmesinden sonra PKK'nin acayip bir hamleyle Ceylanpınar'da iki polisi hem de uyurken öldürmesine eyvallah deyip sineye çekilmesini beklemiş olarak hadi beni anlayın demesi çokta akla yatmıyor. Birçok insan öldü, birçok insan ölecek, ölü seviciler ve ölü sayıcılar ellerini ovuşturmaya devam edecekler. Birçok eve cenazeler gelecek Barış yerini savaşa bırakacak. Kürtler daha çok mu kazanacak, Türkler daha çok mu kaybedecek. Nefret tohumları saçılmaya devam edecek.

 

HDP'yi destekleyip son süreçte içinde bileşen olarak duran, Azadi'den tutun Öze Dönüş'e, bilumum dindarım diyen çevrelerin çatışma zeminine dur deme zamanı gelmedi mi? Barış sadece devlete dur demekle olmuyor.  PKK'ye de yapmayın demek gerekmiyor mu? Soru zor gibi geldiyse baştan soralım, ey dostlar bu halden memnun musunuz? Memnun olduğunuzu sanmıyorum, zira siz ölümleri istemezsiniz, öyleyse destek verdiklerinize sesinizi çıkarın... Bu sessizliğiniz ölüm sessizliği gibi nice yürekleri yakıyor.

 

Bugün dindarların çatışma zeminine karşı durma vakti değil midir? Hem 35 yıldır kardeşkanı dökenlerden sormadığımız hesabı 3 yıllık çözüm süreci ile sağlanan huzurun hesabını Recep Tayyip Erdoğan'dan soruyoruz... Caiz mi? Seydalarınız ne cevap veriyor, hadi gelin şeriat buna cevap versin, öldürmeyenden öldürme hesabı sorulur mu? Fitne, fesat ve fücur'u bitirmeye çalışana sen fitne çıkarıyorsun demek caiz mi?

 

Hadi çok sevdiğimiz Aliya'dan gelsin günün sözü "Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır"

 

Zor değil sorular, sadece cevaplara hakkını vermek lazım... Siz doksanları gördünüz, doksanları yaşadınız, dün ve bugünün muhasebesini yapın, vicdanlarınız ne diyorsa çağrınız o olsun... Belki kan durur da huzura ereriz... Tabi yüreğiniz varsa...