İslamcılar Hadi Kan Dursun
Doğu ve Güneydoğu ve ya Türkiye'nin Kürt bölgesi adına ne
derseniz deyin. Her köşesi yangın yeri. PKK-YDG-H her köşesini yakıyor. Her gün
birkaç genç toprağa düşüyor. PKK hem Kürt gençleri hem Türk gençleri bir bir
tüketiyor.
Türkiye 7 Haziran seçiminden çıktığı günden beri kan ve
gözyaşı ekseninde dönüyor. Cenazeler her gün gelmeye devam ederken kimse HDP
ekseninin "ellerinizi tetikten çekin" çağrılarını samimi bulamıyor. "Size savaş yaptırmayacağız" deyip, her gün
saldıran PKK'nin neden durmadığını ve Cumhurbaşkanının savaş çıkartma(!)
hevesini boşa çıkarmadığını kimseye anlatamıyor.
HDP, Özerk yönetim ilanıyla, bölgenin bazı illerinde kazılan
hendekleri, kurulan barikatları, insanların çatışmaların ortasında kalmasını
anlatamıyor. Başlayan çatışmaların esas nedenlerini, ölen polisleri, askerleri,
dağlardaki gencecik delikanlıları... Yollara gömülen bombaları, bunca büyük
mühimmatın neden depolandığını... Depolanan mühimmatın belediye kamyonlarıyla
neden taşındığını, kazılan hendeklerin niçin belediye araçlarıyla kazıldığını...
Ve belki de en önemlisi bu asil toprakların neden harabeye dönderildiğini...
Seçim geliyor, birileri kazanacak birileri kaybedecek.
Ülkenin dört bir yanını yıkmak, insanların geleceklerini karartmak, kimseye
fayda sağlamayacak. Bu ülkede siyaset yapan herkesin bunu açık ve net olarak
görmesi gerekiyor. PKK bağımsızlık talebi olmadığını belirttiğine ve Kürtler
birçok hakkı aldığına göre, belki de en önemlisi doğudan ve batıdan HDP'nin 80
milletvekili kazanmasıyla kendini Türkiye Partisi olarak kabul ettirmesinden
sonra PKK'nin acayip bir hamleyle Ceylanpınar'da iki polisi hem de uyurken
öldürmesine eyvallah deyip sineye çekilmesini beklemiş olarak hadi beni anlayın
demesi çokta akla yatmıyor. Birçok insan öldü, birçok insan ölecek, ölü seviciler
ve ölü sayıcılar ellerini ovuşturmaya devam edecekler. Birçok eve cenazeler
gelecek Barış yerini savaşa bırakacak. Kürtler daha çok mu kazanacak, Türkler
daha çok mu kaybedecek. Nefret tohumları saçılmaya devam edecek.
HDP'yi destekleyip son süreçte içinde bileşen olarak duran,
Azadi'den tutun Öze Dönüş'e, bilumum dindarım diyen çevrelerin çatışma zeminine
dur deme zamanı gelmedi mi? Barış sadece devlete dur demekle olmuyor. PKK'ye de yapmayın demek gerekmiyor mu? Soru
zor gibi geldiyse baştan soralım, ey dostlar bu halden memnun musunuz? Memnun
olduğunuzu sanmıyorum, zira siz ölümleri istemezsiniz, öyleyse destek
verdiklerinize sesinizi çıkarın... Bu sessizliğiniz ölüm sessizliği gibi nice
yürekleri yakıyor.
Bugün dindarların çatışma zeminine karşı durma vakti değil
midir? Hem 35 yıldır kardeşkanı dökenlerden sormadığımız hesabı 3 yıllık çözüm
süreci ile sağlanan huzurun hesabını Recep Tayyip Erdoğan'dan soruyoruz... Caiz
mi? Seydalarınız ne cevap veriyor, hadi gelin şeriat buna cevap versin,
öldürmeyenden öldürme hesabı sorulur mu? Fitne, fesat ve fücur'u bitirmeye
çalışana sen fitne çıkarıyorsun demek caiz mi?
Hadi çok sevdiğimiz Aliya'dan gelsin günün sözü "Ve her şey
bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın
sessizliği olacaktır"
Zor değil sorular, sadece cevaplara hakkını vermek lazım... Siz
doksanları gördünüz, doksanları yaşadınız, dün ve bugünün muhasebesini yapın,
vicdanlarınız ne diyorsa çağrınız o olsun... Belki kan durur da huzura ereriz...
Tabi yüreğiniz varsa...