12 Ocak 2016

‘İtibar cinayeti’ işleme hevesi ve ‘ani ruh hali değişim’ bozukluğu…

İnanılmaz derecede tepkiler veren insanlara döndük. Herkes adeta patlamak için yer, mekân, zaman arıyor. İnat üzerine kurgulanan söylemler, bizleri sağlıklı tepkiler vermekten, sağduyulu yaklaşımlar ve değerlendirmeler yapmaktan hızla uzaklaştırıyor.

Her olur olmaza ‘mubah' mantığıyla sarıldıkça ilkesiz olmaları, hatalardan ders çıkarmamayı, yanlışlardan gocunmamayı, özürleri sıradanlaştırmayı alışkanlık haline getirir olduk.

O çok dillendirdiğimiz barış, kardeşlik, tolerans, hoşgörü, adalet, vicdan, anlayış, merhamet kavramlarının içleri boş tenekeler misali ses çıkarmaktan öte bir işe yaradıkları yok.

Cuma günü Kanal D'de yayınlanan Beyaz Show programının canlı yayınına Diyarbakır'dan katıldığını ve öğretmen olduğunu belirten Ayşe Çelik isimli kişinin sözleri, tepkilerimizi nasıl gelişi güzel ortalığa savurduğumuzu gösteren en son olay.

Öylesine ani kararlarla öylesi keskin hükümler veren bir toplum olduk ki programı canlı olarak izlerken ‘Eyvah!' dedim kendi kendime ‘Beyaz, canını epey yakacak bir propagandanın malzemesi olduğunun farkında bile değil.'

Tahmin ettiğim gibi de oldu.

 İnanılması güç bir keskinlikle bir taraf alışılan, ezberlenen Erdoğan'a ve Hükümete duyduğu öfkeyi esas alıp, bir kez daha inatla eğrisini, doğrusunu incelemeden olayın tarafı olmayı seçti. 

‘Sevimliliği' neyse de bir anda ‘En Demokrat'lığına nasıl karar verildiğini anlamadığım bir hızla soysal medyayı Beyaz ile ilgili destekleyici mesajlar sardı.

Programa katılan Ayşe Çelik için #Ayşe Öğretmen YalnızDeğildir hashtagi açıldı ve binlerce mesajla desteklendi.

Kelli felli insanlar, akıl danesi bilinen muhteremler ‘abartmanın dozunu' kaçırdıkları paylaşım ve açıklamalarla bir kez daha yandaş çevrelerin Beyaz'a ve Çelik'e yönelik bir linç başlattığını yazıp durdular.

Öte taraf da farklı tepki vermedi maalesef. ‘Etki tepkiyi doğurur' misali onlar da ‘Çelik‘i PKK propagandası yapmakla, Kanal D ve Beyazıt Öztürk'ü de ‘terör örgütü propagandasına müsaade etmek‘le suçladılar.

Olayın üzerine MEB açıklama yapmak zorunda kaldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise kimliği tespit edilen A.Ç. hakkında ‘Terör örgütü propagandası yapmak' gerekçesiyle soruşturma başlattı.

***

Evet, programa katılan kadının sözlerini duyduğum ilk anda bağlantının propaganda amaçlı bir iş olduğunu söyledim yanımdakilere. Çünkü kadın, 7 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu ve Doğu'da yaşananlara dair nicedir bütün o cehennemin asıl tarafı ve destekleyicisi olan Kandil ve HDP yöneticilerinin sözlerini ediyordu.

Lakin o an aklıma programda olanlar değil, sonrasında bu olaya dair ortalığı saracak bilindik sağlıksız ruh halleri takıldı yine.

Çünkü herhangi bir olay olduğunda neden ve nasıl oluyor da insanlar çoğunlukla tutarsız ve tabansız tepkilerin, desteklerin sahibi olabiliyorlar meselesini anlamaya çalışıyorum nicedir.

Bir gün önce ‘Helal, bravo, aslan Beyaz' ya da ‘Demokrat, devrimci, duyarlı, halktan yana Beyaz' sözlerini yazmaktan bitap düşüp, ertesi gün özür dilediği için ‘Beyazıt Öztürk titremekten konuşamadı. Kalktığı koltuğu bir temizleyin isterseniz, stüdyo kokmasın' diye yazabilecek kadar hastalıklı tepkiler vermek nasıl bir şey? Merak ediyorum.

Dün duyarlı olması gereken birçok zamanda sessiz kalan ve ayıp eden birisinin bugün basbayağı meseleyi anlamadığı ortadayken alelacele ‘Demokrat' ilan edilip aslanlar gibi savunulmasının sakatlığını önceden görememek nasıl bir marazi hal? Bulmaya çalışıyorum.

Bence asıl meselemiz bu olmalı.

‘Benden yana bir laf edersen sonuna kadar arkandayım. O vakit iyisin, hoşsun. Lakin düşman bellediğimin işine gelen (doğru da olsa) bir tek laf edersen seni kötü ilan eder, anında siler, aforoz ederim' diyen bozukluk.

Nerede ve hangi tarafta olursa olsun ne o tarafa ne de bütün bir topluma bir fayda getirmez bir hal bu. Aksine herkesi zehirliyor. Kendi hastalıklı halinin kirini kalan temiz yanlarına bulaştırıyor toplumun.

Böylesi ‘aşırı reaksiyonlar' gösteren bir toplum olmamızdan dolayı bu denli kolayca provoke ediliyoruz olamayız mı?

Onca gereksize zaman harcamak yerine ‘itibar cinayeti' işleme hevesinin ve ‘ani ruh hali değişim' bozukluklarının nedenine kafa yorulsa, çıkacak ortaya.