Kahramanmaraş'ın Edebî Hareketi

Depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Kahramanmaraş ve beraberindeki 11 şehir, ayağa kalkamaya çalışıyor. Kayıplar acısı küllenmedi henüz. Canın yongası derlenip toplandıkça teselli buluyor bölgedekiler. Ya da teselli umuduyla özene bezene acılarının üzerini örtüyorlar.

 

Kahramanmaraş’ın sağlam bir edebiyat ve fikir damarı var. Öteden beri bilhassa memleket sevdası, İslam davası olan mütefekkir, şair ve yazarların doğup büyüdüğü, hiç olmazsa uğradığı, soluğu bir şehir.

 

Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Erdem Bayazıt Maraş’ta doğup büyümüşler. Sezai Karakoç da Maraş’la yakın ilişkili. Mehmet Akif İnan da… Yani Kahramanmaraş, “Yedi Güzel Adam”ın şehri. Abdurrahim Karakoç ve Bahattin Karakoç da Maraşlı idi.


Birkaç yıl öncesinde gösterilen Yedi Güzel Adam dizisi sayesinde Maraşlı şair ve yazarlar, genç yaşlı kamuoyu tarafından bilinir hâle geldi. Hatta iş öyle bir yere vardı ki isimlerin her biri hem kitapları hem de yaşantılarıyla popüler oldu. Nuri Pakdil’in sağlığındaki imza kuyruklarıyla fuarlar doldu taşıyordu; dolayısıyla hayattayken takdir görebilmiş nadir değerlerimizden sayılıyor artık.

 

Belli başlı fikir öncülerini, edebiyatımızın güçlü kalemlerini yetiştiren, Mavera ve Edebiyat dergilerini bağrından çıkaran ve memleket edebiyatına manevi hassasiyetlerin yerleşikliğiyle ve tabii bir kuşatıcılıkla yön veren Kahramanmaraş’a edebiyatın başkenti yakıştırması yapılması boşuna değil.

 

Kahramanmaraş insanı, yüklendiği mirasın ve değerlerin farkında olduğunu, çıkardığı dergilerle ve bu dergileri memleket çapında duyurmak için gösterdiği çabayla ortaya koydu. Kahramanmaraş Belediyesi, edebiyat ve kültür merkezli yayınlarıyla bu çabayı en verimli şekilde destekledi.

“Şiir-şehir-Maraş” sloganıyla Rıdvan Tulum’un koordinatörlüğünde, Ömer Yalçınova editörlüğünde iki ayda bir çıkan Evelâhir; genel yayın yönetmenliğini Duran Boz’un yaptığı sanat, edebiyat ve düşünce dergisi olarak iki ayda bir çıkan Yitiksöz, iki ayda bir çıkarak hem Arapça hem de Türkçe yayın yapan şehir kültürü dergisi Müşterek; Bilge Doğan editörlüğünde çıkan mevsimlik kültür, edebiyat ve Sanat dergisi Berdücesi, 2020 yılından itibaren şehrin edebiyat kimliğini ve Anadolu’nun edebî yontusunun yansımalarına dair hafızaları tazeledi.

 

Kahramanmaraş dergileri ulusal bir çizgide oluşuyla, memleketin dört bir yanındaki edebiyat akışına açık tuttuğu sayfalarıyla kuşatıcılığını ortaya koydu. Bizler de imrenilecek bir ivmeye tanıklık ettik.


Şimdi hepsinin geri dönüşünü bekliyoruz.

Berdücesi dergisinin Twitter hesabından paylaşılan mesajla hem içimiz bir defa daha burkuldu hem de umutlandık:

“YARAMIZ DERİN, ARA VERDİK

Yıkımın, acının, hasretin ve özlemin ardından, içimizi dinlemek ve sanatı gönlümüze yeniden mûnis bir yoldaş olarak buyur edebilmek için nekahat dönemindeyiz. Baharla birlikte umutlar yeşerdiğinde, yeni bir yaza merhaba demek dileğiyle.”

Hayat devam ettikçe, her iş kaldığı yerden devam edebilir. Zaten Zarifoğlu da “Umudumuz, acımızdan daha büyük olmalı” demişti. Özene bezene serilen umut örtüleri, şehrin umuttan caymadığının bir delili.

Seçim telaşının tam ortasında, tweet’lerin düello hararetiyle yazıldığı bir safhada, bizim twitter gündemimiz naçizane buydu. Sürçülisan etti isek affola. Siz de takdir edersiniz ki güzel insanlardan ve onların hayırlarından medet ummak beyhude bir iş değil ki…

 

Bu memleketin güzellik ve hayır için çabalayan insanlarını, hayırlar ve güzellikler bulsun, verilen aranın ardından Kahramanmaraş’ın edebî hareketi devam etsin inşallah.