Katrandan arınmak
*İBRAHİM SÜRESİ 50.AYET*
سَرَاب۪يلُهُمْ مِنْ
قَطِرَانٍ وَتَغْشٰى وُجُوهَهُمُ
النَّارُۙ
Serâbîluhum min katirânin
vetaġşâ vucûhehumu-nnâr(u)
Türkçesi: Gömlekleri
katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.
Ayette bahsedilen
*katran* nedir ? Katran yapışkandır, siyahtır, kokusu vardır ve katranın en
önemli özelliği yapıştığı zaman çıkması zordur. Bir şeye katran yapıştığı
zaman, kusurlu göründüğü için o şeyin alıcısı azalır.
_Katran buluşan yere ne
yapmak lazım? _
Önce kendimiz temizlemeye
çalışırız, eğer katran temizlenmezse, o zaman işin erbabına temizletmek için
gideriz. Kendimiz temizlerken elimizdeki en güçlü temizlik ürününü alırız; bu
tiner olur, aseton olur. Ama elimizdeki temizlik ürünü bize zarar verebilir.
Bizim de yaptığımız bir
gıybet, küçük görme, yaptığımız bir kibirlilik, yani kısacası insana yakışmayan
bir davranış yavaş-yavaş birikerek katrana dönüşür ve onu çıkartmak
zahmetlidir, ağırdır, insanı zorlar ve üzer. Mesela tinerden bahsettik, tineri
dökeriz evet ama tinerin kokusu ciğerlere gider. Kişi tövbe ederim geçer dediği
zaman, o ona acı verir çünkü o onun içinden sökülmeli. Sadece bedeninden değil,
bedeninden, nefsinden, bilinç altından, hep oralardan çıkartılması lazım. Önce
önemli olan farkına varmaktır, daha sonra farkına varmaktan daha da zor
olan özür dilemek gerekir.
_Katran sadece olumsuz
bir davranış mıdır? _
Katran
konuşamadıklarımızdır. Sustuklarımız, dile getiremediklerimiz de olabilir. Bu
durumda samimi olarak pişman olmak gerekiyor (vahfiyet) ve erbabına giderek
akıl almak gerekiyor.
Allah’u Teala ayette :
“sizden biriniz bir kabahat işlediği zaman, peygamberden dua isteyin” yani
ondan af dileyin diyor. Haşa peygamberin öyle günah çıkartma yetkisi yok, öyle
değil. Allah bizlere erbabına gidin ve tavsiye alın diyor.
_Katranı getiren kimdir?
_
Kişi katranı kendisi
getirir. Kişi kendisi getiriyor katranı çünkü hoşuna da gidiyor bu durum.
_Önceden fark etmeden
getirdiğimiz ve hala bizde olan katranları nasıl fark edebiliriz ? Katran
gelmemesi için ne yapmalıyız? _
Düşünmek ve tefekkür
etmek gerekiyor. Düşündükçe onlar ortaya çıkar, o anda itiraf ederse kişi
örümcek ağı gibi uçar gider o katran.
_İtiraf tüm katranlar
için mi geçerli? _
Dış katran ve iç katran
vardır. Diş katran için itiraf etmek gerekiyor. İç katran (depresyon gibi,
borderline, sonradan olanlar için, yani ağır vakalar) içinse elektroşok
gerekir. Elektroşok nasıl olur? Birisi kalp sisteminin bozukluğunu düzeltmek
için, diğeri de beynin elektriksel düzenini düzeltmek için. Kalbi düzen niyet
ile ilgili, bunu tövbe ile yapıyor insan ama beyindekinde bir hareket var, ona
da elektroşok gerekiyor, reset gerekiyor. Beyninki kalbinkinden daha zor
iyileşiyor, bundan dolayı uzak durmak gerekiyor katrandan… Uzak durmak içinde
bol-bol Estağfirullah ve etubi ileyh, Estağfirullah liye velehum demek yani
farkında olmak gerekiyor. Tövbe demek: fark ettim, kabul ediyorum, itiraf
ediyorum demektir.
Üzerimizdeki kasvet hali
aslında bize bir nimet. Kişi eğer onu anlar ve o anda kendine doğru soruları
sorar ve farkına varırsa işte o zaman katran kalpten beyine gitmez. Bilmeliyiz
ki kalp kan pompalıyor, o kanda damar ile beynimize kadar ulaşıyor… işte
insanda kalptekini beyine göndermeden temizlerse o zaman beyine oksijen daha
hızlı ulaşır ve bedenin, ruhun, egonun daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Son olarak A’raf 23.cu
ayet ile bitirerek katranlarımızdan arınalım :
قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَٓا
اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Kâlâ rabbenâ zalemnâ
enfusenâ ve-in lem taġfir lenâ veterhamnâ lenekûnenne mine-lḣâsirîn(e)
*Türkçesi* : Hemen niyâza
durdular: “Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve
bize merhamet etmezsen hiç şüphesiz ebedî kaybedenlerden oluruz.”