VF kat sol
VF kat sağ

10 Ocak 2022

​Kazakistan Orta Asya'nın Ortadoğulaştırılması projesi-mi-dir?

Avrasya’nın merkezinde konumlanmış, Coğrafi olarak Dünyanın Dokuzuncu büyük ülkesi, Orta Asya’nın en zengin doğalgaz ve enerji kaynaklarına sahip, tarih boyunca ipek ve baharat yolunun geçtiği kültürel, ticari ve ekonomik anlamda Asya ile Avrupa arasında önemli bir köprü konumuna gelmiş bir ülke Kazakistan.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlığına kavuşan devletler, bağımsızlıklarını pekiştirme yönünde adımlar atmaya başladılar. Kazakistan bu yönde bir dizi politikayı hayata geçirmiş, hemen ardından bu temeller üzerinde yeni bir devlet modeli yükseltmeye çalışmıştır.

Ekonomik zenginliği ve refah açısından bölgede en hızlı gelişen ve anayasasıyla insan hakları alanında evrensel normların yaşatılmaya çalışıldığı bir ülke.

Ha keza örfi adetlere bağlı bir İslamiyet algısı yükseltilerek, ulus inşa sürecine kültürel bir ivme kazandırılmış, Tüm bu gayretler kaçınılmaz bir Kazak yükselişini beraberinde getirmiştir.

Bu yeni devlet modeli, Nazarbayev önderliğinde bağımsız Kazakistan’ı Sovyet asimilasyonlarından arındırma gayreti ile kendisini göstermiştir.

2018 yılında Orta Asya’da bölgesel işbirliği açısından beklentiler dahilinde, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in çabalarıyla Astana’da Orta Asya’nın geleceğini belirleyecek yeni bir işbirliği sürecinin startı verildi.

Aslında bir bölgesel zirve seviyesinde yapılan ancak pek fazla duyurulmayan bu üst düzey çalışma toplantılarına Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan Devlet Başkanları; Türkmenistan Milli Meclis Başkanı ile Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov’un oğlu iştirak etmiş, toplantılar sonucunda, bölgenin ileriki yüz yılına damga vuracak kararlar alınmış, Ne var ki tam bir mutabakat ve kararlılıkla uygulamaya konulan bu kararlar; moskova, pekin ve Washington’unda dikkatinden kaçmayacaktı.

Hatırlanacağı üzere, 2016 yılında Özbekistan Devlet Başkanlığı’na seçilen Şevket Mirziyoyev, bölge ülkeleri arasında daha önce denenmiş işbirliğini önemsemiş, Orta Asya’yı dış politika önceliklerinden biri ilan ederek bütün komşu ülkelerle olan sınırları açmış, ilişkilerin normalleşmesini sağlamıştı.

Mirziyoyev’in  “Orta Asya Devlet Başkanları Çalışma Toplantısı”nın yapılmasına ön ayak olması Astana’yı bölgesel iş birliği ve ortak Orta Asya birliği için harekete geçirmeye yetmişti.

Nazarbayev, 2018 yılının başında moderatörlüğünü yaptığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda bütün Orta Asya adına açıklamalarda bulunarak; Afganistan dahil olmak üzere bölgenin uluslararası gündemdeki yerine dikkat çekmiş, Son yıllarda dünyada yer alan hızlı gelişmeler ışığında uluslararası ve bölgesel konularda en üst düzeyde görüş alışverişinde bulunmak, uzun vadeli işbirliği ve ortak planlar konusunda iştişare yapmak için bölge liderlerinin bir araya gelmesi yönünde adımların atılacağını söylerken sonuçları üzerinde çok fazla düşünmemişti aslında.

Taşkent ile birlikte Astana’nın bölgede yeni pragmatizm ve stratejik işbirliği temellerini güçlendirme niyeti çok açık bir şekilde ilan edilmişti artık.

Ülkelerinin potansiyellerini birleştirmek, ticaret hacmini artırmak, bölgenin güvenlik sorunlarını çözmek ve halkların birbirlerine yaklaşmasını sağlamak maksadıyla düzenlenen toplantılar orta Asya’nın küresel mekanizmanın dışında bir irade ve istikrar göstereceğinin işaretini vermeye yetiyordu.

Yapılan zirve toplantıları, anlayış ve iyi komşuluk ruhuna uygun olarak geçiyor ve en güncel konulara ilişkin öncelikler ve planların detaylı şekilde değerlendirilerek güçlü bir duruş sergileniyordu.

Bölgenin ticaret, yatırım, transit geçiş, ulaştırma, su ve enerji, gıda, üretim gibi iç sorunlarının küresel güçlere ihtiyaç duymadan bölge ülkeleri tarafından çözülebileceğinin altı özellikle çiziliyordu.

Orta Asya’daki güvenlik meseleleri etraflıca ele alınarak; bundan böyle beş ülkenin Güvenlik Konseylerinin düzenli olarak toplanacağı ve ilgili organların daimi işbirliği ve koordinasyon içinde çalışacağı yönünde kararlar alınmış. Afganistan sorununa ABD den bağımsız bölgesel çözüm odaklı yaklaşımlara özellikle dikkat çekiliyordu.

Ülkeler arasındaki ticaret hacminin arttırılması, ihracat ve ithalat istatistiklerine dair bilgi paylaşımı, transit geçişlerin kolaylaştırılması ve yatırım işbirliği konuları bağlamında anlaşma sağlanmış, Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için başbakan yardımcılarından oluşan çalışma komisyonunun kurulması önerilmiş. Bölgesel kalkınma bağlamında iç kaynaklardan yararlanmak gerektiği karara bağlanmıştı.

Netice itibariyle bölge liderlerinin ortak güvenlik, kalkınma ve işbirliği sorunlarını karşılıklı destek ve anlayış içinde çözmeye başlaması ile Beş ülke,  Astana’da bölgenin sorunlarını birlikte çözmeye istekli bir siyasi irade ortaya koymuş, ardından Kazakistan’ın desteğiyle Türkmenistan’da Aral Denizi Kurtarma Fonu toplantısı ve Tacikistan’da su-enerji meseleleri konulu uluslararası konferanslar düzenlenerek bölgenin bağımsızlığı ve geleceği yönünde çok ciddi bir politikanın temelleri atılmıştı.

Bu bağlamda Kazakistan başta olmak üzere Orta Asya ülkelerinin bölgenin geleceğini nasıl gördüğü, halkların söz konusu duruma ilişkin görüşleri ve ülkelerin önceliklerini tespit ederek siyasi ve ekonomik bir birlik oluşturmaya götürecek adımlar bölge kaynaklarını yüz yıldır yağmalamaya alışmış küresel başkentleri harekete geçirmiştir.

Küresel başkentler Kazakistan ile Orta Asya’yı Ortadoğulaştırarak küresel düzenin devamını istemektedirler.

Dolayısı ile Kazakistan’da fitili ateşlenen olay Orta Asya’nın beş ülkesi ve kardeş Türkiye arasında oluşturulması düşünülen C5+Türkiye mekanizmasının hayata geçirilmesini sabote etmeye, Küresel yenidünya düzeninin Avrasya ya yönelik Afganistan’dan sonra ikinci adımıdır.

Vesselam.