Kazakistan Orta Asya'nın Ortadoğulaştırılması projesi-mi-dir?
Avrasya’nın merkezinde konumlanmış, Coğrafi olarak Dünyanın Dokuzuncu büyük ülkesi, Orta Asya’nın en zengin doğalgaz ve enerji kaynaklarına sahip, tarih boyunca ipek ve baharat yolunun geçtiği kültürel, ticari ve ekonomik anlamda Asya ile Avrupa arasında önemli bir köprü konumuna gelmiş bir ülke Kazakistan.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla
birlikte bağımsızlığına kavuşan devletler, bağımsızlıklarını pekiştirme yönünde
adımlar atmaya başladılar. Kazakistan bu yönde bir dizi politikayı hayata
geçirmiş, hemen ardından bu temeller üzerinde yeni bir devlet modeli
yükseltmeye çalışmıştır.
Ekonomik zenginliği ve refah açısından
bölgede en hızlı gelişen ve anayasasıyla insan hakları alanında evrensel normların
yaşatılmaya çalışıldığı bir ülke.
Ha keza örfi adetlere bağlı bir
İslamiyet algısı yükseltilerek, ulus inşa sürecine kültürel bir ivme
kazandırılmış, Tüm bu gayretler kaçınılmaz bir Kazak yükselişini beraberinde
getirmiştir.
Bu yeni devlet modeli, Nazarbayev
önderliğinde bağımsız Kazakistan’ı Sovyet asimilasyonlarından arındırma gayreti
ile kendisini göstermiştir.
2018 yılında Orta Asya’da bölgesel
işbirliği açısından beklentiler dahilinde, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan
Nazarbayev’in çabalarıyla Astana’da Orta Asya’nın geleceğini belirleyecek yeni
bir işbirliği sürecinin startı verildi.
Aslında bir bölgesel zirve seviyesinde
yapılan ancak pek fazla duyurulmayan bu üst düzey çalışma toplantılarına
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan Devlet Başkanları;
Türkmenistan Milli Meclis Başkanı ile Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu
Berdimuhammedov’un oğlu iştirak etmiş, toplantılar sonucunda, bölgenin ileriki
yüz yılına damga vuracak kararlar alınmış, Ne var ki tam bir mutabakat ve kararlılıkla
uygulamaya konulan bu kararlar; moskova, pekin ve Washington’unda dikkatinden
kaçmayacaktı.
Hatırlanacağı üzere, 2016 yılında
Özbekistan Devlet Başkanlığı’na seçilen Şevket Mirziyoyev, bölge ülkeleri
arasında daha önce denenmiş işbirliğini önemsemiş, Orta Asya’yı dış politika
önceliklerinden biri ilan ederek bütün komşu ülkelerle olan sınırları açmış,
ilişkilerin normalleşmesini sağlamıştı.
Mirziyoyev’in “Orta Asya Devlet Başkanları Çalışma
Toplantısı”nın yapılmasına ön ayak olması Astana’yı bölgesel iş birliği ve
ortak Orta Asya birliği için harekete geçirmeye yetmişti.
Nazarbayev, 2018 yılının başında
moderatörlüğünü yaptığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda
bütün Orta Asya adına açıklamalarda bulunarak; Afganistan dahil olmak üzere
bölgenin uluslararası gündemdeki yerine dikkat çekmiş, Son yıllarda dünyada yer
alan hızlı gelişmeler ışığında uluslararası ve bölgesel konularda en üst
düzeyde görüş alışverişinde bulunmak, uzun vadeli işbirliği ve ortak planlar
konusunda iştişare yapmak için bölge liderlerinin bir araya gelmesi yönünde
adımların atılacağını söylerken sonuçları üzerinde çok fazla düşünmemişti
aslında.
Taşkent ile birlikte Astana’nın
bölgede yeni pragmatizm ve stratejik işbirliği temellerini güçlendirme niyeti
çok açık bir şekilde ilan edilmişti artık.
Ülkelerinin potansiyellerini
birleştirmek, ticaret hacmini artırmak, bölgenin güvenlik sorunlarını çözmek ve
halkların birbirlerine yaklaşmasını sağlamak maksadıyla düzenlenen toplantılar
orta Asya’nın küresel mekanizmanın dışında bir irade ve istikrar göstereceğinin
işaretini vermeye yetiyordu.
Yapılan zirve toplantıları, anlayış ve
iyi komşuluk ruhuna uygun olarak geçiyor ve en güncel konulara ilişkin
öncelikler ve planların detaylı şekilde değerlendirilerek güçlü bir duruş
sergileniyordu.
Bölgenin ticaret, yatırım, transit
geçiş, ulaştırma, su ve enerji, gıda, üretim gibi iç sorunlarının küresel
güçlere ihtiyaç duymadan bölge ülkeleri tarafından çözülebileceğinin altı
özellikle çiziliyordu.
Orta Asya’daki güvenlik meseleleri
etraflıca ele alınarak; bundan böyle beş ülkenin Güvenlik Konseylerinin düzenli
olarak toplanacağı ve ilgili organların daimi işbirliği ve koordinasyon içinde
çalışacağı yönünde kararlar alınmış. Afganistan sorununa ABD den bağımsız
bölgesel çözüm odaklı yaklaşımlara özellikle dikkat çekiliyordu.
Ülkeler arasındaki ticaret hacminin
arttırılması, ihracat ve ithalat istatistiklerine dair bilgi paylaşımı, transit
geçişlerin kolaylaştırılması ve yatırım işbirliği konuları bağlamında anlaşma
sağlanmış, Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için başbakan yardımcılarından
oluşan çalışma komisyonunun kurulması önerilmiş. Bölgesel kalkınma bağlamında
iç kaynaklardan yararlanmak gerektiği karara bağlanmıştı.
Netice itibariyle bölge liderlerinin
ortak güvenlik, kalkınma ve işbirliği sorunlarını karşılıklı destek ve anlayış
içinde çözmeye başlaması ile Beş ülke,
Astana’da bölgenin sorunlarını birlikte çözmeye istekli bir siyasi irade
ortaya koymuş, ardından Kazakistan’ın desteğiyle Türkmenistan’da Aral Denizi
Kurtarma Fonu toplantısı ve Tacikistan’da su-enerji meseleleri konulu
uluslararası konferanslar düzenlenerek bölgenin bağımsızlığı ve geleceği
yönünde çok ciddi bir politikanın temelleri atılmıştı.
Bu bağlamda Kazakistan başta olmak
üzere Orta Asya ülkelerinin bölgenin geleceğini nasıl gördüğü, halkların söz
konusu duruma ilişkin görüşleri ve ülkelerin önceliklerini tespit ederek siyasi
ve ekonomik bir birlik oluşturmaya götürecek adımlar bölge kaynaklarını yüz
yıldır yağmalamaya alışmış küresel başkentleri harekete geçirmiştir.
Küresel başkentler Kazakistan ile Orta
Asya’yı Ortadoğulaştırarak küresel düzenin devamını istemektedirler.
Dolayısı ile Kazakistan’da fitili
ateşlenen olay Orta Asya’nın beş ülkesi ve kardeş Türkiye arasında
oluşturulması düşünülen C5+Türkiye mekanizmasının hayata geçirilmesini sabote
etmeye, Küresel yenidünya düzeninin Avrasya ya yönelik Afganistan’dan sonra
ikinci adımıdır.
Vesselam.