15 Temmuz 2020

Kelepir çocuk!

Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi'nde geçen ‘‘ tohumu ve nesli helak etmek'' ayetinin bizlere vermek istediği mesajı adım adım idrak ettiğimiz günlerden geçmekteyiz. Onur kelimesi ile yakından uzaktan alakası olmayan ‘sözde onur yürüyüşleri' aşikar. Aklı, iradesi ve vicdanı olan her birey bu eylemlerin asıl amacını anlayacaktır. Bu düşünceye hakim bazı kesimlerin yeni doğan bebekleri kız-erkek diye ayırmak yerine, biyolojik cinsiyeti de yok sayarak cinsiyetsizleştirme çabalarına da şahit olmuştuk. Neymiş efendim büyüyünce istediği cinsiyeti seçebileceklermiş. Her bakımdan mantık dışı olan olayların şokunu atlatamadan yeni bir olay gündeme oturdu.

Söz konusu olayın konusu internetten insan kaçakçılığı. 2002 yılında ABD'de kurulan bir e-ticaret sitesinde halı, mobilya vb. ürünler satılıyor. Ürünler dünyanın her bölgesine kargoyla gönderiliyor. Buraya kadar her şey normal gibi. Dikkatleri çeken bölüm ise maddi değeri çok düşük olan ürünlerin fahiş fiyatlarla satılıyor olması. Çok ilginçtir ki sitedeki basit bir ürünün kodu ile kayıp çocukların olduğu sitedeki kodlar aynı. Yine ne tesadüftür ki ürünün ismi ile kayıp olan çocuğun da ismi aynı. Hatta bazı numaralarla şifrelenen ürünler aracılığıyla satılmak istenen kayıp çocukların fotoğraflarına bile ulaşmak mümkün. Senelerdir savaş bölgelerinde, yoklukla mücadele eden ülkelerde kaybolan çocukların nereye gittiği konusunda, taşlar yerine oturuyordur sanırım.

Gündemi yoğun şekilde meşgul eden bu konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Zaten yapılsa da bizleri pek tatmin etmeyecek gibi. Ürünlerin yanlış fiyatlarla konulduğunu söylediler ama onu ciddiye almak bile gelmiyor içimizden. Bahsi geçen yabancı firmanın yasaklanan reklamında sipariş kolilerinin içinden çocukların çıktığını gördük. Oysaki çok da şirin göstermeye çalışmışlardı reklamı. Nasıl oldu da yasaklandı…

Bu olay ile ilgili açıklama gelebilir, düzeltme yapılabilir fakat etkisi zihinlerden tamamen silinemez. Çünkü dünyada ve ülkemizde de her an binlerce çocuk fiziksel, psikolojik hatta bunlarında ötesinde akla gelmeyecek pek çok şekilde istismara uğramaktadır. Bu hususta ebeveynler çocuklarının sosyal medya hesaplarından haberdar olmalı. Çünkü istismarlar sanal ortamlardan da yapılıyor. Sürekli söylüyoruz çocuklara güvenli ve doğru şekilde internet kullanımını kazandırmalıyız. Açık olan profillere ulaşmak çok kolay olacağı için bu durum çocukları riske atabilir. Özellikle bu zamanda çocuklara cinsel güvenlik, internet güvenliği konularında bilgi vermek oldukça önemli. Eğer önlem alınmazsa bilinçsizce paylaşılan görseller farklı amaçlar ile kullanılabilir.

Toplum olarak çocuklarımızı nasıl ortamlarda büyüteceğiz diye endişe ederken şimdi de kime nasıl güveneceğiz düşüncesi hakim olmaya başladı. Affınıza sığınarak ‘aşağılık' diye nitelendireceğim insanların, sözde küçük yaşlara olan eğilimleri herkesi kara kara düşündürüyor. Bunun bir yaptırımı, bir çözümü mutlaka olmalı. Umarım Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili bakanlıkları aileyi, çocukları ve insanlığı etkileyen bu çirkin olayları araştırarak önlem alır. Yine bizlere düşen bunu duyurmak ve gündem etmek olmalı. Sosyal medyada görüp sadece:

Kime nasıl güveneceğiz, dünyanın çivisi çıktı, keşke helak olsalar demek yerine harekete geçmemiz lazım.  Duyarlı olalım, paylaşalım, gündem edelim ki,

o kirli eller masum çocukların üzerinden çekilsin…