Kemalist Cumhuriyetçiler açık kadına taraf, tesettürlü kadına karşıdır
-Edremit ilçesindeki CHP’li Belediyenin Atatürkçülüğün yayıcısı Çağdaş Yaşama Derneği’yle birlikte düzenlediği, zincire vurulmuş kara çarşaflı kadın mizanseni, “şöyleydi, böyleydi…” deseler de bu fiilleri tevil götürmez. Kemalist ideolojiyle beslendiği için kişilerin niyetleri değişmiyor. Şuur altlarındaki fikirlerini ne kadar gizleseler de, vazgeçmiş gibi görünseler de bir gün tatbikata koyarlar. Bu maya değişmez-
Atatürkçü Cumhuriyet inkılâplarının şedit unsurlarından
biri de kadın kıyafetiydi. Tesettür İslâmî bir değer olduğu için Atatürkçü
Cumhuriyet ideolojisine aykırıydı. Bu şenî niyetle çarşafla dolaşmak
yasaklanır. Cumhuriyet Devleti’nin bir diğer adı olan Chp’nin tâlimatlarıyla
mülkî amirlerin başkanlığında İl Genel Meclisi’ne yetki verilir ve çarşafla
dolaşmak yasaklanır.
Cumhuriyet inkılâplarıyla başlayan tesettürlü kadın
kıyafetine karşı olmak, İslâm değerlerine karşı olmak mânasına geliyor.
Kadınlar tesettürlü kıyafetten “kurtarılıp” modern kıyafete alıştırıldığında,
lâdinî Cumhuriyete karşı olan Müslüman kitlenin ve İslâmî müesseselerin gücü de
zayıflamış olacaktı. Gaye kadınların örtünmesini emreden İslâm’ın sosyal hayat
üzerindeki gücünü kırmaktı. Cumhuriyet modernleşmesine göre “Batı'nın görkemli
uygarlığında kadın kapalı değildi. Batılı ve uygar olmanın yolu tesettürlü
kıyafetten vazgeçilmesiydi.”
Kemalist Cumhuriyetçiler kapalı kıyafetle “geri kalma”,
modern kıyafetle “ileri ve kalkınma” arasında irtibat kuruyorlardı. Avrupaî
tarzda giyinmek isteyen küçük bir azınlığın kıyafet tarzını okullarda ve resmî
kurumlarda Müslüman kadınlar için de mecburi hâle getirdiler.
AÇIK
SAÇIK KADIN ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN ESERİDİR
Millî ölçüleri reddeden yanlış ve çatışmalı bir modernleşme
taraftarı olan Atatürkçü Cumhuriyetin açık saçık kadın kıyafetini olağan hâle
getirdiğini kim inkâr edebilir? Bu sebeptendir ki kadın kıyafeti bu ülkede
Atatürkçü Cumhuriyet taraftarlarıyla Türk-İslâm Cumhuriyeti taraftarları
arasında geçen mücadelenin en başında yer almıştır.
Kemalist Cumhuriyetin destekçisi seküler Türkçü Ziya
Gökalp bile çarşaf ve örtünme aleyhine yazılarıyla tescillidir. Ona göre
“Örtünmenin devamı Türk kadını için en büyük hakaretti.” Cumhuriyetin kurucu
kadrosu ile bazı konularda ters düşen Halide Edip Adıvar tesettür konusunda
modern kıyafet taraftarıdır. “Yeni Turan” romanında “ideal Türk kadınını
çarşafını atmış, yüzü ve saçları açık olarak tasvir eder. Laik Türkçü ve azılı
Kemalist Kılıçzâde Hakkı gibi, “Tesettür, toplum yaralarımızın üzerindeki
iğrenç bir sargı bezidir” diyenler Cumhuriyetin modern kadın kıyafet
politikasına hız kazandıranlardır.
“
MODERN
KADIN KIYAFETİ ŞEHİRLERİN TEK GÖRÜNTÜSÜ OLMALI”YMIŞ
Atatürkçü Cumhuriyet için İslâm “ilerlemenin” önünde
engel olarak görüldüğü için kapalı kıyafeti emreden İslâm’ın karşısında modern
kadın kıyafeti “şehirlerin tek görüntüsü” olmalıdır. Bu çarpık anlayış
sebebiyle modern kadın kıyafeti “saygınlık kazandıran” bir kıyafet olarak
zihinlere yerleştirilir. Modern kadın projesi kadının tesettüre aykırı
kıyafetiyle cinselliğini öne çıkarmasının yanında modaya uyma, feminizm, laikçi
kadın hakları gibi Avrupaî kadın anlayışının yerleşmesi mânasına da gelir.
Atatürkçü Cumhuriyet taraftarı gazete ve televizyonların tesettüre aykırı kadın
kıyafetini teşvik etmesiyle modern kıyafetin en ücra kasaba ve köylere kadar
yaygınlaşması acı bir gerçek. Gelinen noktanın müsebbibi, tesettürü “çağdışı”
olarak gösteren Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisinin hâkim olduğu hükümetlerin politikaları
ve bu politikaya karşı direnç gösteremeyen muhafazakâr hükümetlerdir.
MODERN
KIYAFET ÇAĞDAŞ SINIFA AİT OLMAKMIŞ!
Tesettürlü kıyafetin “gerici ve eğitimsiz”, modern
kıyafetin ise “ileri ve çağdaş” yâni üst sınıfa mensup olmanın sembolü olarak topluma
dayatanlar yine Atatürkçü hükümetlerdir. Kardeş İslâm devletlerince 1920’de
Vatan-ı İslâmiyye kurtarılması mânasına gelen Millî Mücadele için gönderilen
yardım paralarını gayesi dışında kullanan Atatürkçü Cumhuriyet idarecilerinin
kurduğu İş Bankası'nda “memur alımında memurlar başı açık olarak işe başlarken,
çaycı, müstahdem gibi geri hizmetlerde işe başlayan kadınların başlarını
örtmeleri özellikle istenmiştir.”
Çalışan kadınlar arasında kıyafetlerinin açık ve kapalı
oluşuna göre “çağdaş üst sınıf” ve “geri alt sınıf” şeklinde sosyal farklılık
oluşturuldu. Tesettürlü kıyafetin alt, yâni medenî olmayan sosyal grupların
sembolü olarak anlaşılması için devlet eliyle memurlara yönelik çeşitli
“psikolojik” faaliyetlerin olduğunu da belirtelim.
DEVLETİN
MODERN KIYAFETE ZORLAMASI
Modern kıyafetin Türkiye’deki mâzisi Cumhuriyetten önce
azınlıklara ve mütegallibeye uzansa da umumi olarak Atatürkçü Cumhuriyet
döneminde resmî olarak dayatılmıştır. Avrupaî kıyafetli kadın dergileri
devletçe desteklenmiş. Teşvik ve yüksek telif ücretleriyle yazdırılan
romanlarda modern kıyafetli kadınlar “ideal ve medenî kadın”, bunlara
saldıranlar ise “yobaz” ve “gerici” olarak gösterilir. Türkiye’de kadın
kıyafeti mukaddesatçı muhafazakâr toplum ile Atatürkçü ve seküler devlet
arasında yaşanan şiddetli bir mevzu... Bu iki farklı durumun yaşanmasının en
büyük müsebbibi Cumhuriyetin kıyafet inkılâbıdır. Müslüman kıyafetiyle temayüz
etmiş bu ülkenin kadınlarının modern kıyafete sokulması zulme ve eziyete
dönüşmüştür. İslâmî değerlerle yetişmiş bir kadınının Kemalist Batılılaşma
adına balolara sokulması, mekteplerde ve resmî kurumlarda açık kıyafetler
giymeye mecbur edilmesi kimlik işkencesidir.
Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında görülen modern
kıyafetlerin dîne ve ahlâka mugayir olduğuna dair tenkitlere zorba Cumhuriyet
döneminde izin verilmez. Ankara’da Türk Ocağı gibi kuruluşları da âlet ederek
Kemalist Halk Evlerinde modern kıyafete alıştırmak için balolar tertip edilir.
Balolar sönük geçtiğinde M. Kemal’in tâlimatıyla bar ve pavyonlardan model
kadın getirilir. Kemalist yazar Süreyya Aydemir’in yazdıklarına göre ikinci
baloyu bizzat M. Kemal düzenler ve dâvete yalnızca Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve
Ruşen Eşref'in hanımları katılır. Yakup Kadri’nin hanımı M. Kemal’e nükteli bir
şekilde itiraz eder: “Paşam, bu inkılâbın kurbanları yalnız bizler miyiz? Hani
yâver beylerin, mebus beylerin, vekil beylerin hanımları?”
Seçkin kadınların arasında rağbet gören “asrî” kıyafet
mecburi kılınmıştır. Böylece Müslüman kıyafetli kadın görüntüsü Cumhuriyetin
Tek Parti Döneminde resmî kurumlarda ve ilkokuldan üniversiteye kadar birçok
müessesede büyük çapta yok edilir ve devlet eliyle Avrupa kıyafet modaları
“furyası” başlatılır. Muhafazakâr kıyafetle çalışmanın yolu kapatıldığı için
resmî kurumlarda çalışan kadınlar ve okullarda okuyan kız talebeler modern
kıyafet giymek mecburiyetinde bırakılır.
KIYAFET
İNKILÂBININ KURBANI KADINLAR
Muhafazakâr kıyafetin Atatürkçü Cumhuriyet inkılâplarına
uygun olmadığı propagandası sürekli işlenmektedir. M. Kemal ve Batılılaşma
inkılâbı yanlısı Sedat Simavi’nin gazete ve magazin dergileri modern kıyafet
furyasına ilk öncülük edenlerdir. Çarşaf, peçe, tesettür düşmanlığı doludizgin
gider. Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar Simavi künyesiyle çıkan
yayın organları kadının kamu hayatına modern kıyafetle girmesinde ve
cinselliğinin ön plâna çıkarılmasında başı çekmiştir.
1930’lu ve 40’lı yıllarda Kemalist / CHP yanlısı
Cumhuriyet gazetesi ve Yedi Gün dergisi müstehcen kıyafetlerin yayılmasında
Atatürkçü Cumhuriyete hizmet etmişlerdir. Avrupa'daki modern kadın kıyafetiyle
alâkalı yenilikler ânında duyurulmaya, asrî kadın fotoğrafları cüretkâr biçimde
yayınlanmaya, cinsel muhtevalı yazılara yer verilmeye başlanır. İnkılâp yanlısı
dergilerin her kapağını dekolte giyinmiş bir kadın fotoğrafı süsler ve yabancı
artistlerin çıplak fotoğrafları yer alır.
AÇIK
SAÇIK KADIN DİZİLERİ ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN ÜRÜNÜDÜR
Atatürkçü Cumhuriyetin kadın politikasının bugüne uzanan
sonuçları televizyon dizilerindeki şenî ve âdi kadın modellerdir. Süflîlik
odağı dizi filmlerde tesettürlü muhafazakâr kadın ölçüleri fakir, eğitimsiz,
taşralı kadınlara ait küçümsenen değerler olarak karakterize edilmekte, modern
kıyafetli kadın ise şehirli, medenî okumuş karakter olarak sunulmaktadır. Bu
dizilerdeki modern kılık kıyafet biçimleri toplumun şuursuz kısmını önemli
ölçüde tesir altına aldığı acı bir gerçek. Daha önceleri sadece büyükşehirlerde
görülen kıyafetlerin bugün en ücra kasaba ve köylerde bile görünmeye
başlamasında televizyon filmlerindeki modern kadın karakterlerin menfî tesiri
var. Çalışma mekânlarını, okullara giden otobüsleri başörtülü annelerin modern
kıyafetli makyajlı kızları doldurmaktadır. Millî, yâni İslâmî idraki zayıf olan
kızlar için kendilerini ispat etmenin tek yolu dizilerde gördükleri kadın
modeller gibi giyinmek. Aşağılık duygusudur bu…
Sözün hülâsası: Modern kıyafete özenen kadınların vebali
Kemalist devlet sistemine, bu siteme tâbi olan sol ve muhafazakâr sağ
hükümetlere aittir?(ilbeyali@hotmail.com)
* * * * *
“ÂHLÂK VE İSTİKAMET DERGİSİ”
Avukat ve
yazar Haki Demir’in idaresinde çıkan Ahlâk ve İstikamet Aylık Fikir ve Siyaset
dergisi” nin (www.ahlakveistikamet.com) Ekim 2021/ 5. sayısı okuyucu
huzuruna çıktı. Bu sayının kapak konusu “: İSLÂM ETKİSİZLEŞTİRİLİYOR”
Önemli bir
başlık bu. Siyasî nüfuzuyla, varlığı ve variyetiyle meydanlarda olan bir kısım
dindar çevrelerin gâfilliği ve yozlaşmasıyla “İslâm’dan soğuma” başladı iddialarına
dair çarpıcı yazılar yer alıyor bu sayıda. Ayrıca, “İslâm’ın
etkisizleştirilmesi” nde Kemalist güruhun hiç değişmeyen anlayış ve yıpratma
faaliyetlerinin ön ve arka cephesine dair sarsıcı tesbitler ihtiva eden yazılar
var. Bu yazılar hassasiyeti olanların
uykusunu kaçıracak cinsten…
Bu sayının
mündericatı şöyle:
TAKDİM
Ali
Ergen
Fikirli
bir dergi “Ahlâk ve İstikamet”
1.
KISIM-İSLÂMİ MÜCADELE
İslâmî
mücadelenin içtimaî müktesebatı / Nurettin Saraylı
İslâmî
mücadelenin iktidarla imtihanı / Hamza
Kahraman
2.
KISIM-SİYASİ MÜCADELE
Siyasî
mücadelede İslâmî dünya görüşü / Ebubekir Sıddık Karataş
Hastalıklı
siyasî harita; Erdoğancılar ve Anti-Erdoğancılar / Faruk Adil
Meşruiyet-1-Meşruiyet
nedir? / Haki
Demir
3.
KISIM-SİYASİ REJİMİN KİMLİĞİ
İslâm
etkisizleştiriliyor (Kapak konusu) / İbrahim
Sancak
Her
çeşit parti var ama İslâmî parti yok / İlyas
Taşkale
4.
KISIM-YENİ TÜRKİYE
İdeolojik
ittifak –İslâm düşmanlığı ittifakı / Selahattin Adanalı
Siyasi
ittifak / Ramazan
Kartal
Cumhurbaşkanlığı
sistemindeki vahamet / Mustafa Karaşahin
5.
KISIM-AK PARTİ İKTİDARI
İslâmî
mücadelenin başarısı, Ziya Selçuk istifa etti / Ahmet Kamil
Tuncer
Siyasi
patlama dinamiği-1-Siyasi patlama nedir? / Haki Demir
6.
KISIM-MEDYA
Muhalefet
medyasının rezil hâli / Halit Bursalı
7.
KISIM-DÜNYA NEREYE GİDİYOR?
Yeni
“stratejik tefekkür usulüne” ihtiyacımız var / Haki Demir
8.
KISIM-TEKLİFLER
Yolsuzlukla
mücadele mutabakatı-1- Haki Demir
9.
KISIM-FİKRİYAT
Maarif
Külliyesi-takdim yazısı
Taarruz
cephesi; “ahlak şurası” / Ahmet Selçuki
Taarruz
cephesi, yeni adalet anlayışı / Ramazan Kartal
Lider
ve müeyyide / Hamza Kahraman
Lider
ve istişare / İbrahim
Sancak
PDF Kitap listesi