12 Ekim 2021

​Kemalist Cumhuriyetçiler açık kadına taraf, tesettürlü kadına karşıdır

-Edremit ilçesindeki CHP’li Belediyenin Atatürkçülüğün yayıcısı Çağdaş Yaşama Derneği’yle birlikte düzenlediği, zincire vurulmuş kara çarşaflı kadın mizanseni, “şöyleydi, böyleydi…” deseler de bu fiilleri tevil götürmez. Kemalist ideolojiyle beslendiği için kişilerin niyetleri değişmiyor. Şuur altlarındaki fikirlerini ne kadar gizleseler de, vazgeçmiş gibi görünseler de bir gün tatbikata koyarlar. Bu maya değişmez-

Atatürkçü Cumhuriyet inkılâplarının şedit unsurlarından biri de kadın kıyafetiydi. Tesettür İslâmî bir değer olduğu için Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisine aykırıydı. Bu şenî niyetle çarşafla dolaşmak yasaklanır. Cumhuriyet Devleti’nin bir diğer adı olan Chp’nin tâlimatlarıyla mülkî amirlerin başkanlığında İl Genel Meclisi’ne yetki verilir ve çarşafla dolaşmak yasaklanır.

Cumhuriyet inkılâplarıyla başlayan tesettürlü kadın kıyafetine karşı olmak, İslâm değerlerine karşı olmak mânasına geliyor. Kadınlar tesettürlü kıyafetten “kurtarılıp” modern kıyafete alıştırıldığında, lâdinî Cumhuriyete karşı olan Müslüman kitlenin ve İslâmî müesseselerin gücü de zayıflamış olacaktı. Gaye kadınların örtünmesini emreden İslâm’ın sosyal hayat üzerindeki gücünü kırmaktı. Cumhuriyet modernleşmesine göre “Batı'nın görkemli uygarlığında kadın kapalı değildi. Batılı ve uygar olmanın yolu tesettürlü kıyafetten vazgeçilmesiydi.”

Kemalist Cumhuriyetçiler kapalı kıyafetle “geri kalma”, modern kıyafetle “ileri ve kalkınma” arasında irtibat kuruyorlardı. Avrupaî tarzda giyinmek isteyen küçük bir azınlığın kıyafet tarzını okullarda ve resmî kurumlarda Müslüman kadınlar için de mecburi hâle getirdiler.

 

AÇIK SAÇIK KADIN ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN ESERİDİR

Millî ölçüleri reddeden yanlış ve çatışmalı bir modernleşme taraftarı olan Atatürkçü Cumhuriyetin açık saçık kadın kıyafetini olağan hâle getirdiğini kim inkâr edebilir? Bu sebeptendir ki kadın kıyafeti bu ülkede Atatürkçü Cumhuriyet taraftarlarıyla Türk-İslâm Cumhuriyeti taraftarları arasında geçen mücadelenin en başında yer almıştır.

Kemalist Cumhuriyetin destekçisi seküler Türkçü Ziya Gökalp bile çarşaf ve örtünme aleyhine yazılarıyla tescillidir. Ona göre “Örtünmenin devamı Türk kadını için en büyük hakaretti.” Cumhuriyetin kurucu kadrosu ile bazı konularda ters düşen Halide Edip Adıvar tesettür konusunda modern kıyafet taraftarıdır. “Yeni Turan” romanında “ideal Türk kadınını çarşafını atmış, yüzü ve saçları açık olarak tasvir eder. Laik Türkçü ve azılı Kemalist Kı­lıç­zâde Hak­kı gibi, “Te­set­tür, top­lum­ ya­ra­la­rı­mı­zın üze­rin­de­ki iğ­renç bir sar­gı be­zi­dir” di­yenler Cumhuriyetin modern kadın kıyafet politikasına hız kazandıranlardır.

MODERN KADIN KIYAFETİ ŞEHİRLERİN TEK GÖRÜNTÜSÜ OLMALI”YMIŞ 

Atatürkçü Cumhuriyet için İslâm “ilerlemenin” önünde engel olarak görüldüğü için kapalı kıyafeti emreden İslâm’ın karşısında modern kadın kıyafeti “şehirlerin tek görüntüsü” olmalıdır. Bu çarpık anlayış sebebiyle modern kadın kıyafeti “saygınlık kazandıran” bir kıyafet olarak zihinlere yerleştirilir. Modern kadın projesi kadının tesettüre aykırı kıyafetiyle cinselliğini öne çıkarmasının yanında modaya uyma, feminizm, laikçi kadın hakları gibi Avrupaî kadın anlayışının yerleşmesi mânasına da gelir. Atatürkçü Cumhuriyet taraftarı gazete ve televizyonların tesettüre aykırı kadın kıyafetini teşvik etmesiyle modern kıyafetin en ücra kasaba ve köylere kadar yaygınlaşması acı bir gerçek. Gelinen noktanın müsebbibi, tesettürü “çağdışı” olarak gösteren Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisinin hâkim olduğu hükümetlerin politikaları ve bu politikaya karşı direnç gösteremeyen muhafazakâr hükümetlerdir.

 

MODERN KIYAFET ÇAĞDAŞ SINIFA AİT OLMAKMIŞ!

Tesettürlü kıyafetin “gerici ve eğitimsiz”, modern kıyafetin ise “ileri ve çağdaş” yâni üst sınıfa mensup olmanın sembolü olarak topluma dayatanlar yine Atatürkçü hükümetlerdir. Kardeş İslâm devletlerince 1920’de Vatan-ı İslâmiyye kurtarılması mânasına gelen Millî Mücadele için gönderilen yardım paralarını gayesi dışında kullanan Atatürkçü Cumhuriyet idarecilerinin kurduğu İş Bankası'nda “memur alımında memurlar başı açık olarak işe başlarken, çaycı, müstahdem gibi geri hizmetlerde işe başlayan kadınların başlarını örtmeleri özellikle istenmiştir.”

Çalışan kadınlar arasında kıyafetlerinin açık ve kapalı oluşuna göre “çağdaş üst sınıf” ve “geri alt sınıf” şeklinde sosyal farklılık oluşturuldu. Tesettürlü kıyafetin alt, yâni medenî olmayan sosyal grupların sembolü olarak anlaşılması için devlet eliyle memurlara yönelik çeşitli “psikolojik” faaliyetlerin olduğunu da belirtelim.

 

DEVLETİN MODERN KIYAFETE ZORLAMASI

Modern kıyafetin Türkiye’deki mâzisi Cumhuriyetten önce azınlıklara ve mütegallibeye uzansa da umumi olarak Atatürkçü Cumhuriyet döneminde resmî olarak dayatılmıştır. Avrupaî kıyafetli kadın dergileri devletçe desteklenmiş. Teşvik ve yüksek telif ücretleriyle yazdırılan romanlarda modern kıyafetli kadınlar “ideal ve medenî kadın”, bunlara saldıranlar ise “yobaz” ve “gerici” olarak gösterilir. Türkiye’de kadın kıyafeti mukaddesatçı muhafazakâr toplum ile Atatürkçü ve seküler devlet arasında yaşanan şiddetli bir mevzu... Bu iki farklı durumun yaşanmasının en büyük müsebbibi Cumhuriyetin kıyafet inkılâbıdır. Müslüman kıyafetiyle temayüz etmiş bu ülkenin kadınlarının modern kıyafete sokulması zulme ve eziyete dönüşmüştür. İslâmî değerlerle yetişmiş bir kadınının Kemalist Batılılaşma adına balolara sokulması, mekteplerde ve resmî kurumlarda açık kıyafetler giymeye mecbur edilmesi kimlik işkencesidir.

Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında görülen modern kıyafetlerin dîne ve ahlâka mugayir olduğuna dair tenkitlere zorba Cumhuriyet döneminde izin verilmez. Ankara’da Türk Ocağı gibi kuruluşları da âlet ederek Kemalist Halk Evlerinde modern kıyafete alıştırmak için balolar tertip edilir. Balolar sönük geçtiğinde M. Kemal’in tâlimatıyla bar ve pavyonlardan model kadın getirilir. Kemalist yazar Süreyya Aydemir’in yazdıklarına göre ikinci baloyu bizzat M. Kemal düzenler ve dâvete yalnızca Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Ruşen Eşref'in hanımları katılır. Yakup Kadri’nin hanımı M. Kemal’e nükteli bir şekilde itiraz eder: “Paşam, bu inkılâbın kurbanları yalnız bizler miyiz? Hani yâver beylerin, mebus beylerin, vekil beylerin hanımları?”

Seçkin kadınların arasında rağbet gören “asrî” kıyafet mecburi kılınmıştır. Böylece Müslüman kıyafetli kadın görüntüsü Cumhuriyetin Tek Parti Döneminde resmî kurumlarda ve ilkokuldan üniversiteye kadar birçok müessesede büyük çapta yok edilir ve devlet eliyle Avrupa kıyafet modaları “furyası” başlatılır. Muhafazakâr kıyafetle çalışmanın yolu kapatıldığı için resmî kurumlarda çalışan kadınlar ve okullarda okuyan kız talebeler modern kıyafet giymek mecburiyetinde bırakılır.

 

KIYAFET İNKILÂBININ KURBANI KADINLAR

Muhafazakâr kıyafetin Atatürkçü Cumhuriyet inkılâplarına uygun olmadığı propagandası sürekli işlenmektedir. M. Kemal ve Batılılaşma inkılâbı yanlısı Sedat Simavi’nin gazete ve magazin dergileri modern kıyafet furyasına ilk öncülük edenlerdir. Çarşaf, peçe, tesettür düşmanlığı doludizgin gider. Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar Simavi künyesiyle çıkan yayın organları kadının kamu hayatına modern kıyafetle girmesinde ve cinselliğinin ön plâna çıkarılmasında başı çekmiştir.

1930’lu ve 40’lı yıllarda Kemalist / CHP yanlısı Cumhuriyet gazetesi ve Yedi Gün dergisi müstehcen kıyafetlerin yayılmasında Atatürkçü Cumhuriyete hizmet etmişlerdir. Avrupa'daki modern kadın kıyafetiyle alâkalı yenilikler ânında duyurulmaya, asrî kadın fotoğrafları cüretkâr biçimde yayınlanmaya, cinsel muhtevalı yazılara yer verilmeye başlanır. İnkılâp yanlısı dergilerin her kapağını dekolte giyinmiş bir kadın fotoğrafı süsler ve yabancı artistlerin çıplak fotoğrafları yer alır.

 

AÇIK SAÇIK KADIN DİZİLERİ ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN ÜRÜNÜDÜR 

Atatürkçü Cumhuriyetin kadın politikasının bugüne uzanan sonuçları televizyon dizilerindeki şenî ve âdi kadın modellerdir. Süflîlik odağı dizi filmlerde tesettürlü muhafazakâr kadın ölçüleri fakir, eğitimsiz, taşralı kadınlara ait küçümsenen değerler olarak karakterize edilmekte, modern kıyafetli kadın ise şehirli, medenî okumuş karakter olarak sunulmaktadır. Bu dizilerdeki modern kılık kıyafet biçimleri toplumun şuursuz kısmını önemli ölçüde tesir altına aldığı acı bir gerçek. Daha önceleri sadece büyükşehirlerde görülen kıyafetlerin bugün en ücra kasaba ve köylerde bile görünmeye başlamasında televizyon filmlerindeki modern kadın karakterlerin menfî tesiri var. Çalışma mekânlarını, okullara giden otobüsleri başörtülü annelerin modern kıyafetli makyajlı kızları doldurmaktadır. Millî, yâni İslâmî idraki zayıf olan kızlar için kendilerini ispat etmenin tek yolu dizilerde gördükleri kadın modeller gibi giyinmek. Aşağılık duygusudur bu…

Sözün hülâsası: Modern kıyafete özenen kadınların vebali Kemalist devlet sistemine, bu siteme tâbi olan sol ve muhafazakâr sağ hükümetlere aittir?(ilbeyali@hotmail.com)

 

* * * * *

 

“ÂHLÂK VE İSTİKAMET DERGİSİ” 

Avukat ve yazar Haki Demir’in idaresinde çıkan Ahlâk ve İstikamet Aylık Fikir ve Siyaset dergisi” nin (www.ahlakveistikamet.com) Ekim 2021/ 5. sayısı okuyucu huzuruna çıktı. Bu sayının kapak konusu “: İSLÂM ETKİSİZLEŞTİRİLİYOR”

Önemli bir başlık bu. Siyasî nüfuzuyla, varlığı ve variyetiyle meydanlarda olan bir kısım dindar çevrelerin gâfilliği ve yozlaşmasıyla “İslâm’dan soğuma” başladı iddialarına dair çarpıcı yazılar yer alıyor bu sayıda. Ayrıca, “İslâm’ın etkisizleştirilmesi” nde Kemalist güruhun hiç değişmeyen anlayış ve yıpratma faaliyetlerinin ön ve arka cephesine dair sarsıcı tesbitler ihtiva eden yazılar var.  Bu yazılar hassasiyeti olanların uykusunu kaçıracak cinsten…

 

Bu sayının mündericatı şöyle:

TAKDİM Ali Ergen

Fikirli bir dergi “Ahlâk ve İstikamet”

1. KISIM-İSLÂMİ MÜCADELE

İslâmî mücadelenin içtimaî müktesebatı / Nurettin Saraylı 

İslâmî mücadelenin iktidarla imtihanı /  Hamza Kahraman 

2. KISIM-SİYASİ MÜCADELE

Siyasî mücadelede İslâmî dünya görüşü / Ebubekir Sıddık Karataş 

Hastalıklı siyasî harita; Erdoğancılar ve Anti-Erdoğancılar / Faruk Adil

Meşruiyet-1-Meşruiyet nedir? / Haki Demir

3. KISIM-SİYASİ REJİMİN KİMLİĞİ

İslâm etkisizleştiriliyor (Kapak konusu)  / İbrahim Sancak 

Her çeşit parti var ama İslâmî parti yok /  İlyas Taşkale 

4. KISIM-YENİ TÜRKİYE

İdeolojik ittifak –İslâm düşmanlığı ittifakı / Selahattin Adanalı 

Siyasi ittifak / Ramazan Kartal

Cumhurbaşkanlığı sistemindeki vahamet / Mustafa Karaşahin 

5. KISIM-AK PARTİ İKTİDARI

İslâmî mücadelenin başarısı, Ziya Selçuk istifa etti / Ahmet Kamil Tuncer

Siyasi patlama dinamiği-1-Siyasi patlama nedir? /  Haki Demir

6. KISIM-MEDYA

Muhalefet medyasının rezil hâli / Halit Bursalı

7. KISIM-DÜNYA NEREYE GİDİYOR?

Yeni “stratejik tefekkür usulüne” ihtiyacımız var / Haki Demir

8. KISIM-TEKLİFLER

Yolsuzlukla mücadele mutabakatı-1- Haki Demir

9. KISIM-FİKRİYAT

Maarif Külliyesi-takdim yazısı

Taarruz cephesi; “ahlak şurası” / Ahmet Selçuki

Taarruz cephesi, yeni adalet anlayışı / Ramazan Kartal 

Lider ve müeyyide /  Hamza Kahraman

Lider ve istişare / İbrahim Sancak

PDF Kitap listesi