Kemalizmin 'Târih Tezi' ve 'Güneş-Dil Teorisi' hurâfeleri (54)
Mustafa Kemâl̃’in, ölümünden 12 gün evvel, “Orduya Mesajı”
Mustafa Kemâl’in sondan bir evvelki nutku, “29 İlkteşrîn 1938
Cümhuriyet Bayramı” münâsebetiyle, ölüm döşeğindeyken hazırladığı “Orduya
Mesajı”dır. Mâmâfih, bunu, Başvekîl Celâl Bayar’la hazırlamış, ona, (bütün İnk̆il̃âblarını
desteklemiş, “kraldan daha krlacı olan”) Mareşal̃ Fevzi Çakmak’la son şeklini
vermiştir. 29 Ekim 1938 günü, Bayar tarafından Ankara’da, Hipodrum’da yapılan
resmî merâsim esnâsında okunan bu Mesajın dili, birkaç kelime hâric, Târihî
Türkcemizdir. Bunun sebebi, hem Dil İnk̆il̃âbının ancak zamânla hedefine
ulaşacağını anlamış olması, hem de, herhâl̃de, metnin dili üzerinde, Bayar ve
Çakmak’ın têsîrinin bulunmasıdır. Her ne olursa olsun, metinde kullandığı
“ulus”, “kutlu”, “komutan”, “subay” uydurmaları, onun Uydurma Dil dâvâsından
vazgeçmediğinin şâhidleridir:
“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlıyan, her zaman
zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu;
“Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket
ve musibetlerden ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen
cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silâh
ve vasıtaları ile mücehhez olduğun halde vazifeni ayni bağlılıkla yapacağına
hiç şüphem yoktur.
“Bugün, cumhuriyetin 15 inci yılını mütemadiyen artan büyük
bir refah ve kudret içinde idrâk eden büyük Türk milletinin huzurunda, kahraman
ordu, sana kalbî şükranlarımı beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar
hislerine de terceman oluyorum.
“Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî
ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an
ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve
itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar
ve silâhlar ile bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragatinefs ve istihkarı
hayat ile her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara,
deniz, hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanlariyle subay ve eratını
selâmlar ve takdirlerimi bütün ulus muvacehesinde beyan ederim.
“Cumhuriyet bayramının 15 inci yıldönümü hakkınızda kutlu
olsun,.” (Anadolu Ajansı mahrecli
haber, Kurun, 30.10.1938, s. 1)
Mareşal̃ Fevzi Çakmak, Cemal Kutay’a (muhtemelen 21 Temmuz
1946 Millet Vekîli Seçimlerinden evvel) verdiği mül̃âkâtta, bu Mesajı, “Mustafa
Kemẫl, kendi İnkılâplarını ve kurduğu rejimi ordunun politika dışından idare
etmesini istiyordu” şeklinde yorumlar… (Millet,
17 Ocak 1963, sayı: 7, s. 13; Yeni Söz, 20.1.2019/123) Türkiye’de, bütün hük̃ûmet darbelerinin, Ordunun Rejim
ve Hük̃ûmet üzerindeki bu vesâyet hakkına istinâd ettirildiği mâl̃ûmdur…
Mesajın başlangıcı ise, açıkça, Kemalist Târih Tezinin
(binâenaleyh –onun ikiz kardeşi olan- “Güneş-Dil İnk̆il̃âbı”nın) vecîz bir
tekrârıdır:
“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlıyan, her zaman
zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!”
(Akşam, 30.10.1938, s. 1)
Ölüm
döşeğindeki “Ebedî Şef”in, Başvekîl Celâl Bayar ve (kendisini, her İnk̆il̃âbında, her hamlesinde, her
siyâsetinde kayıdsız, şartsız desteklemiş) Mareşal̃ Fevzi Çakmak’la berâber kaleme aldığı, Rejimin bekciliğini
Orduya tevdî eden ve Kemalist Târih Tezinin (binâenaleyh “Güneş Dil İnk̆il̃âbı”nın) vecîz bir tekrârıyle
başlıyan “Orduya Mesajı”nı, Ankara’da, Hipodrum’da yapılan “29 İlk Teşrîn
Cümhuriyet Bayramı” merâsimleri esnâsında, Başvekîl Celâl Bayar okumuş ve Anadolu Ajansı mahrecli Mesaj, bütün
gazetelerde manşetten verilmişti… Başlattığı “Dil İnk̆il̃âbı”yle kendisini de, resmî ricâl̃i de merâmını ifâde edemez hẫle getiren “Ebedî Şef”, buna
rağmen, “Dil İnk̆il̃âbı”ndan, yânî Uyudrma Dil inşâsı dâvâsından hiç vazgeçmemiş,
sâdece bunun uzun bir zamâna yayılması l̃âzım geldiğini anlamıştı. “Orduya
Mesaj”ında da, dâvâsından dönmediğini gösteren uydurma kelimeler dikkat̃i çekiyor: “ulus” (millet), “kutlamak, kutlu” (tes’îd etmek,
tebrîk etmek, mübârek), “komutan” (kumandan), “subay” (zâbit)…
***
Türk Dili Türkçe-Fransızca Belleten’in “İlk ve Orta Öğretim Terimleri” nüshası
Dil Kurumu, senelerce, “Büyük Şef”in tâlimâtı istikâmetinde
çalışarak, 1937’de, tabiî ilimler sâhasında, “Güneş-Dil mantığına” müstenid bir
“İlk ve Orta Öğretim Terimleri” listesi (veyâ kılavuzu) hazırlamış ve bu
“terim” (< Frz. “terme”; ıstıl̃âh)
listeleri bütün mekteblere gönderilmişti. (“Dâhiyâne” “Güneş-Dil Teorisi”ne
nazaran, Fransızca “le terme”, Türkce
“dermek / termek”ten Fransızcaya geçmiş!) Türk
Dili Türkçe-Fransızca Belleten’in 1938’de basılan Ekim 1937 târihli 23-26.
sayıları, bu ıstıl̃âhların tamâmını muhtevî bir fevkal̃âde nüsha
mâhiyetindedir. (Tafsîl̃ât için, Türkçenin
Istılâh Mes’elesi ve İdeolojik Kaynaklı Sapmalar eserimize mürâcaat.) O
zamandan îtibâren mekteblerde bu ıstıl̃âhlar esâs alınarak ders yapılmış,
bil̃âhare ders kitabları da geniş mik̆yâsda bu yeni ıstıl̃âhlara istinâd
etmiştir. Bu ıstıl̃âhların kısm-ı âzamı uydurma ve düpedüz Fransızcadır; l̃âkin
Fransızca ıstıl̃âhlar, “Öztürkce” olarak gösterilmiştir. Umûmî dilin her
nesilde biraz daha Uydurmacalaşmasında, Rejimin muhtelif baskı vâsıtalarına
il̃âveten, bu ders kitablarının büyük têsîri olmuş, onlara şartlanarak yetişen,
Târihî Türkcemizle irtibâtları kesilmiş yeni nesiller tabiî olarak Uydurmaca
konuşmıya başlamışlardır.
Velhâsıl, böyle bir gelişmenin “Mutlak Şef”in rızâsı,
tâlîmâtı olmadan vukû bulması muhâl̃dir ve bu hâl̃ de, onun Uydurma Dil inşâsı
projesinden vazgeçmemiş olduğunun birçok delîlinden biridir.
“Ebedî Şef”, yeni ders kitablarının Uydurma Dille yazılmış
olmasıyle iftihâr ediyor
Nitekim, “Ebedî Şef”in TBMM’yi son açış nutkunda bu
tesbîtimiz vâzıhan ifâde edilmiştir. “Ebedî Şef”in, hasta yatağında Başvekîl
Celâl Bayar’la berâber hazırladığı 1 Kasım 1938 Nutku’nu, Meclis’de, daha
doğrusu o günki resmî ismiyle “Kamutay”da yine Bayar okumuştu; ki bu “Kamutay”
tâbiri dahi, onun Uydurma Resmî Dil projesinden hiçbir zaman vazgeçmediğinin
bir delîlidir. “Kıvanç, türeli, göçmen, saylav, kurum, amaç, Denizbank,
Kamutay, önem, eğitim, eğitmen, okul, uzman, terim, komutan” gibi birçok
Uydurmaca kelime ihtivâ eden Nutk’un Maârif’le alâkalı kısmında, Tarih ve Dil
Kurumlarının Uydurma “Tarih ve Dil Tezleri”ne dâir çalışmalarından takdîrle,
sitâyişle bahsedildikden sonra, yeni tedrîsât senesine Dil Kurumu’nun Uydurmaca
“İlk ve Orta Öğretim Terimleri” ile yazılmış ders kitablarıyle başlanmış
olmasından duyulan büyük memnûniyet ifâde ve bu vâkıa “mühim bir hâdise” olarak
kaydediliyor:
“Türk Tarih ve Dil Kurumlarının çalışmaları takdire lâyık
kıymet ve mahiyet arzetmektedir. Tarih tezimizi reddedilmez delil ve
vesikalarla ilim dünyasına tanıtan Tarih Kurumu, memleketin muhtelif yerlerinde
yeniden kazılar yaptırmış ve beynelmilel toplantılara muvaffakiyetle iştirak ederek
yaptığı tebliğlerle ecnebi uzmanların alâka ve takdirlerini kazanmıştır.
“Dil Kurumu, en güzel ve feyizli bir iş olarak, türlü
ilimlere aid türkçe terimleri tesbit etmiş ve bu suretle dilimiz yabancı
dillerin tesirinden kurtulma yolunda esaslı adımını atmıştır.
“Bu yıl okullarımızda tedrisatın türkçe terimlerle yazılmış
kitablarla başlamış olmasını kültür hayatımız için mühim bir hâdise olarak
kaydetmek isterim.” (Cumhuriyet,
2.11.1938, s. 7; Ulus, 2.11.1938, s.
7)
Uydurmaca ders kitabları,
Türkiye maârif târihinde hakîkaten “mühim bir hâdise”, bir dönüm noktasıdır;
zîrâ bu sûretle, Uydurma Resmî Dil, yeni nesillerin (tedrîcen) anne dili hâline
gelmiş ve ders kitabları da, o günlerden günümüze, hep daha fazla Uydurmaca
yazılmışlardır…