VF kat sol
VF kat sağ

16 Kasım 2017

Kıbrıs Beşparmak’ta düş görmek

Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği ESKAD'ın davetlisi olarak hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeydik. Adada dolu dolu iki gün geçirdik. Marmara İlahiyat'ın Kur'an bülbüllerinden sevgili Süleyman Kurşun ile birlikte iki günde dört programa imza attık. ESKAD bizi hem coşturdu hem koşturdu hem de konuşturdu. İşte davete icabet etmekle isabet ettiğimiz o programdan ve Kıbrıs'tan kısa notlar.

Kısaca Kıbrıs:

Kıbrıs'ı tahmin ettiğimden daha da güzel buldum. Ses yok, gürültü yok, trafik yok, telaş yok. Tam kafayı dinleme ve dinlenme mekânı. Küçük, şirin ve doğası bozulmamış bir huzur adası. Kıbrıs; sarı taş, mavi deniz.

 Kıbrıs denince akla bütün bunlardan farklı şeylerin gelmesi maalesef doğru ve üzücü. Bu durumun bize yüklediği görev şu; Kıbrıs'ı içki kumar ve eğlence adası olmaktan kurtarıp, ilim irfan, kültür ve sanat adası haline getirmek.

Kıbrıs Türklerini oldukça sakin ve nazik buldum. Adada öze dönüş ile Batıya özenişin ciddi bir mücadele halinde olduğunu gördüm. Bu mücadelede Türkiye olarak bize oldukça önemli görevler düşüyor. Belki de ilk görevimiz Kıbrıs Türklerini sadece mecburiyetten değil, gönülden ve yürekten de Türkiye'ye bağlamak. Bütün önyargıları bir şekilde yıkarak ne yapıp edip onların gönüllerine girmek…

ESKAD: İnanç, aşk, aksiyon!

KKTC'nde ahlak ve maneviyatı önceleyerek adanın her tarafında arı gibi çalışan bir STK var, ESKAD. ESKAD 22 yıl önce kurulmuş, heyecanla yoğrulmuş, gayretle doğrulmuş, şu an itibariyle 5 gençlik merkezi ve 3 öğrenci yurduyla 600 gence hizmet veren bir STK. Dernek adeta Türkiye'nin birikimini adaya taşıyor. Camilerde ve salonlarda Kuran ziyafetleri, Büyük Han'da ümmet iftarları, geleneksel Kudüs geceleri, Kıbrıs'ı milli ve manevi değerlerinden hareketle yerel, bölgesel ve uluslararası platformlarda temsil etme çabaları, Türkiye ve Kıbrıs arasındaki muhtemel önyargı duvarlarını yıkıp yerine sevgi ve kardeşlik köprüleri kurma gayretleri derneğin programlarından sadece birkaçı. Genel başkan M. Sinan Gökçe, organizasyon komisyonu başkanı M. Burak Sarman, üniversiteler komisyonu başkanı Abdullah Küçük, Lefkoşe şube başkanı Sadık Usta ve isimlerini burada sayamayacağım kadar çok, hak davaya adanmış genç. Her biri kahraman, her biri yaman. ESKAD, organizasyon başkanı M. Burak Sarman'ın refakat, nezaret ve rehberliğinde bizi çok güzel karşıladı, ağırladı, uğurladı. Allah kendilerinden razı olsun.

Kıbrıs'ta neler yaptık:

İki günde ikisi cami ikisi salon olmak üzere dört yerde Kuran tilavetinde bulunduk. Programların her biri ayrı illerde olduğu için bütün adayı gezdik. Hz. Osman döneminde Kıbrıs'ı fethetmek için Suriye'de kurulan donanmadan yola çıkıp Kıbrıs'ın girişinde Bizanslılarla savaşarak askerleriyle birlikte şehit olan komutan Hz. Ömer Türbesi'ni ve 40 şehit sahabenin metfun bulunduğu Kırklar Türbesi'ni ziyaret ederek, Fatiha okuyup dua ettik. Osmanlı'nın Kıbrıs'ı fethiyle kiliseden camiye dönüştürülen Selimiye Camii'nde namaz kılarak tarihe yolculuk ettik. Surlar içi bölgesi ve Büyük Han'ı gezerek inceledik. Sınır parkında sınırın adeta kalemle çizilmiş olduğunu bizzat müşahede ederek sinir olduk. Sevgili Burak'çığım sinirimizi yatıştırmak için bizi Beşparmak Dağları'nın zirvesindeki 1974 ‘Barış Harekâtı'nın sembolü gazi tanka götürdü. Manzarayı görünce sinirimiz, aşka ve heyecana dönüştü. Gazi tankın üstünde hem Fatiha okuduk hem de geçmiş ve gelecek bütün düşmanlarımıza meydan okuduk. Tanklar yürütülecekse böyle yürütülmeli dedik. Beşparmak'tan Toroslara bir anda bir kuş olup uçmak geldi içimizden. Beşparmak'ta iş gördük. “Düş olmazsa iş olmaz” diyen büyüklerimize eyvallah diyerek Beşparmak'ta düş gördük.

Şeyh Nazım Kıbrısî merhumun dergâhında bir akşam namazı kıldık. Kadim dostum Mikail Tayşan hocayı evinde ziyaret ederek, hasret giderdik.   

Sıra dışı bir sahafla sohbet:

Büyük Han'da güngörmüş sahaf Ali Yapıcı'nın mekânındayız. Ali Yapıcı Batı'yı çok iyi bilen fakat köklerine de sımsıkı bağlı olan bir kitap sarrafı. “60 yıl kitap topladım, 15 yıldır da dağıtıyorum; 75 yaşındayım, 75 bin cilt kitabım var” diyor. Ali Yapıcı'nın sohbet esnasında kurduğu şu cümleler oldukça mühim. “Ben Müslümanım, kimse beni dinimden döndüremez; namaz surelerinin hepsini bilirim, oruç tutar teravih kılarım. Kur'an'a ve Kuran hafızlarına hayranım. Türkiye'den geldiniz, buraya şeref verdiniz. Aslında ben sadece sahaflık yapmıyorum, dünya çapında pul koleksiyonculuğunda onur ödülüm var. Karate ve judo sporuna katkılarımdan dolayı Japonya'dan Çin'den madalyalarım var. Ben insanları çok seviyorum fakat geçmişte yaşanan hadiselerden dolayı yabancılara pek ısınamıyorum. ”

İngilizler nasıl sömürdü:

Lefkoşe'deki Kur'an ziyafeti öncesi Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Tümer'in misafiriyiz. “Neler yapıyorsunuz?” sorumuza Tümer hoca şöyle cevap veriyor. “Halkımızı ilim irfan aracılığıyla özüne döndürerek onları kültürel asimilasyondan kurtarmaya çalışıyoruz.” Bu cevap üzerine biz, “Peki İngilizler adayı nasıl sömürmeye kaktı?” diye sorunca Tümer hoca şöyle diyor. “İngilizler adayı tek bir şeyle sömürmeye çalıştılar, eğitimle. Biliyorsunuz İngiliz adayı önce kiraladı sonra ilhak etti daha sonra da yavaş yavaş sömürmeye çalıştı. Türk ismini liselerden kaldırdı. Onlara İslam Liseleri dedi. Fakat İslam'ı o okullardan çekip almak için de elinden geleni yaptı.  Annem öğrenciliği döneminde kendilerine İngilizlerin koro halinde ‘Tanrı Kraliçeyi korusun' cümlesini her gün okutturduklarını anlatırdı.” “Adanın manevi gelişimi ne durumda?” sorumuza da Tümer hocadan şu cevabı alıyor ve seviniyoruz. “Son 15 yılda adada ciddi bir manevi atılım var. Bugün Kıbrıs'ta bir imam hatip lisesi iki tanede ilahiyat fakültesi var. Eskiden bu eğitim kurumlarının hiçbiri yoktu.” Anavatanımız bu konuda bize rehberlik ediyor.

Camiye dokundurmayız:

Bir imam arkadaş ilginç bir olay anlattı. Bir köy imamı camisindeki minberi biraz küçültmek istemiş, bunu duyan köylü camiye gelerek imama şöyle demiş. “Bak hocam, belki biz beş vakit camiye namaza gelmeyiz fakat camimize de asla dokundurtmayız.”

Efendim; geleneği bozmadık, yiyip içtiklerimiz bizde kaldı, gezip gördüklerimizi paylaşmaya çalıştık. Gezi boyunca bana çok güzel bir yol arkadaşlığı yapan sevgili Süleyman Kurşun kardeşime ve ESKAD'a tekrar canı gönülden teşekkürler…      

kulacuni@hotmail.com