29 May 2015

KİM DAHA FAZLA ERDOĞANCI YARIŞI!

Kavga Abdülkadir Selvi'nin bir uyarı yazısı ile başladı.

Aslında kavganın nedeni daha derinlerde ve yakın geçmişte yaşanan "o meşhur olay" kaynaklı; olsun bu yazı da işin bahane kısmına denk geldi...

Selvi Ak Parti'lilere "rehavete kapıldınız, durum pek parlak görünmüyor" minvalinde birşeyler söyledi, kıyamet koptu.

Yazıyı gören bizim mahallenin bir kısmı sonradan Erdoğancı kalemleri klavyeye döşendi.

İhanete varan ithamlarla Selvi'nin ipliğini pazara çıkarma yarışına girdiler.

Ahmet Kekeç 'i hariç tutarsak diğerlerinin verdiği tepkinin boyutu ciddi abartılı ve sahte duygusallık cümleleri ile dolu.

"Mermiler", "tabancalar", "maaşlar" a yönelik ithamlar havada uçuşuyor  

İnsan okuyunca "vay be!" diyor,"siz ne zaman böylesi Erdoğancı, Ak Partili oldunuz, bu davayı böylesi canhıraş savunacak hangi noktasında sıkıntı çektiniz de bir başkasına hesap sorma noktasına geldiniz?" diye sorası geliyor

Birçoğu ile hukukum var, yakinen tanıyorum; tanımadıklarımın da geçmişini az çok biliyorum.

Düne kadar Erdoğan'a ve bu çizgiye sallayan isimler, şimdilerde herkesten çok dava adamı olmuş.

"Buna da şükür" diyoruz.

 Ancak bunların dava adamlığının da tamamen duygusal olduğunu bilecek kadar gözümüz görüyor çok şükür...

Bilmem anlatabildim mi?

Ortada gözyaşı dökebilecekleri duygusal bir bağları olduğu müddetçe "düğün evinin tefçisi, ölü evinin yascısı" kesilirler...

Duygusallık ortadan kalkınca da ara ki bulasın.

Tezgahlarını topladıkları gibi zabıtadan kaçan seyyar satıcılar gibi başka bir mahalleye taşınırlar.

İfadelerimin biraz ağır olduğunun farkındayım ama işin boyutları da maalesef bu seviyelerde.

Erdoğan'ın etrafında kümelenen kalemşörlerin bir çoğunun samimiyetine inanmıyorum (görüşüm sadece beni bağlar farkındayım)

Gün gelir hepsi gider yine bu davanın çilekeşleri kalır Erdoğan'ın etrafında...

Ancak asıl can sıkıcı konu, dün Erdoğan ve bu çizgiye demediğini bırakmayan kalemşörlerin, bugün herkese Erdoğan ve Ak Parti yüzünden hesap sormaları, aleme nizam vermeye kalkışmaları.

Demek istediğim şu; dün küfrettiğin değerlere bugün herkesten fazla sahip çıkıyorsan bunun sağlam bir argümanı/temeli olmalı.

Ya gerçekten ihtida etmişsindir yanlış yerde durduğunun farkına varıp çizgini değiştirmişsindir ya da  seni bu çizgiye bağlayan tamamen duygusal! gerekçelerin vardır.

İşini profesyonelce yapan meslektaşlara saygım sonsuz...

Sözüm "mış" gibi yaparak ait olmadığı role bürünenlere.

Kendinizi gizlemek için yüzünüze sürdüğünüz makyaj, gün ışığına çıktığınızda hemen akıyor bilmiş olun...

Siz ne bu çizginin insanısınız ne de bu değerlerin.

Sahtekar tavırlarınızla,sözlerinizle bu değerler adına racon kesmeyin yeter!