VF kat sol
VF kat sağ


Kim 'Gezi Parkı' eyleminden yanaysa, o düşmana hizmet etmektedir

Peşinen belirtelim; “Gezi Parkı” eylemcilerinin ve destekçilerinin kötü niyetli olduklarına dikkat çeken bu yazı iktidar da dâhil, hiçbir siyasî parti ve hükümeti himaye fikriyle yazılmadı.

Kim  “Gezi Parkı” haydutlarına diliyle, siyasî partisiyle ve gazetesiyle destek veriyorsa o, İslâm’ın ve Müslüman Türk devletinin düşmanı sömürgeci Batılılara hizmet ediyor. Kim “Gezi Parkı” eylemlerine yazıyla, beyanatıyla, televizyonuyla arka çıkıyorsa o, Soros’un desteklediği bölücü derneklerin ajanıdır.

DÜVEL-İ MUAZZAMA’NIN, YÂNİ HAÇLI İTTİFAKININ PROJESİYDİ GEZİ PARKI

Tanzimat’tan bu yana Türkiye’yi parçalamaya çalışan Batı dünyası ve onların içerideki uşakları menfaatlerine yaramayan bir iktidar gördüklerinde kuduruyorlar. Gezi Parkı hâdisesinde Soros’un “fonladığı” sözde vakıf ve dernek elemanlarıyla bunların ayak takımı kamu malına zarar verdiler. Gücünü Batı’dan alan hain ve satılmış sermaye çevreleri bu saldırgan ve yağmacılara lojistik yardım yağdırdılar.

Bu güruhun arkasında ABD’nin ve Türkiye’nin “Derin güçleri”, Siyonistler, Mossad, içki fabrikatörleri vardı. Topyekûn savaş açmayı denemişlerdi. Gayeleri birdi: “Bu hükümet gitmeli!” İstedikleri 28 Şubat rejimi gibi her türlü gayr-ı meşruluğun ve ulusalcı zorbalığın yeniden hükümferma olduğu bir Türkiye idi…  ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa el altından destekledikleri bu çapulcuların eylemlerinden “hoşnut” olduklarını beyanlarıyla belli etmişlerdi. “Gezi Parkı” anarşistleri üç bölüktür:  Ajanlar, Ulusalcılar ve lümpenler, yâni çapulcular. Haindir bunlar. Müslüman Türkiye düşmanıdırlar. Bu güruhun destekçileri arasında Kemalist darbeci generaller vardı.

GEZİ PARKI’NDA “MASUMLAR” DEĞİL, VANDALLAR, ÇAPULCULAR, BÖLÜCÜLER VARDI

Türkiye’de ne kadar yıkıcı, bölücü kuruluş ve grup varsa, Taksim bahanesiyle ortalığı çıkıp, yakıp yıkmışlardır. Altı Ok Partisi ve Lut Kavminin LBGT üyeleri bu anarşistlerin arasındaydı. Çakallara, zibidilere, alkol taraftarlarına, laikçilere destek verip, anarşi çıkmasını istemişlerdi. Hainliktir bu. “Ağaç sökülmesi ve gezi parkı” işin bahanesiydi. Türkiye’de kendilerine yer açmak için ortalığı karıştırmaktı niyetleri. “Demokrasi” falan değildi dertleri. Batı’nın ve Sorosçu zihniyetin desteklediği bir iktidarın hâkim olması için çalışıyorlardı. Park’la ağaçla işleri yok bunların. Halkla da bağları yoktur. Halk Anadolu’da, köyde kasabadadır. Halk değil bunlar, millet düşmanı, bölücü, yağmacı, anarşist ve Müslüman Türkiye düşmanı.

Gezi Parkı anarşistleri vahşî ve vandalca eylemlerinde “Ha gayret olacak” diye slogan atıyorlardı. “Keşke üş-beş de ölü olsa…” diyen nekrofil, yâni ölüsevicidir, millet düşmanıdır bu çapulcular. Sol-Marksist sendikalar bu anarşiyi devam ettireceklerini beyan ediyorlardı. “Kemalizm ve demokrasi aşkı, diktatör iktidara karşı halk hareketine dönmüştür…” diyerek çığlık atıyorlardı millet düşmanı bu kudurmuş hareket.

CÂMİ MİNBERİNE PİSLEYEN SÜRÜLER

“Gezi Parkı” eylemlerinde kamu malını yakıp yıkanlara molotof taşıyan fuhşiyat mesleğinin icracıları ve içtimaî bir varlık olmaktan çıkan sosyeteler vardı. “Gezi Parkı” eylemlerinde halk değil, elinde içki şişesiyle câmi minberine pisleyen insan kılıklı sürüler vardı. Bunlardan halk ve insan olmaz.

KİMİ SOROSÇU, KİMİ HDPKK’LI, KİMİ ALTI OKÇU KEMALİST, KİMİ ALKOLSEVER!

“Gezi Parkı” eylemcileri, yâni çapulcuları kimlerdi? Emperyalist Batı’nın ekmeğine yağ sürmekle vazifeli DHKPC ve HDPKK’lılardı. Batı’nın inançsız ver ahlâksız kültürünü bu ülkeye taşıyan artistlerdi, zânî sanatçılardı.

HER NEVİDEN GÜRUHLAR

Her neviden güruhlar meydandaydı o gün… Türk İslâm kültürüne muhalif Yeşilçam artistleri, ateist tiyatrocular, operacılar, baleciler gibi marjinal ve ahlâksız ne kadar zümre varsa Gezi Parkı eylemlerinde yer aldılar.

“Gezi Parkı” ve diğer adıyla Taksim eylemleri Müslüman Türkiye’yi Batı’ya, Haçlılara ve onların Türkiye’deki hempalarına parçalatmanın provasıydı. Taksim’de câmi ve mescit yeri için üç-beş ağacın kesilmesini, asıl maksatları olan anarşi çıkarmaya fırsat sayan eylemciler Müslüman Türk ülkesinin parçalanmasını isteyen servislerin lejyonerleri, yâni paralı askerleriydi. Bunların derdi park ve ağaç değil, kaybettikleri laikçi iktidarlarıdır. Yolda geçen başörtülü kadınlara saldırmışlardı. Sokak aralarında başörtülü ve dindar avına çıkmışlardı bu güruh...

MİLLET OYLARIYLA GELEN HÜKÜMETİ YIKMAKTI GAYELERİ

Millet oylarıyla iktidar olamayıp çâreyi Batı’nın “vakıf” kılıflı ajan servislerine ve Türkiye’deki acentalarına yaltaklık etmekte arayan ve “Gezi Parkı” çapulcularından yana olan siyasî partilerin utanç verici ve hainâne beyanlarını kim unutabilir? Karanlık ve yıkıcı eylemlerin ardından siyasî ikbal arayanlar kimlerdi?

“Anıtkabir’de îmanı tazeledim” diyen bir siyasî partinin genel başkanı hanım kişi “Gezi Parkı” hâdisesini 1908 Vakasına benzetmiş ve eylemcilerini “Hürriyet kahramanı” olarak tavsif etmiş. Doğrudur! 1908 Vakası da Gezi Parkı vak’ası gibi Türkiye’nin dışarıdan ve içeriden parçalanma eylemidir. 1908’de de Türkiye’yi bölmeye çalışan Jöntürkler ve bir kısım İttihatçılar “hürriyet kahramanı” ilân edilmişlerdi. “Anıtkabir îmanıyla” meydanlara çıkan bu hanım kişinin şu ifadeleri bu mânaya gelmez mi?:

“Gezi, Türk gençliği için yalnızca bir protesto değildir millî şuurun da ayağa kalkmasıdır.  Meselemiz bugün her bir ferdin engellenemez temel haklarının elinden alınmasıdır. 1908'de istibdada karşı koyan ruh neyse gezi odur. Demokrasi için seferber olan o günün Türk gençleri neyse ağacına, parkına sahip çıkan Gezi’deki Türk gençleri de odur. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.” (27 Nisan 2022 tarihli gazeteler)

TIMARHÂNELİK BİR SÖZ: “GEZİ, TÜRK GENÇLİĞİ İÇİN MİLLÎ ŞUURDUR”

Türk milletine hakarettir bu sözler. “Gezi, Türk gençliği için millî şuurdur” demek, millî kavramına hakarettir, saldırıdır. Millî, milletten, millet kelimesi İslâm’dan doğan bir mefhumdur. Türk milleti nezdinde mukaddes mâna yüklüdür. “Gezi” eylemlerindeki sürüler “Türk gençliği” olarak nitelendirmek şarlatanlığın dik âlâsıdır. Kamu ve kişi mallarını yakıp yıkanlar ve Müslüman Türk ülkesinin ibadethânelerine zarar verenler hangi hak ve hürriyet adına bu şenî ve alçak eylemleri yaptılar? Asayişi bozan Gezi Parkı eylemcileri hangi hak, hangi hürriyet adına “millî şuura” sahip “hürriyet kahramanı” olabilirler? Akıl, izan, idrak ve tarih nerdesiniz? “Gezi Parkı”ı eylemcilerini dînine, namusuna, hayatına, ekmeğine tasallut edilen ve hakkını arayan mazlum bir kitle gibi takdim etmek, pespâyelikten öte “çukur” luktur.

Darbesever Altı Ok partisinin başkanı “gençlerin arkasındayım…”  diyordu bu partinin bâzı milletvekilleri Taksim çapulcularıyla yatıp kalkacaklarını söylüyorlardı. Bir elinde bira şişesi, bir elinde molotof, kamu malını ve millet varlığını ateşe veren veledlerden vatanın mirasını devralacak asil gençlik yetişir mi? Müslümanlıkla, millîlikle, vatan ve millet mesuliyetiyle alâkası olmayanların geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlik mi çıkar ey ebleh kişi!

“GEZİ PARKI” EŞKIYASININ KALEMŞORLARI YAZIMDAN DOLAYI SALDIRMIŞLARDI

Yukarıdaki görüş ve tesbitlerimi bu bölücü hâdisenin akabinde, yâni 29 Mayıs 2013 tarihinde yazmıştım. Gezi Parkı eylemcilerinin taraftarı olan birçok gazete ve internet siteleri saldırmışları bu fakire…  Mail adresime ve o zaman yazdığım site üzerine peş peşe tehdit ve gözdağı mesajları göndermişler ve Yazı İşleri Müdürlüğüne defalarca telefon açarak tehditlerini beyan etmişlerdi.   Gelen tehdit mesajları 28 Şubatçı ve Kemalist bir dil taşıyordu Sinkaflı tehdit mesajlarını aktarmam edebimize uymaz. En çok da “örümcek kafalı, yobaz, Abdülhamid kafalı, İslâmcı, Türk- İslâmcı faşist… vatan haini, Vakit, Akit… Atatürk düşmanı,  Vatan haini bu vatanda sizlere yer yok…” şeklinde ifadeler kullanmışlardı. Hakkımızda “kötü” söyleyenler içinde en tuhafıma giden de “WWW.19.org.Edip Yüksel (T)”@ edipyüksel 19@19.org.USA.18.org.” Twittter logosundan yazılan ifade oldu: “Bir Kapı Kulu Dizmiş: ‘Taksim Anarşistleri: Ulusalcı, Ergenekoncu, Câhil, Çapulcu, Hain.” Ardından “Taksim isyancıları”nın haklı olduğunu yazmış. Rahmetli Sadrettin Yüksel Hocanın oğullarından biri bunun yazan. Merhum babasının bedduasını alan bir bedbaht…  Kendisine küs olarak mevta olan babasının yolunda gitmeyen, garabet içinde bir İslâm anlayışına sahip ve Amerikalarda dolaşan kafası karşık densiz bir evlât.

Hülâsa-yi kelâm; Hiç kimse “Gezi Parkı” eylemcilerini masum gösteremez. Gösterenler fitneye yataklık ve küffara hizmet etmek fiilinden dolayı siyasî varlıklarıyla birlikte Gor Çukuru’nu boylayacaktır. Taksim çapulcularına taraf olan herkes ABD ve Avrupa’nın Türkiye’yi yıkma emellerine destek olmaktadır. Hiçbir içtimaî ve insanî hak talebi ihtiva etmeyen bu şenî eylemlerin geleceğin güçlü Müslüman Türkiye’sine karşı yapıldığını idrak edemeyenlerin idraki kördür ve basireti bağlanmıştır.