Kim ki hayata dokunur adı gönüllerde okunur
Biz Müslümanlar olarak bütün insanlığın hidayet ve saadetine talibiz.
Bizim kitabımızda, inancımızda ve irfanımızda bir insana hayat vermek bütün insanlığa hayat vermek demektir.
Bir insanın hidayetini
dünya ve içindekilerden hayırlı görmek; ümmeti olmakla müftehir olduğumuz rahmet elçisinin kutlu davetinde
ortaya koyduğu sünnetidir.
Rahman, insanın hayatına dokunmak, aklını ve kalbini dokumak
için onu tarih boyunca bir an olsun dinsiz, peygambersiz ve kitapsız bırakmamıştır.
Bir başka ifadeyle söyleyecek olursak, Rabbimizin bize
din,peygamber ve kitap
göndermesi,sayısız nimetlerini önümüze
sermesi hayatımıza dokunmak, aklımızı ve
kalbimizi dokumak içindir.
İşte bundan dolayı bizim en büyük vazifemiz insanı
okumak,hayatına dokunmak ve insanın aklını
ve kalbini dokumaktır.
Hayata dokunmak;
insana gönülde yer, hayatta değer
vermektir.
Hayata dokunmak; sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti, dostluğu,
muhabbeti, hayata ve dünyaya hakim
kılmaktır.
Hayata dokunmak; kötülüğü imha ,iyiliği inşa etmektir.
Hayata dokunmak; bir gönüle girmek ve o gönülde taht kurmaktır.
Hayata dokunmak; hizmet, hikmet, hakikat ve marifet balı elde edebilmek için kainat bahçesinde
bir arı gibi yürekten yüreğe konmaktır.
Hiç kuşkusuz hayata dokunmak denilince akla ilk olarak
gelenler(gelmesi gerekenler) din görevlileri (gönüllüleridir).
Onların vazifeleri bazı çevrelerin göstermeye çalıştıkları gibi ‘’Kıl beşi,al
maaşı’’değildir.
Bilakis din görevlileri beşikten mezara ,düğünden sünnete hayatın
her anında ve alanında, cemaat ve cemiyetin hep içinde ve hemen yanı başındadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı özellikle son yıllarda din hizmetlerinin kapsamını
hayli genişletmiş,nitelikli din hizmeti sunmayı hayatın tamamına şamil
kılmıştır.
Bundan dolayı müftülüklerde oluşturulan aile, gençlik, engellilik,
göç ve bağımlılık gibi koordinatörlükler, kamusal sorumluluk ile birlikte sivil bir ruhla Türkiye’nin dört
bir yanında birbirinden özgün hizmetler
üreterek gece gündüz demeden çalışmaktalar.
Diyanet televizyonunda
bu hafta 84.bölümü yayınlanan “Hayata Dokunanlar’’programı da manevi
destek alanında din görevlilerinin bulundukları il ve ilçelerdeki hizmetlerinin
Türkiye ve Dünya’da bilinmesine, tanınmasına ve görülmesine aracılık ediyor. Program,
Diyanet İşleri Başkanlığı Din
görevlileri ve aziz milletimiz arasında
muhkem bir gönül köprüsü vazifesi görüyor.
Hayata Dokunanlar programı izleyenlerine bu hafta 84.bölümüyle Bağcılar’dan seslendi.
Program tıpkı Bağcılar gibi oldukça zengin ve dinamikti. Bağcılar
müftüsü Celal Büyük Hoca’nın olumlu,ılımlı ve pozitif idare tarzı ilçede
meyvesini erken vermişe benziyor.
Programı izlerken Bağcılar Müftülüğü Din Hizmetleri
kadrosunun birbirleriyle son dere uyumlu
bir şekilde çalıştıklarını görmek beni bir hayli sevindirdi.
Programda müftü Celal Büyük hoca ve her bir koordinatör
besin değeri oldukça yüksek cümleler kurdu.
Celal Büyük Hoca’nın şu cümlelerine bakın;
“Bizim görevimiz Hz. Peygamber’in
ifa ettiği bir görevdir.Peygamber Efendimiz
sadece mescitte ibadet ve taatle meşgul olmamış, ashabıyla da yakından
ilgilenmiştir. Biz sadece camide namaz kıldıran ,minarede ezan okuyan kişiler
değiliz.’’
Aile koordinatörü Kumriye
Özbabacan yaptığı aile tanımı hayli
hikmetliydi:
“Aile insanlık tarihinin
en eski ve en eskimeyen kurumudur. Zira temeli cennette atılmış ve
cennette devam edecektir.’’
Programda Gençlik koordinatörleri Hacer Onay ve Mecit Bozkurt’un pozitif
enerjileri,4-6 yaş koordinatörü Elif Özcan’ın
kabına sığmayan heyecanı ve Göç
koordinatörü Gülsen Kaya’nın mültecilere olan şefkat ve
merhameti adeta yüzlerinden okunuyordu.
Çiftlik Camii İmam hatibi Vahdettin Güzel’in “Çocuklarımız
cennetimizdir.’’ sözü de not edilmeye değerdi.
Bendeniz de Bağcılar Müftülüğümüzün Din Hizmetleri felsefesini
programda şöyle özetlemeye çalıştım:
“Biz Bağcılar’da görev yapan din görevlileri ve gönüllüleri
olarak şu 6-D formülüyle hareket ediyor. Bu cümleden olarak ta doğru bilgiyi, doğru insana doğru zamanda, doğru
zeminde, doğru mekanda dost doğru bir şekilde sunmaya gayret gösteriyoruz.’’
Bu güzel programı izledikten sonra kendi kendime şöyle dedim:
“Kim ki hayata dokunur adı gönüllerde okunur’’