12 Ocak 2019

Kışın Vazgeçilmez Rotası: Maşukiye – Kartepe

Kışın kar tatili denince ilk akla gelen rotalardan biri de;  Maşukiye- Kartepe. Son zamanlarda İstanbul'a yakın olması sebebiyle de haftasonu tatillerinde çok tercih ediliyor. Bana göre kışın evde zaman çok daha çabuk geçiyor. Evde olsanız belki de 2 saat gibi geçecek koca günü, yalnızca günübirlik gezilerde bile 'bir hafta geçirmiş' gibi hissedebiliyorsunuz.

Biz de hafta sonunu dolu dolu geçirmeyi seçtik ve  günübirlik kar turu yapmak için bize en uygun turu bularak, kayıt işlemimizi yaptırdık.

Turun programı oldukça güzeldi. Cennet Maşukiye'de sabah kahvaltısı, öğlen Kartepe'de vakit geçirme, kaymak isteyenler için kayak imkanı ve dönüşte yine Maşukiye'de akşam yemeği. Daha ne olsun.

Pazar sabahı erkenden buluşma noktasındaydık. Otobüsümüze bindik ve yolculuğumuz başladı. Yol arkadaşımla sohbet ederek gelince yolun nasıl bittiğini anlamadık bile. Erken yola çıktığımız için trafiğe takılmadan keyifli bir yolculuk sonrası Maşukiye'ye ulaştık.

Sabah Maşukiye'de bulunan şık bir alabalık tesisinde köy kahvaltısı yaptık. Kahvaltı da hizmet çok başarılıydı. Tesis büyük bir alanın içine kurulmuş, kahvaltı yaptığımız salonda soba yanıyordu. Sıcacık bir atmosfere sahip mekana bayıldık. Kahvaltı sonrası  bahçede biraz yürüyüş yaptık, salıncakta sallandık, balıkları seyrettik derken oradan ayrılma vaktimiz geldi.

Mola sonrası otobüsümüze binip yola devam ettik. Kısa bir yolcuğun ardından  ikinci durağımız olan Kartepe'ye doğru yola çıktık. Maşukiye'de hiç kar yoktu. Yukarı doğru çıkmaya başladıkça beyaz karlar etrafı sarmaya başladı. Kıvrıla kıvrıla devam ettikçe karlar baya çoğaldı. Hava oldukça güzeldi. Karların üstünde yürüdük ama hiç üşümedik.

Yol boyunca bir sürü tesis var. Rakım yükseldikçe manzara seyir yerleri kurulmuş. Köy kahvaltısı verenler, sucuk ekmek satanlar... Yol üzerinde kayak malzemeleri kiralayan bir yere uğradık. İsteyen buradan kayak için gerekli malzemeleri aldı. Tam zirveye çıktık ki bir insan ordusuyla karşılaştık. Rengarenk cıvıl cıvıl bir ortam. Tam zirvede bir otel var. Otel çevresinde kayak yapmak isteyenler için küçük pistler var. Kaymayanlar içinde yürüyüş parkuru var. Biz yürümeyi, etrafta dolaşmayı tercih ettik.

Daha yukarıda bulunan büyük kayak pistine gitmek için “telesiyeje” adı verilen bir araca  binmek gerekiyor. Hemen bilet sırasına girdik. Kalabalık olmasına rağmen sıra geldi. Ben uçmayı sevdiğim için bu tip araçlardan pek korkmuyorum ama yükseldikçe arkadaşım biraz korkmaya başladı. Yükseklik korkusu varmış.

Dönüşte yükseklik korkusu için theta çalışması yapmaya karar verdik. Çünkü tüm korkularımız bizimle ilgili. Bazı konulara geçmişte yüklediğimiz olumsuz anlamlardan dolayı korku duygusu bizi engelleyebiliyor. Buna sebep olan negatif kök inanca ulaşınca ve dönüştürünce korkumuz hemen geçiyor. Şifa anda gerçekleşiyor ve biz artık korkmadığımızı görebiliyoruz.

Neyse ki manzara o kadar güzeldi ki fotoğraf çekmeye başladık. Olağan üstü bir manzara, büyüleyici bir atmosfer.  Yukarıdan karlarla kaplı harika görüntüler yakaladık. Ne yazık ki kısa sürdü 15 dk. Kadar. Zirvede biraz vakit geçirdik. Her yer bembeyaz, karlar ülkesinde varmışız gibi, başka bir dünyadaymışız gibi. Zaman su gibi akıp geçti. Tekrar telesiyeje binip aşağıya otelin yanına indik. Buluşma vakti geldi ve otobüsümüze bindik.

Dönüşte akşam yemeği yiyeceğimiz, Maşuki'ye de bulunan bir balık tesisine ulaştık. Yine orta da kocaman soba yanıyor. İçerisi sıcacık. Burada harika balığımızı, salatamızı yedik ve eve dönüş vakti geldi. Her şey o kadar güzeldi ki koca gün nasıl geçti anlamadık.

Gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi sevenler için ülkemiz de görülecek o kadar çok yer var ki. Siz de hayatın genel rutininden birazcık uzaklaşmak, farklı bir atmosferde güzel bir hafta sonu geçirmek isterseniz Kartepe- Maşukiye rotası bunun için iyi bir tercih olabilir.