Kitap Adı: İNSAN MÜHENDİSLİĞİ
Kitap Yazarı: NÜVİT OSMAY
“İnsan Mühendisliği” kitabı bir kişisel gelişim kitabıdır ve toplam dört
bölümden oluşmaktadır. Birçok önemli isimlerden de alıntı yaparak kitabı
oluşturmaktadır. Nüvit Osmay ilk bölümde, insanın kendisi, çevresi ve işi
diyerek okuyucuyu düşündürüp kendi hayatını gözden geçirmesini sağlayıp, ona çok
değerli bilgiler katmaktadır. İkinci bölümde ise, insanın amir rolünde yapması,
sahip olması gereken vasıfları, bilmesi gereken ipuçlarını okuyucuya
sunmaktadır. Liderliğin öneminden bahsederek, üçüncü bölümde insanın liderlik
rolü üzerinde durmaktadır. Değişik lider tiplerinden örnekler vererek, iyi
liderin tanımını yapmaktadır. Son bölümde ise insan ve eğitim diyerek günlük
hayatta ve iş hayatında bazı eğitimler hakkında uyarılarda bulunmaktadır.
1.BÖLÜM
Kendimizden daha zeki insanlarla
çalışma sanatı
Bugün bütün uluslar, müesseseler, işletmeler ve fabrikalar başkalarına
kendisinden daha zeki, akıllı, bilgili ve tecrübeli insanları çalıştırmasını
bilen insanların geçmesini bekliyorlar. Çünkü bu gibi elemanlardan
faydalanamayan amirler, şefler, liderler evlerinde elektrik olduğu halde mum
yakan ve sonra da bu hareketleri için teknik veya psikolojik bahaneler bulmaya
çalışan insanlara benzerler.
Metot mühendisliği
Metot mühendisliği, teknik alanda yapılan bütün işlerin en ufak
ayrıntılarına kadar birçok mantıki sorularla bombardıman edilmesidir. Eğer bu
soru bombardımanından sonra, hedef, yani ele alınan iş, sağlam yerinde
durabilirse, işte o zaman o iş doğrudur, mantıklıdır ve yapılacak işlerin de
mevcut imkânlar içinde en uygunudur ve yapılması gerekir.
Heyecan ve coşku
İnsanın büyük işler başarabilmesi, başka bir deyimle, verimli bir şekilde
çalışabilmesi ancak “içindeki heyecan” denilen o “ilahi kuvvetten”
faydalanabilmesi sayesinde mümkündür.
Dale Carnegie insanların heyecan denilen o ateşe sahip olabilmesi için şu
dört noktaya dikkat etmeleri gerektiğini söyler.
1.
Yapacağımız
şeyi sevmek ve ona tam manasıyla inanmak.
2.
Kendi
kendimize cesaret ve heyecan telkin etmek.
3.
Heyecanlı
insanlarla beraber olmak ve onlarla konuşmak.
4.
Kafamızda
kuvvet ve heyecan düşünceleri yaratmak.
Korku, şüphe, vesvese ve tereddüt heyecanı öldüren en tesirli zehirdir.
Başarı için hatasız formül
Dürüstlük kabiliyeti başa geçen insanın verimini iki veya üç misline
çıkarır. Dürüstlük insanın içinde bina edilmiş davranışların bir
toplamıdır.dürüstlüğün getirdiği şeyler, faizlerden bir ki tanesi ise; cesaret,
sebat ve huzurdur.
Sonuç alma sanatı
“Ya bir işe önceden başlama ya da başladığın işi bitir, yarıda bırakma!”
İlkokuldan en yüksek öğrenime kadar her eğitimin ilk amacı bu olmalı.
Başlanan işi bitirme şuuru daha küçük yaştan kafalara aşılanmalıdır.
Netice almaya tesir eden faktörler:
Olumlu düşünceye sahip olmak, hiçbir işe onu sonuna kadar iyice düşünmeden,
yani planlamadan başlamamak, hata yapmaktan korkmamak, en iyiyi bulmak için
uğraşırken iyiyi kaybetmemek, ekip halinde çalışmaktan zevk almak, toplantılara
önem vermek onlardan faydalanmak, kendimizi mümkün olan ufak işlerden
başlayarak zora doğru gitmeye alıştırmak.
Tolerans
Toleransın gıdası ilahi şüphedir. “ Acaba karşımızdaki adamın da
söylediklerinde haklı olduğu bir taraf yok mudur?” şeklindeki şüphe. Toleransın
dershanesi kütüphanelerdir, hocası da tarihtir. Dolayısıyla insanoğlunun
asırlar boyunca başından geçen tecrübelerdir.
İnsanlarla geçinmenin yolları
Birinci kural, insanları tenkit etmeyin, onlardan şikâyet etmeyin ve ani
hüküm vermeyin. İkinci kural, insanları takdir ediniz. Onların içlerindeki
kabiliyetleri meydana çıkarmalarına yardım ediniz. Üçüncü kural, karşınızdakine
derin bir arzu uyandırınız, o her şeyi kendiliğinden yapar.
Dost kazanma sanatı
Ünlü psikolog Adler şöyle der: “Hayatta en büyük güçlüklerle karşılaşan
insanlar başkalarıyla ilgilenmeyenlerdir. Dale Carnegie’nin birkaç dost kazanma
yolları ise şöyle:
Başkaları ile samimi olarak ilgilenin. En basit ilgilenmek selam vermektir.
Gülümseyin. Çinlilerin bir atasözü var: Gülümsemesini bilmeyen insan dükkân
açmamalıdır.
Bir insan için bütün dillerde en güzel kelime kendi ismidir.
Düşünme sanatı
Meşhur İngiliz yazarlarından Sommerset Maugham diyor ki: “Düşünmek istemek,
arzu etmekle olur ve gelişir. Düşünmek istemeyen insan yeni fikirler bulamaz.”
Bir Fransız psikolog şöyle der: “Lüzumunda fazla okutuyorlar,
ezberletiyorlar, lüzumundan fazla şey öğretmeye çalışıyorlar. Bu nedenle
düşünmeye vakit bulamıyoruz.”
Karar verme sanatı
Çok defa sabırla beklemek ve karar vermeyi boyuna ileriye atmak bizi belki
biraz avutabilir, fakat şunu da unutmamalıdır ki, “bekleyenin önüne her şey
gelir, yalnız çok geç!”
Karar vermememizin bazı sebepleri vardır. Bunlardan birincisi
düşüncelerimizi bir yerde toplayamaz, fazla etrafa dağıtırız. İkincisi ise his
jeneratörlerimizin fazla sıcak gitmesine müsaade ederiz. Sevgi, nefret, sempati
ve antipatilerimizin tesiri, akıl, mantık ve sağduyu ile seçilecek yolları
sisle kaplar.
Karar vermenin ABC’si veya her duruma uyabilen temel prensipleri yoktur.
Fakat tarih boyunca denenmiş usuller vardır. Herhangi bir problemi çözmek, onun
hakkında karar vermek için onunla ilgili bütün bilgileri öğrenmemiz lazımdır.
Mevcut bütün olanak ve olasılıkları bilmek ve bunları varılacak hedefe göre
birbiriyle kıyaslamak lazımdır.
Ruh doktoru Otto Fernichel; “Düşünmek harekete geçmek için bir hazırlıktır.
Harekete geçmekten korkan insanlar bu hazırlığı uzatır” der.
Politikada bir açık kapı terimi vardır. Verdiğiniz birçok kararlarda da
böyle açık kapı bırakmak ve ileride onları duruma göre bir parça değiştirmek imkânı
düşünülmelidir.
Şüphe ve tereddüt içinde iseniz, “hayır” deyiniz. Sonra evet
diyebilirsiniz! Çünkü hayır’ı evet yapmak evet’i hayıra çevirmekten daha
kolaydır.
Karar verme sanatının son kademesi cesarettir. Andrew Jackson: “Cesaretli
bir adam tek başına çoğunluktur” der.
Konuşma sanatı
Toplum önünde konuşabilmenin en önemli şartı insanın kendini unutması ve
yalnız konuşacağı konuyu, topluma vereceği şeyleri düşünebilmesidir.
“İnsan konuşacağı şeyden 40 kat fazlasını bilmeli” diyor Carnegie, “çünkü
otuz dokuzunu unutsanız bile gene geriye konuşacak kadar şey kalır.”
İyi bir konuşmanın şartlarından biri de kısa, faydalı ve yapıcı olmasıdır.
Eskiler buna “efradını cami, ağyarını mani” derlerdi. Yani o gerekli her şeyi
kapsamalı fakat içinde lüzumsuz hiçbir kelime bulunmamalıdır.
Konuşmacı hakikaten sevdiği, heyecan duyduğu, dolu olduğu ve
karşısındakilere böyle bir mesajı vermekten mutluluk duyacağı bir konu, uygun
bir zaman ve uygun bir toplum seçmeli ve hiçbir zaman konuşmak için
konuşmamalıdır.
İki önemli kitap listesi
Kitabın bu bölümünde Profesör Joshua M. Bear’ın gönderdiği 100 adetten
oluşan kitap listesi vardır. İkinci liste ise Türkçe seçme yapıtlar başlığında.
Bear, “ Benim kıstasım şu olmuştur: Türk ruhunu anlamak isteyen bir yabancıya
hangi kitapları tavsiye ederdim. Buna göre aşağıdaki kitapları seçtim.” diyerek
kendi listesini yayınlamıştır.
Okumak sanatı
Kurnaz insanlar okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar.
Akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar.
Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak onu hazırlar, yazmak ise
onu olgunlaştırır.
İnsanın anlayışına hiçbir şey engel olamaz, fakat bu ancak uygun bir okuma
sayesinde ele geçirilebilir.
Dostluk üzerine
Schiller dostluğun ilk şartını sadakat, vefa olarak açıklamaktadır.
Dostluğun derecesi yapabileceğimiz fedakârlığın derecesine, kendi
egoistliğimizden uzaklaşabilme miktarına eşittir. Dostluğun en önemli zorunluluklarından biri
de dinlemektir. Dostluk çok değerli bir meziyettir ve elektrik akımına benzeyen
bir tarafı vardır, iki telin birleşmesiyle devre kapanır ve ışık verir.
Daha az tenkit, daha çok iş
Konfüçyüs’ün şu sözü de düşündürücüdür:
“Karanlığa küfredeceğine bir mum yak!” Akıllı insanlar tenkit etmezler,
anlamaya çalışırlar.
Eski bir atasözü, “Koşan ata kırbaç vurulmaz,” der. Dünyada olumlu, faydalı
ve yerinde bir tek tenkit vardır. O da nefsimizi, kendi kendimizi tenkittir.
Kişisel özgürlüğe götüren yedi yol
Sorumlulukla beraber hürriyet şahsi mutluluğun biricik sağlam temelidir.
Öyleyse her birimiz şahsi hürriyetimizi kuvvetlendirmek için ne yapabiliriz?
1.
Para
toplayın. (Para toplamak bağımsızlığımızı kuvvetlendirmektir)
2.
Eğitim ve
becerilerinizi geliştirin.(Piyasada geçen bilgileriniz ne kadar fazla ise, o
kadar hürsünüz demektir.)
3.
Şerefinizi
temiz tutun.
4.
Özel
hayatınızı iş hayatınızla karıştırmayın. (Herkesin kendi özel hayatı gizlidir.
İşte bu mahremlik hürriyet anlayışımızın esasını teşkil eder.)
5.
Hayatınızı
bütün kalbinizle veremeyeceğiniz hiçbir teşkilata vakfetmeyin.(İdeal olarak biz
yalnız inandığımız şeyler için çalışmalıyız.)
6.
Etki ağınızı
genişletin.
7.
Şahsi
sorumluluğa karşı büyük bir arzu geliştiriniz.(Faal olunuz! Sorumluluk kabul
ediniz!)
2.BÖLÜM
İş yaptırma sanatı
İster ev hayatımızda olsun, ister iş hayatımızda olsun, yanımızdaki,
emrimizdeki insanları, bir şeyin yapılması için harekete geçirmek zorundayız.
İş yaptırma sanatının birinci kuralı karşı tarafta o işi yapmak, harekete
geçmek veya davranışta bulunmak için bir arzu uyandırmaktır. İkinci kural da iş
yapacak adama işin amacını, alınması beklenilen sonucu önceden ve iyice
anlatılmasıdır. Üçüncü kural ise, insan teşkilatına inanmalı, güvenmeli ve
onunla iftihar etmeyi öğrenmelidir.
Biz hakikaten tembel miyiz?
Napoleon’un bir sözü vardır:
“Kötü alay yoktur, kötü alay komutanı vardır.” Tembel insan yoktur veya çok
nadirdir. Fakat onları çalıştırmaktan aciz, anlayışsız amirler, heveslerini
kıran çapraşık nizamlar, gayesiz teşkilatlar vardır.
Büyük idarecileri yok eden küçük
günahlar
Bir idarecinin bağını bozan küçük tilkiler vardır. Bunlardan biri kıskançlıktır. Kıskançlık insanın
hafızasını kaybetmesinin bir şeklidir. Bu hastalığa tutulan kim olduğunu
unutur.
İkinci küçük tilki de öfkedir.
Bundan sonraki küçük tilki korkudur.
Korkusuz bir adam cesur bir adam demek değildir. O basitçe kayıtsız bir adamdır
ve kayıtsızlık da güvenilebilir liderliğin vasıfları arasında bulunan bir şey
değildir. Fakat büroda korkusuz adam ne kadar tehlikeli ise, korkak adam da o
kadar öldürücüdür.
Ufak bir tilki daha kaldı, o da hırstır.
Bir cins ihtiras her büro için faydalı olabilir, fakat şahsa ait olan ihtiras
grup olarak ihtirası da içine almazsa bu faydalı değil zararlıdır.
İşletmecilikte eksik tarafımız:
teşkilat, teşkilat ve yine teşkilat
Teşkilatın lüzumlu dokusunu tespit edecek, amaçlar ve faaliyetlerdir. Bir
işletmenin teşkilatını planlamayı üzerine alan bir plancının bilmesi gereken
temel kurallar:
-Herkes kumanda zincirinin bir halkasıdır.
-Teşkilattan her şahıs bir tek amirden emir almalı. Bilindiği gibi kimse
iki efendinin uşağı olamaz.
-Her amirin yetki ve sorumluluğu açık ve kesin bir şekilde yazılı olarak
tespit edilmelidir.
-Sorumluluklar daima onlarla ilgili yetkilerle beraber verilmiş olmalıdır.
Sorumluluklara bağlı olmayan yetkiler tehlikelidir.
-Yetkiler mümkün olan en aşağı kademeye kadar devredilmelidir.
3.BÖLÜM
Liderliğin ilk şartı dürüstlüktür
Dürüstlük dar mana içine sıkıştırılarak yalnız para ile ilgili meselelere
hasredilmemelidir. O geniş manada sabit bir karakter, itimada layık olmak ve
düşünsel namusluluk olarak alınmalıdır.
Liderlik üzerine
İlk önce yüksek idareci veya liderin başlıca görevi karar vermektir. Bir
idareci problemleri bütün ayrıntılarına kadar inceleyen, hepsinin fayda ve
sakıncalarını tartan ve sonra karar veren adamdır.
Liderin ikinci vasfı, sinirlerine hâkim, kararlarında sebatlı olmasıdır.
Üçüncü vasıf, toleranstır. Lider çeşitli tuğlaları iyice harçlayarak bir
bina meydana getiren kalfaya benzer. Tuğlalarından şikâyet etmekle duvarlar
kendiliğinden bitmez.
Dördüncü vasıf, liderin etrafındaki insanların ona her şeyi açıkça
söyleyebilecekleri bir serbestlik havası yaratabilmesidir.
Lider tipleri
Robert E. BURNS’e göre dört lider tipi vardır. Bunlar, tabii, sürücü,
diplomat ve gerçek tip’tir.
Gerçek tip lider, amacı gerçekten bir çalışma ekibi meydana getirmektir.
Ekibin menfaatleri her şeyin başında gelir. İki taraflı haberleşme ve birlikte
çalışma havasına kıymet verir.
İyi liderlik sanatı
Lider ‘haydi başla!’ demez, ‘başlayalım’, der. O yol gösterir ve herkesten
daima bir adım ileridedir. Onun elinde bayrak vardır, kırbaç değil.
Lider olmak için ne lazımdır?
“Liderler doğarlar, yapılmazlar” şeklindeki eski bir sözün aksine liderlik
sanatı öğretilebilir ve öğrenilebilir. Liderlerde özel olan vasıflar ise güven,
enerji, zamanını seçmek, berraklık, sebat, cüret, ilgi, ahlak ve inançtır.
4.BÖLÜM
Trafik eğitimine olan ihtiyacımız
Eğitim ve ilgi, kısacası her ferd kazaların kendiliklerinden olmadığına ve
her kazanın ne kadar karışık ve anlaşılmaz olursa olsun, bir sebebi bulunduğuna
inanacak şekilde eğitim görmeliydi ki milletçe kazalardan korunma yolunda
herkes beraber çalışabilsin.
Uyulmayan kurallar, iyi uygulanmayan kanunlar yeni kanun ve nizam
çıkarmakla düzeltilmez.