15 Ekim 2020

KITLIĞIN ÇARESİ: RABBANİ TARIM

Rabbimiz Allah” diye söz verdik ruhlar aleminde. “Rabb” öğreten manasına geldiğine göre; Allah'ımızın bu dünyada ihtiyacımız olan her bilgiyi, yarattığı alemlerde öğreteceğini anlamamız gerekmektedir.

Allah'ımız bu eğitimi bize ayetleri ile verir. Ayet derken, Kuran'ı Kerim'i oluşturan surelerin ayetleri ilk akla gelir. Ancak “Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.” (Zariyat 20) belirtildiği üzere, yeryüzünde yaratılan her şey Allah'ın ayetleridir. Ve her yaratılanda öğrenebileceğimiz birçok bilgi vardır.

Ancak ne yazık ki, insan bilgiyi öğrenme ve üretme sürecinde kibre ve kazanma hırsına kapılıp yeryüzünü ve toplumu fesada sürüklemektedir.

Çare Rabbimize talebe olmak ve tüm sahalarda ilahi yaratılışı kavrama gayreti üzerine ilmi inşa etmektir.

Ben bugün sadece Rabbani tarımdan bahsedeceğim.

Allah'ımızın yarattığı tabiatta tam bir tevhid hakimdir. Yani en ufak yer bitkilerinden, ulu ağaçlara, mikroorganizmalardan böcek ve hayvanlara kadar her şey bir amaca hizmet eder ve birbiriyle uyum içinde birlik oluşturur. Ormanlara dışarıdan gübre taşınmaz, oluşan atıklarda zayi edilmez. Ve çeşit çeşit canlılar bu ilahi düzen içinde beslenir, büyür, gelişir ve varlıklarını sürdürürler.

Hatta bir yangın sonucu yok olan bir orman alanı veya bomboş bir arazi bile, kendi haline bırakıldığın da ot ve çalılarla başlayan ve 60-70 sene sonra ormana dönüşen ve gelişmeye devam eden karmaşık bir sürece girer.

Eğer bizde Rabbimiz Allah diye verdiğimiz söze riayet ederek O'nun öğretmenliğini kabul eder ve ormanları taklit edersek Rabbani tarım yapmış oluruz ve modern tarıma göre çok dada sağlıklı, verimli ve çeşitli ürünler üretebilir; üstelik bunu daha az çalışarak, daha az kaynak kullanarak, yani çok daha az maliyet ile gerçekleştirebiliriz.

İlk Avrupalı kaşifler, Afrika'da karşılaştıkları çoğu Müslüman birçok kabileyi gördüklerinde, evvela onları orman içindeki mütevazi evlerde toplayıcılık ve avcılıkla geçinen ilkel toplumlar zannettiler. Orman sandıkları çok çeşitli bitki topluluklarının aslında, ilm-i ilahiyi taklit ederek insanlar eliyle tasarlanmış Rabbani tarım olduğunu çok seneler sonra anlayabildiler.

Bugün konvansiyonel tarım, çiftçiden çok, ilaç, gübre, traktör v.b satışı gerçekleştiren şirketlerin kazandığı, açgözlü ilkeler üzerine kurulmuş, tamamen insanın hırs ve kibri ile yönlendirilen ve çiftçiyi de göz ardı eden bir sömürü sistemidir.

Toprağı kimyasallar ile yakarak çorak, fakir ve hasta eder.

Böceklerin, kuşların ve pek çok faydalı canlının düşmanıdır.

Ürünler hormonlu, ilaçlı, gdo lu ve insan ırkı içinde oldukça zararlıdır.

Sadece toprak ve ürünleri değil, suları da zehirleyen ve insanlığında geleceğini büyük riske atan, en masum ifadeyle ulusal güvenlik sorunudur.

Bu gerçeği Rabbimiz: “Güzel memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle (güzel) çıkar. Kötü olandan ise (aç gözlü, hırslı, hile yapan, tamah eden; böylece toprağa ve canlılara zarar veren memleket) faydasız üründen (kimyasal, GDO v.b.) başkası çıkmaz. İşte biz şükreden bir kavim için ayetleri böyle açıklıyoruz” (Araf 58) ayeti ile ne güzel açıklar.

Rabbani tarım sadece kazanç sağlayan bir tarım değil, manevi bir gelişim yoludur.

Temel ilkesi çeşitlilik, yardımlaşma, uyum ve ahenktir.

Çünkü Allah çeşitliliği sever ve her işi hikmet iledir.

Mesela: yonca, bakla, fasulye, iğde ağacı gibi bazı bitkiler toprağın azot ihtiyacını karşılar. Karakefes otu, hindiba, civanperçemi gibi bazı bitkiler toprağın daha derin kısımlarındaki besinleri toprağın yüzeyine çıkararak diğer bitkilerin faydası için taşır. Kadife çiçeği, sarımsak, pelin oto gibi bitkiler kokuları ile zararlı böcekleri uzaklaştırırken; dereotu, kişniş, rezene gibi bazı bitkilerde uğur böceği, arı gibi faydalı böcekleri çekerler.

Toprağın kendisi su deposudur.

Ağaçlar ise havayı temizler, yağmur çeker, hayvanlara barınak olur, mikro iklimler oluşturarak nem ve sıcaklık dengesi sağlarlar.

İncir ile zeytin ağacı, ceviz ve dut ağacı birbiriyle uyumludur.

Tarım hastalıkları ve çoğalan zararlı böcekler ise ilahi dengenin bozulması sebebi iledir.

İlaçlamak yerine sabredebilirsek, kısa zamanda ilahi sistem dengeyi yeniden kuracak ve döngü tekrar sağlıklı hale gelecektir.

Rabbimizin ilahi öğretisini sunduğu tabiat kitabı, bize kıtlık ve daha pek çok ekolojik felaket için çareler gösterecektir.

Ayrıca Rabbimiz olan Allah'ın sanatını, hikmetini, merhametini ve azametini daha iyi anlamamızı sağlayarak; O'nu daha çok bilmemize ve sevmemize sebep olacaktır. Hayret ve sevgiyi çoğaltan tasavvufi bir yoldur Rabbani tarım.