19 Temmuz 2017

Koç’un derdi ne?

Vehbi Koç'un servet hikâyesini, Erol Toy, ‘İmparator' kitabında seneler önce yazmıştı. Galiba bu eser, velut bir yazarın önündeki en büyük engeli teşkil etti.

Elbette sadece her şey sadece buraya yazılan sahneye çıkış hikâyesinden ibaret değildi. Sonrası araştırmalar ve romanlara bir türlü konu ol(a)madı.

Sermaye de, hikâye de uzun ve karmaşık. İşin içinde Haim Nahum, batı başşehirlerinde konuşlu baronlar, Bilderbergler, CFR daha birçok odak var.

Mesela Abdi İpekçi hayatta olsa da bir konuşsa. Bazı kiliseler arşivlerini kamuoyuna açsa da okusak.

Murat Bardakçı'nın Hacı Bayram-ı Veli hazretlerine dayandırmak için ısrar ettiği, ancak verdiği silsilede devasa hatalar yaptığı Vehbi Beyin oğlu Rahmi Koç adına bir müze var. Ama ne müze…

MİLLETİMİZİ KISIRLAŞTIRMAK İSTEDİLER

Dünkü manşetimizde okuduğunuz gibi aynı baronun kulları olan Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Macron, “Afrika'nın esas sorunu uygar olmaması, çok çocuk yapıyorlar, kısırlaştırılmalılar” türünden açıklamalarda bulundu, Fransa ve Danimarka daha şimdiden bu iş için on milyonlarca dolar bütçe ayırdı.

CNN'nin patronu satanist Ted Turner da “225 milyon insandan oluşan bir dünya kurguluyoruz / arzuluyoruz” diyerek insanlığa soykırım uygulamak istediklerini itiraf etmişti.

Afrika'dan Asya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya kadar hemen her bölgede aşılama faaliyeti adı altında faaliyet yürütmesi görevi Bill Malinda Gates Vakfı'na verilmiş, Ted Tuner, Warren Buffet ve Rockefeller gibi kişi ve aileler bu vakfa her yıl onlarca milyar dolar aktarmaktalar.

Demirel'in has adamlarından İsmet Sezgin'in de aralarında olduğu bir heyetin yazdığı (ve kitap olarak da basılmış olan) TBMM raporuna göre, geçtiğimiz aylarda cehenneme yolcu ettiğimiz David Rockefeller Ankara'ya gelmiş, Türklerin nüfusunun çoğalmasını engelleme görevi Vehbi Beye yüklemiş, o da yakaları beyaz, yürekleri kara Türk diye tanınan çoğu Sabatayist bir kitle ile bu iş için vakıf ve dernekler kurmuş, devlete kanunlar çıkarttırmış ve nüfusumuzu azaltma mücadelesi vermişti.

ERDOĞAN: FETÖ, KOÇ'UN EVİNDE KURULDU

Vehbi Bey ile FETÖ lideri Gülen'in sık buluştuğu biliniyordu.

Gülen'in eski sağ kolu Latif Erdoğan, FETÖ'nün Vehbi Koç'un evinde, (dönemin MİT'inin, CIA'ın Ankara masası olduğu itirafında bulunan ve) MİT'in kurucu müsteşarı Fuat Doğu'nun talimatı ile kurulduğunu söylüyordu.

Mesele uzun ancak ana konumuza girmeden şu noktayı da belirtmek zorundayız ki, Gezi isyan ve iç savaş kalkışmasında Koçlar, talancılara otellerini açmış, her şeylerini seferber etmişti.

Milletin değerleri ile ne dertleri var bilinmez. Çünkü bu güne kadar hiç milletin değerlerinin yanında görmedik kendilerini…

ANKARA'YA SORUYORYUZ: MEYHANELİ MÜZE Mİ OLUR?

Aksine daha birkaç ay önce Rahmi Koç Müzesi'nde bir meyhaneye Osmanlı  donanmasının Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin Paşa'nın ismi verilmiş…

Yani hiç başka bir isim kalmamış gibi Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa üzerinden millet ve değerleriyle alay ediliyordu. Haberimiz üzerine sosyal medyada kampanyalar yapıldı ve meyhanenin isminin değiştirdiği duyuruldu. Meyhanelerde işimiz olmadığı için gerçekten yapıldı mı bilmiyoruz.

Malum geçtiğimiz yıl, Koç grubunun Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Guardian gazetesinin yazdığına göre Bilderberg İcra Kurulu toplantısından atıldıktan ve Tayyip Erdoğan'la Beştepe'de savunma sanayi konusunda bir görüşme yaptıktan sonra kalp krizinden ölüverdi.

O günlerde de yazdık, aile Mustafa için öldürülme ihtimaline karşı otopsi yaptırmadı. Aile tarafından savcılığa soruşturma müracaatı yapılmadı. Ardında Koç grubunun başına geçmesi beklenen Ali Koç, kendi fabrikalarından düşüverdi ve omzu kırıldı. Sonra da hiç kimsenin asla aklından bile geçirmediği, ABD'de yaşadığı iddia edilen Ömer geldi oturdu koltuğa.

O günlerde Koç ailesini çok sayıda soru sorduk. Hiç birine ne cevap verdiler, ne de tekzip ettiler.

Mustafa Koç öldü mü, öldürüldü mü?

Koç ailesi neden sessiz? dedik ses vermediler.

BU AYAKKABI VİNLEKS Mİ, HINZIR DERİSİ Mİ?

Malum, MİT'in yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en gizli bilgilerini çalan FETÖ'cüler Kılıçdaroğlu'na vermişler, o da Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Enis Berberoğlu'na aktarmış, o da John Dündar'a vermiş, o da FETÖ'nün kontrolüne geçen Cumhuriyet gazetesinde yayın yasağına rağmen yayınlamış, John ana vatanı Almanya'ya sığınmış, Enis KK'yı ele vermeyince hapis cezasını tek başına üstlenmişti.

Kılıçdaroğlu da aynı gün adalete destek olmak yerine kendine verilen görevi icra edip, devletin mahremlerini servis eden Enis Berberoğlu'na destek için sözde adalet, gerçekte ise dalalet yürüyüşüne başlamıştı.

Dün, Rahmi Koç Müzesi yani Koçlar, KK'nın bu yürüyüşteki  ayakkabılarını müzelerine istemiş, CHP de alelacele beş para etmez, utanç duyulası ayakkabıları meyhaneli müzeye göndermişti.

Amaçları belki ayakkabının kalite kontrolü veya vinleks mi, domuz derisi mi, bu işler de bir hınzırlık var mı incelemek içindir, bilinmez.

Lakin konuyu merak ettik birkaç soru sormak için Rahmi Koç Müzesini aradık. Santraldeki görevli yöneticilerin meşgul olduğunu söyleyip en kısa zamanda dönmek için telefonumuzu aldılar. Bir gün geçti dönen yok. Dönse ‘bana değil patrona sorun' demekten başka ne diyecek? Böyle demeyecekse hâlâ arayabilir bekliyoruz.

Ama biz sorularımızı buradan soralım da meraktan çatlamasınlar. Ayrıca beşer bu, şaşar da cevap vermek geçer içinden:

Bir: Bu ayakkabıları niye istediğinizi biliyoruz ama birde sizden dinleyelim!

İki: Bu icraatınızla Türkiye ve bağlı bulunduğunuz başşehirlerdeki baronlara hangi mesajı verdiniz?

Üç: 15 Temmuz 2016 sizin için ne anlama gelir?

Dört: 15 Temmuz şehitlerinin eşyalarından da meyhaneli müzenize bir eşya koydunuz mu?

Beş: Desteklediğiniz Gezi isyan ve iç savaşına ait çöpleri de müzenizde sergiliyor musunuz?

Altı: Sizin için Türk milleti ve kadim tevhid inancı ne ifade eder?

Yedi: Mustafa Koç'un ölümü konusunda neden hâlâ sessizsiniz?

Sekiz: Ali Koç kazasını nasıl okumalıyız?

Dokuz: Bugünden bakınca Vehbi Koç'un milleti kısırlaştırma mücadelesini doğru buluyor musunuz?

On: Yeni Türkiye sizi huzursuz ediyor mu?

On bir: Bilderberg sizin için ne ifade eder?

On iki: Latif Erdoğan'ın iddiaları hakkında ne diyorsunuz?

On üç: … (Bu madde sizce neden boş bırakılmıştır?)

On dört: Gülen nasıl biridir? Kendisi ile temasınız oldu mu ve devam ediyor mu?

On beş: Bu hususlarda cevabınız olacak mı?

Şayet cevabınız olacaksa köşemiz ve sayfalarımız sizi bekliyor olacak.