09 Mart 2024

​Korku filmi gibi

Hemen hemen hepimiz korku filmi izlemişsizdir… Korku filmlerinin ortak temalarından birisini hemen siz de hatırlayacaksınız. Bazı korku filmlerinde şeytan bir insanın bedenine girer…

Girdiği bedeni kullanarak çevresinde olanların tamamına zarar verir, saldırır, öldürür vs. Bu bedeni kullandıktan ve çevresine yeteri kadar zarar verdikten sonra başka bir bedene daha girer. Onun bedenini de yeteri kadar kullandıktan sonra, başka bedenlere girerek etrafında kim varsa, mecusiyetini sonuna kadar gösterir….

Bu klasik şeytani filmlerin temasını bugün dünyamızda yaşanan olaylara da aynen uygulamamız, teşmil etmemiz mümkündür aslında. Dünyayı kendi siyasi perspektifleriyle şekillendiren, müthiş ekonomik gücünü insanların zihinlerinin dönüşümü için kullanan Siyonistler de aslında bedenden bedene girerek dünyaya korku salan ve istedikleri şeyleri alan korku filmlerindeki şeytanlara ne kadar benziyorlar değil mi? Siyonizm tehlikesi 2’nci Abdülhamit döneminde kendisini gösterdi…

Siyonizmin kurucusu Theodor Herlz, 3’ncü ayına giren Filistin topraklarına yerleşmek için Abdülhamit hana gelerek Filistin topraklarını satın almak istediğini söyledi. Ferasetli, basiretli Abdülhamit Han, “Size verilecek bir karış toprağımız yok” diyerek bu şeytanları, sinsi planlarıyla Ortadoğu topraklarında çöreklenmek ve Arz-ı Mev’ud hayallerine yürümek isteyen bu densizleri huzurundan kovdu. Ama maalesef Abdülhamit Han’ın tahtından indirilmesinden sonra ferasetsiz, basiretsiz jöntürklerin devreye girmesiyle Siyonistler, yavaş yavaş Filistin topraklarına yerleşti…

Ve 1948 yılında devlet olduklarını ilan ederek, Ordadoğu’nun çıbanbaşı olarak tüm dünyanın karşısına dikilmiş oldular. Aslında bu Yahudi’ler tarihsel perspektifte önce İspanya'ya, Almanya’ya, daha sonrasında ise İngiltere’nin içinde de çöreklenmişlerdi. Hatta dünyayı elinde tutan müthiş ekonomik güçlerini kullanarak İngiliz ekonomisini ve silahlı kuvvetlerinin içine de sirayet etmişlerdi.

Tıpkı şeytani ruhun bedenlerin içine kaçması, bedenden bedene geçmesi gibi bu Siyonizm belası, en son Amerika’nın içine kaçmış durumda. 7 Ekim’den sonra dünyanın gözleri önünde Gazze’de 30 bin insanı katleden bu Siyonistlere en büyük desteği kim veriyor? İçine Siyonizm şeytanı kaçan Amerika…

Hatta artık zihinsel melekelerini yitirmiş durumdaki, havayla tokalaşan ABD Başkanı Joe Biden, utanmadan, sıkılmadan geçtiğimiz dönemde, “Ben Siyonistim, Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok” demiş, Ortadoğu’nun çıbanbaşı Siyonist İsrail’in en büyük yardakçısı olduğunu ilan etmişti. Aslında dünyayı ekonomik güçleriyle ele geçiren, kendisine destek veren ülkelerden aldığı güçle bugün Filistin topraklarında tarihin gördüğü en büyük soykırımı yapan Siyonist İsrail, açıkça söylüyorum ki, Amerika’yı da kendi emelleri doğrultusunda açık açık kullanmaktadır.

Eğer Amerika, kendisine destek vermese, arkalamasa onun da fişini çekmek için hazır kıta beklemektedir. Dünya tarihi boyunca Siyonizmin emelleri hep bu doğrultuda olmuştur… Bugün dünyanın her köşesinde terör ve kaos üreterek silah tüccarlarını besleyen Amerika’yı yönlendiren şeytani Siyonistlerdir…

Ve açık açık söylüyorum, dünyayı Amerika’nın eliyle ateşe atan, her yerde kaos ve terör üreten Siyonistlerin elbet bir gün Amerika’yla da işleri bitecek ve daha güçlü, daha kudretli bir başka ülkeyle işbirliği yapmak için yola düzüleceği çok açıktır. Eğer bir gün dünyanın yükselen ekonomisi Çin ile Siyonizmin işbirliği yaptığı bir süreç karşımıza çıkarsa sakın şaşırmayın…

Çünkü Siyonistler, bir şeytan gibi bedenden bedene atlarlar, kullanırlar, öldürürler... Siyonizm, korkudan beslenir… Siyonizm, güçten beslenir… Siyonizm, yalandan beslenir… Dikkatinizi çekiyorsa, son zamanlarda dünyanın her köşesinde faaliyet gösteren ve dünyayı ekonomik olarak ele geçiren küresel şirketler karşımıza çıkmaya başladı. Biliyoruz ki, küresel emperyalizm bugün dünyadaki ülkeleri tankla, tüfekle ve savaşla işgal etmiyor…

Yeni dünya düzeninde, ülkeleri işgal etmenin en kolay yolu, kültürlerine müdahale etmek, ekonomilerine müdahale etmek, siyasi yapılarını bozarak insanlarını birbirlerine düşman etmek ve en son nokta atışıyla istediklerini yapacak kıvama getirmek…

Küresel emperyalistler, küresel şirketleriyle girdikleri ülkelerde, kendi zengin sınıflarını oluşturmaktalar, lobiler kurmaktalar, siyaseti ele geçirmeye başlamaktalar. Ülkenin adaletini, emniyetini, istihbaratını kendilerine göre dizayn etmeye kalkışmaktalar. Onun için ferasetli olmalıyız, basiretli olmalıyız…

Bizleri de kendilerinin kurguladığı dünyaya esir etmeye çalışanlara karşı bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız… Vesselam…