Korkunç rahatlık / zehir (2)
Geçen
haftaki yazımda da önemli ve yararlı gördüğüm için belirtmiştim; yeni
yöneticilerimizce (her yönetim kademesinde görevli ve sorumlu kişiler) dikkate
alınacağına olan inancımı belirterek hatırlatmalara bu yazımda da devam
edeceğim inşallah.
*Yönetimden
sorumlu yetkililerden Ticaret, Tarım, İçişleri ve Adalet Bakanları ve bakan
yardımcıları; genel müdürler, daire başkanları Türkiye’deki
gidişattan ve olumsuzluklardan direkt sorumludurlar. Bu konuda; “Kimsenin
kaşına gözüne bakmaya gerek yoktur!” Bu yöneticilerde, insan hakları,
özgürlükler, yaşama hakkı, hakkın tespiti ve hak sahibine verilmesi/iadesi;
toplumun ekonomik olarak korunması için gereken önlemlerin alınıp ahlaksal
yönden korunması gibi konularda kesinlikle taviz olmaz ve olmamalıdır da.
Saydığımız yöneticiler hiyerarşik olarak sorumludurlar. Söz konusu yöneticiler,
koltuklarında oturarak keyif çatmaya son verip sorumluluk alanlarıyla ilgili
gerekeni yapmalıdırlar. Yapmayacaklarsa/yapamayacaklarsa kusura bakmasınlar
şimdiden erdemli davranıp görevi uzmanına bırakmalıdırlar. Bu yetki
devletimiz tarafından onlara “Yan gelip yatmaları!” ve keyif çatmaları için
verilmedi!” “Gecelerini gündüzlerine katamıyorlarsa!” bıraksınlar bu
görevleri! Geçen yazımda da belirtmiştim: “Kimse bulunmaz Hint kumaşı
değildir.”
*Önümüzde
yerel seçimler var. Yerel seçimlerde başarılı olmanın yolu deyim yerindeyse
yeni kabine ve hiyerarşik zincirinin başarılı olup olmamasına bağlıdır. Bugüne
kadar -bazı istisnalar dışında- uygulama şöyle oldu: Yöneticiler sus pus olup
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ağzından çıkacak söze baktılar. Sayın
Cumhurbaşkanı’mız, bir şey söylemedikçe bir şey yapmak akıllarına gelmiyordu.
Oysa alanlarıyla ilgiliyse gerekli aşamaları gerçekleştirdikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı’mızın
de onayını alarak uygulamaya koymak gerekirdi. Türkiye gibi büyük bir ülkeyi
yönetmek bir kişi için elbette ki zordur. Bir kişinin her şeyi hatırlaması,
duyması mümkün değildir. Adı geçen ilgili görevliler üretken olmalı,
keşfetmelidirler.
*Acil
olarak çözüm bekleyen sorunlarımız ve çözüm önerileri:
*BDDK’nın
kıymetli maden (altın) satın alınması ile ilgili aldığı taksit sayısındaki
sınırlama kararı vatandaşın işini zorlaştırmaktadır. Maaşıyla zar zor geçinen
memur ve işçiler, çocuklarını evlendirmeye hazırlık olmak üzere her ay
biriktirebildiği kadarıyla taksitle altın almak ister; ancak taksit sayısı
sınırlı türde ve sayıda olduğu için
alamamaktadırlar.
*Öneri:
Beyaz ve elektronik eşyada olduğu gibi altın/kuyumda da taksit sayısı en az 12
olmalıdır.
*KPSS
sınavıyla alım yapılması adalete uygundur. Ancak bu uygulamayı adaletsiz yapan
üç neden var: Birincisi; bu sınavlarda
kişiye mezun olduğu alan dışından soru sorulması; ikincisi ise KPSS puanından
sonra sözlü sınav yapılması; üçüncüsü ise öğretmenliğin dışında kalan alanlarda
iki yılda bir KPSS sınavının yapılıyor olmasıdır.
*Gerekçe:
Atanacak kişi, öğrendiği bilgilerini uygulama aşamasındadır ve mesleğini en
iyi biçimde yapıp başarılı olabilmesi
için mezun olduğu alanıyla ilgili bilgilere ihtiyacı vardır. Ancak; alanı
dışındaki detaylı bilgiye ihtiyacı olmayacaktır. Eğer amaç, KPSS’yle meslekte
en iyisini atamak olduğuna göre; kendi alanıyla elenmesi daha anlamlı ve
yararlı olur. Böyle yapılırsa hem kişinin mesleğine olan güvenini artırmış hem
de alanında kim daha yetkinse onun atanması ilkesini gerçekleştirmiş oluruz. Bu
aynı zamanda meslekte başarılı olmanın da nedeni olur. Örnek: Kişi sağlık
alanından mezun olmuşsa ona bu aşamada matematik, tarih, coğrafya sormanın bir
yararı yoktur. Bu kişi zaten şimdiye kadar ki eğitim ve öğretim aşamalarında bu
temel bilgileri elde etmiştir. Kim hangi alandan mezun olmuşsa mesleğini icra
ederken ona kendi alanının detaylı bilgileri gerekecektir. Bu örnekler diğer
alanlar içinde çoğaltılabilir.
*Öneri:
KPSS’de mutlaka her alan mezununa kendi alanıyla ilgili soruların sorulması
gerekir.
*Bütün
devlet kurumlarında yapılacak eleman alımlarında istisnasız “sözlü sınav”
kesinlikle kaldırılmalı/yasaklanmalıdır. Aksi uygulama kesinlikle ilgilileri
sorumlu yapar. Bu aynı zamanda, “İnsanlar arasında hükmedeceğiniz zaman
adaletle hükmediniz!” ilahi emrine uymak demektir. Sadece KPSS puanıyla
yerleştirme yapılmalıdır.
*Bütün
alanlarda KPSS, her yıl yapılmalıdır.
Devam edeceğiz inşallah! Kalın sağlıcakla!