07 Haziran 2023

Korkunç rahatlık / zehir (2)

Geçen haftaki yazımda da önemli ve yararlı gördüğüm için belirtmiştim; yeni yöneticilerimizce (her yönetim kademesinde görevli ve sorumlu kişiler) dikkate alınacağına olan inancımı belirterek hatırlatmalara bu yazımda da devam edeceğim inşallah.

 

*Yönetimden sorumlu yetkililerden Ticaret, Tarım, İçişleri ve Adalet Bakanları ve bakan yardımcıları; genel müdürler, daire başkanları Türkiye’deki gidişattan ve olumsuzluklardan direkt sorumludurlar. Bu konuda; “Kimsenin kaşına gözüne bakmaya gerek yoktur!” Bu yöneticilerde, insan hakları, özgürlükler, yaşama hakkı, hakkın tespiti ve hak sahibine verilmesi/iadesi; toplumun ekonomik olarak korunması için gereken önlemlerin alınıp ahlaksal yönden korunması gibi konularda kesinlikle taviz olmaz ve olmamalıdır da. Saydığımız yöneticiler hiyerarşik olarak sorumludurlar. Söz konusu yöneticiler, koltuklarında oturarak keyif çatmaya son verip sorumluluk alanlarıyla ilgili gerekeni yapmalıdırlar. Yapmayacaklarsa/yapamayacaklarsa kusura bakmasınlar şimdiden erdemli davranıp görevi uzmanına bırakmalıdırlar. Bu yetki devletimiz tarafından onlara “Yan gelip yatmaları!” ve keyif çatmaları için verilmedi!” “Gecelerini gündüzlerine katamıyorlarsa!” bıraksınlar bu görevleri! Geçen yazımda da belirtmiştim: “Kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir.”

*Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlerde başarılı olmanın yolu deyim yerindeyse yeni kabine ve hiyerarşik zincirinin başarılı olup olmamasına bağlıdır. Bugüne kadar -bazı istisnalar dışında- uygulama şöyle oldu: Yöneticiler sus pus olup Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ağzından çıkacak söze baktılar. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, bir şey söylemedikçe bir şey yapmak akıllarına gelmiyordu. Oysa alanlarıyla ilgiliyse gerekli aşamaları gerçekleştirdikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı’mızın de onayını alarak uygulamaya koymak gerekirdi. Türkiye gibi büyük bir ülkeyi yönetmek bir kişi için elbette ki zordur. Bir kişinin her şeyi hatırlaması, duyması mümkün değildir. Adı geçen ilgili görevliler üretken olmalı, keşfetmelidirler.

 

*Acil olarak çözüm bekleyen sorunlarımız ve çözüm önerileri:

*BDDK’nın kıymetli maden (altın) satın alınması ile ilgili aldığı taksit sayısındaki sınırlama kararı vatandaşın işini zorlaştırmaktadır. Maaşıyla zar zor geçinen memur ve işçiler, çocuklarını evlendirmeye hazırlık olmak üzere her ay biriktirebildiği kadarıyla taksitle altın almak ister; ancak taksit sayısı sınırlı türde ve sayıda olduğu için  alamamaktadırlar.

 

*Öneri: Beyaz ve elektronik eşyada olduğu gibi altın/kuyumda da taksit sayısı en az 12 olmalıdır.

 

*KPSS sınavıyla alım yapılması adalete uygundur. Ancak bu uygulamayı adaletsiz yapan üç  neden var: Birincisi; bu sınavlarda kişiye mezun olduğu alan dışından soru sorulması; ikincisi ise KPSS puanından sonra sözlü sınav yapılması; üçüncüsü ise öğretmenliğin dışında kalan alanlarda iki yılda bir KPSS sınavının yapılıyor olmasıdır.

 

*Gerekçe: Atanacak kişi, öğrendiği bilgilerini uygulama aşamasındadır ve mesleğini en iyi  biçimde yapıp başarılı olabilmesi için mezun olduğu alanıyla ilgili bilgilere ihtiyacı vardır. Ancak; alanı dışındaki detaylı bilgiye ihtiyacı olmayacaktır. Eğer amaç, KPSS’yle meslekte en iyisini atamak olduğuna göre; kendi alanıyla elenmesi daha anlamlı ve yararlı olur. Böyle yapılırsa hem kişinin mesleğine olan güvenini artırmış hem de alanında kim daha yetkinse onun atanması ilkesini gerçekleştirmiş oluruz. Bu aynı zamanda meslekte başarılı olmanın da nedeni olur. Örnek: Kişi sağlık alanından mezun olmuşsa ona bu aşamada matematik, tarih, coğrafya sormanın bir yararı yoktur. Bu kişi zaten şimdiye kadar ki eğitim ve öğretim aşamalarında bu temel bilgileri elde etmiştir. Kim hangi alandan mezun olmuşsa mesleğini icra ederken ona kendi alanının detaylı bilgileri gerekecektir. Bu örnekler diğer alanlar içinde çoğaltılabilir.

 

*Öneri: KPSS’de mutlaka her alan mezununa kendi alanıyla ilgili soruların sorulması gerekir.

*Bütün devlet kurumlarında yapılacak eleman alımlarında istisnasız “sözlü sınav” kesinlikle kaldırılmalı/yasaklanmalıdır. Aksi uygulama kesinlikle ilgilileri sorumlu yapar. Bu aynı zamanda, “İnsanlar arasında hükmedeceğiniz zaman adaletle hükmediniz!” ilahi emrine uymak demektir. Sadece KPSS puanıyla yerleştirme yapılmalıdır.

*Bütün alanlarda KPSS, her yıl yapılmalıdır.

Devam edeceğiz inşallah! Kalın sağlıcakla!