Korkunç rahatlık / Zehir (3)
Kurumlara eleman alımlarında ilgili alandan mezun olanlar atanmadığından bürokraside istenilen verim alınmamaktadır. Özellikle bürokrat kesiminde bu uygulama çokça görülmektedir. Alanıyla ilgisi olmadığı halde lisans mezunları alanı dışındaki görevlere / yöneticiliklere atanmaktadırlar.
Öneri: Kişi
hangi alandan mezunsa kendi alanıyla ilgili göreve / yöneticiliğe atanmalıdır
ki istenilen verim elde edilsin.
Ticaret Bakanlığının bünyesinde fiyatları kontrol
edecek eleman yetersizliği olduğu için ya da başka nedenlerle (umursamamak,
işin ehli olmamak, çekimser davranmak) ticari alanda fiyat kontrolü ve
denetimi yapılamamaktadır.
Öneri:
Ticaret Bakanlığının bünyesine yeteri kadar eleman alımı yapılıp fiyat denetim
ve kontrol ekipleri kurulup sıkı bir denetim yapılması gerekir.
Artan fiyatlar karşısında memur, işçi ve emekliler
zor durumdadırlar. Fiyatlar günden güne artmakta ve halkın alım gücü
düşmektedir.
Öneri: TÜİK
tarafından reel olarak, çarşı pazardaki gerçek fiyatlara uygun enflasyon
rakamlarının tespit edilip buna göre yılda iki defa olmak üzere bir ailenin
asgari geçim sınırının tespit edilerek ilan edilmesi ve çalışan kesimin
maaşları buna göre düzenlenmelidir.
Et ve Süt Kurumunun mağazaları sayıca yetersiz
gelmektedir. Sabah çok erken saatlerde yetişilirse sınırlı sayıda olan sıra
fişi alınabiliyor; ancak fiş çabuk bittiği için vatandaş ensesini kaşıya kaşıya
evinin yolunu tutuyor.
Öneri: Türkiye’de
mağaza sayılarının artırılarak halkın hizmetine sunulması; aynı şehirde bile
mağaza sayılarının artırılması acilen yapılması gereken bir hizmettir. “Halka
hizmet, Hakk’a hizmettir!” anlayışı bunu zorunlu kılmaktadır.
Sözlerimi, Üstat Mehmet Akif Ersoy’un adalet
uygulayıcısı Hz. Ömer’in (R.A.) uygulamasını hatırlatan ünlü iki dizeyle
sonlandırmak istiyorum:
“Kenar-ı Dicle’de bir kurt
aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i ilahi sorar
Ömer’den onu!”
Not: Bu şiirin tamamını Üstat M. Akif’ in;
“Safahat” adlı kitabından; “Koca Karı İle Ömer” başlığı altında okumanızı rica
ediyorum.
Amacım eleştirerek kimseyi kırmak değildir. Ben
sevdiğim dostlarımın başarısız olmalarını istemiyorum. Onların bunca iş
yoğunluğu arasından göremediklerini gören biri olarak; iyiliği hatırlatma,
kötülüğü de işaret ederek kardeşlik görevimi yapmaya çalışıyorum.
Yıllarca aynı görevde kala kala oturduğu koltuğa
yapışıp kalmış, koltuktan kalkarsa birileri gelip koltuğa oturacak endişesi
taşıyanlarla bir yere varılmaz. Böyle durumlarda kimlerin ne yapacağı bellidir!
“Benim adamım / bizim partiden” olan kişilere değil de kişiyi bizzat işbaşında
performansıyla değerlendirerek işin uzmanına yaptırılması bir
zorunluluktur.
Öneri bizden; yapması yetkili büyüklerimizden;
başarı Allah’tandır.