07 Temmuz 2020

Koronada ikinci dalga gelecek mi?

 

Koronavirüste ilk dalga çoğu ülkede hız kesmiş gibi görünüyor. Ancak şimdi ikinci dalga korkusu sardı ortalığı. Bir taraftan da aşı veya ilaç konusunda arayışlar devam ediyor.

Bu arada farkına varmadan hastalık geçiren ve böylece bağışıklık kazanmış olanların oranları araştırılıyor. Bunu öğrenmenin yolu ise antikor testlerinden geçiyor. Türkiye'de yapılan antikor testlerinde görüldü ki, antikor oranı binde 0,8. Yani yaklaşık yüzde 1. Bu elbette çok küçük bir oran ve beklentiler açısından tam bir hayal kırıklığı.

Ancak bu arada son araştırmalardan güzel bir haber ortaya çıktı. Görüldü ki, aslında antikor sadece çok ciddi derecede hastalık geçirenlerde tespit edilebiliyor ve ortalama olarak sadece beş kişiden birinde belirlenebiliyor. Yani belirlediğimiz antikor oranlarını 5 ile çarpmak durumundayız. Bu da hastalık geçirmiş olanların sayısının aslında sanıldığından çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Üstelik ölüm oranlarının da şu ana kadar düşündüğümüzden çok daha az olduğu anlaşılıyor.

Korona geçirmiş insanlarla temasta bulunup da mukozalarında Covid'e has  immünoglobin A (IgA) bulunduranların kanında bile koronavirüs antikoru tespit edilemeyebiliyor. T hücresi aktivasyonu da dâhil olmak üzere, virüslere karşı bağışıklık cevabı verme seviyesi, yaşlanmayla birlikte azalmaktadır. Bu da neden daha çok yaşlıların koronadan ciddi derecede etkilendiğini ve çoğu zaman öldüğünü izah ediyor. Bağışıklık sistemi, daha önce çok benzer virüslerle karşılaşmışsa, koronavirüsü de alt edebiliyor. Mesela sıradan soğuk algınlığı geçirmiş olanlar bile koronaya karşı mücadelede başarılı olabiliyorlar. Yine araştırmalar gösteriyor ki, daha önce koronavirüs ile hiç karşılaşmamış insanların yarısı, T hücreleri seviyesinde koronaya karşı bağışıklık cevabı verebiliyor.

İsviçre'de yapılan son araştırmaya göre, Covid antikoru her beş hastadan sadece birinde görülebiliyor. Mesela sağlık çalışanları arasında yapılan bir çalışma gösterdi ki, Covid negatif gösterenlerin önemli bir kısmında burun sıvısı ve gözyaşında Covid'e has IgA antikoru tespit edildi. Dahası, söz konusu sağlık çalışanlarının burun sıvılarındaki IgA seviyesi ile hastanın yaşı arasında da ters orantı vardı. Yani yaş ilerledikçe bağışıklık kazanma imkânı azalıyordu. Gençlerin bağışıklık geliştirme oranı ise artıyordu. (Kaynak: Science Dergisi 14 Mayıs 2020.)

Bütün bunlardan anlıyoruz ki, hastalık geçirmemiş olanlar da bir şekilde bağışıklık geliştiriyorlar. Dolayısıyla herkesin aşı olmasına gerek yok.

Bu arada çok çarpıcı bir bilgiye daha ulaşıldı. “Viral enterferans” denen bir olay var. Herhangi bir virüse maruz kaldığınızda, başka virüslere karşı daha kırılgan duruma geliyorsunuz. Araştırmalardan öğreniyoruz ki, grip aşısı olanlar arasında koronavirüse yakalanma oranı yüzde 36 daha fazla.  Bu bilgi, koronadan ölüm oranlarının neden yaşlılarda daha fazla olduğunu açıklıyor. Zira yaşlı bakımevlerinde kalanlara genellikle her yıl grip aşısı yapılıyor.

Singapur'da yapılan bir araştırma da son derece ilginç ve ümit verici bilgiler ortaya çıkardı: Beta korona virüslerden kaynaklanan normal soğuk algınlığı geçirmiş olan insanlarda, yeni tip koronavirüse karşı bağışıklık sistemi gelişiyor. Ve bu bağışıklık etkisi 17 yıla kadar kalıcı olabiliyor. T hücreleri, vücudun geçmişte yaşadığı benzer genetik yapıdaki virüs saldırılarına karşı tepki geliştiriyor ve mücadele ediyorlar.

Londra Üniversitesinden Prof. Karl Friston'a göre, dünya nüfusunun yüzde 80'i daha önce geçirdikleri benzer hastalıklardan dolayı koronavirüse karşı bağışıklığa sahipler. Matematik modellemeler konusunda uzman olan Prof. Karl Friston, Almanya'daki ölüm oranlarının neden düşük olduğunu da şöyle izah ediyor. “İngiltere ile kıyasladığımızda Almanya'da koronavirüsten ölüm oranları çok düşük. Bunun sebebini Almanya'daki bağışıklık sistemin güçlü olmasına bağlayabiliriz.”

Bu durumda, ikinci dalga konusunda çok tedirgin olmaya gerek yok. Ayrıca bilim adamları, ikinci dalgaya karşı alınacak en etkili önlemin D vitamini olduğu konusunda da birleşiyorlar.