VF kat sol
VF kat sağ

31 Ocak 2016

KOZMİK ODA’nın KOZMİK ABİ’si

Ve o planın 2009'da uygulamaya konulan KOZMİK ODA ayağının makyajı yapılan KOZMİK ABİ Bülent Arınç'ın, planın CASUSLUĞUNA soyunan Fetullahçı Terör Örgütü'ne olan “mesafesi” göz önünde bulundurulduğunda, Kozmik Oda soruşturmasının yargı ve kolluk ayağına yönelik yasal sürecin “KOZMİK ABİ” için de işletilmesi hukukun gereği  olmaz mı sizce de?

Gözlerden kaçtı ama 2009'da BÜYÜK ABİ Bülent Arınç'a suikast iddiası ile başlatılan Kozmik Oda Soruşturmasında görevli yargı mensupları için HSYK'nın soruşturma izni vermesi çok önemli bir gelişmeydi. Soruşturma izni verilen isimler arasında, Seferberlik Tetkik Kurulu'nda arama yapan hakim Kadir Kayan ve savcı Mustafa Bilgili de vardı.

Türkiye, Kozmik Oda Soruşturması ve sonrasında yaşananlara dair yeterince aydınlatılmadı. Bu soruşturma, belki de tarihin en büyük CASUSLUK operasyonlarından biriydi.

24 Aralık 2009 tarihinde, ABD'den gelen bir ihbarla başlayan soruşturma, Türkiye'nin “öz savunma” gücünün deşifresi gibi önemli bir CASUSLUK faaliyetiydi.

ABD merkezli ihbar sonrası Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda görevli Albay Erkan Yılmaz B. ile Binbaşı İbrahim G., AK Parti'deki BÜYÜK ABİ Bülent Arınç'ın oturduğu Çukurambar semtindeki polislerce alıkonulmuştu. Türkiye aklının “TSK içindeki darbeci gelenekle” esir alındığı bir dönemde, “Bülent Arınç'a suikast” iddiasıyla düzenlenmiş bir operasyonu sorgulamak pek mümkün değildi. Bülent Arınç'ın kendisi de gerçekleşen operasyon konusunda kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapmadı. Gizemini koruyan operasyonun gerçek amacına dair sorgulama yeteneğimizi bu nedenle bir türlü harekete geçiremedik. Oysa, o asker kişilerin o gün orada olma nedenini sorgulayacak kadar da olsa “özgür bir akla” sahip olsak her şeyi o gün anlayacaktık.

“O asker kişilerin içinde, bir başka tarihi CASUSLUK operasyonu olan MİT tırlarına baskın sürecinin Jandarma Genel Komutanı Servet Yörük'le bağlantılı isimlerin ne işi var” sorusunun cevabını bile bulmamız yetecekti.

Yine, operasyon için seçilen hedef isim Bülent Arınç'ın, Fetullahçı Terör Örgütü'ne olan “mesafsini” ölçebilsek, belki o gün anlayacaktık ne kadar büyük bir CASUSLUK operasyonu ile karşı karşıya olduğumuzu. Ve belki o gün başlatacaktık Fetullahçı Terörle Mücadeleyi... Ama devletin kılcallarında yuvalanan örgüt, sadece devletin değil toplumun da gözlerine perde indirmeyi başaracak bir egemenlik alanına sahipti.

BÜYÜK ABİ Bülent Arınç merkezinde “suikast” kamuflajıyla gerçekleştirilen ve Kozmik Oda soruşturması diye makyajlanan süreçle hedeflenen tam olarak neydi peki?

Yazıldı çizildi ve söylendi... Asıl amaç Özel Kuvvetlere girmekti.

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın en seçkin mensuplarını tasfiyeye dönüşen Sauna ve gelecek vadeden ÖKK mensuplarının önünü kesen Atabeyler operasyonu ile başarılmak istenen Kozmik Oda soruşturmasıyla hedeflenmişti.

Neydi peki ulaşmak istedikleri şey?

Yazımın başında da aktardığım Türkiye'nin “öz savunma” gücünden kasıt neydi?

Bilindiği gibi Kozmik Oda soruşturmasıyla açılmak istenen kapının arkasındaki Seferberlik Daire Başkanlığı eskiden Genelkurmay Harekat Dairesi'ne bağlıydı. Küresel gelişmeler ışığında ve yeni savunma paradigmasıyla birlikte, TSK gündemine ‘asimetrik tehdit' diye bir kavram girdi. Bu kavram ışığında, yeni askeri stratejinin bir ürünü olarak Seferberlik Daire Başkanlığı'nın yeniden canlandırılması kararlaştırıldı. Paradigma değişiminin getirdiği yeni stratejinin bir sonucu olarak da Seferberlik Daire Başkanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı daire haline getirildi. Bunun sonrasında da yeni savunma stratejisinin merkezi kabul edilen bazı kritik illerde bu daireye bağlı birimler kuruldu. Ülkenin geleceğini tehdit eden olası bir savaş durumunda (asimetrik tehdit) örgütlenmenin halktan başlamasını sağlayacak lider kişiler tespit edilerek listelendi. İşte bu listeler, BÜYÜK ABİ Bülent Arınç'a suikast kılıfıyla gerçekleştirilen Kozmik Oda soruşturmasıyla hedeflenen adreste muhafaza ediliyordu. Üstelik listeler dahilinde bölge etütleri de vardı.

Yani hedeflenen adres, Türkiye'nin Kuvayı Milliyesi'ne dair en kozmik bilgilerin muhafaza edildiği yerdi.

Türkiye'nin, fiili bir işgal girişimi değil de iç savaş yöntemiyle ele geçirilmeye çalışıldığı malum. Devletin, böyle bir “asimetrik tehdit” karşısında harekete geçireceği öz savunma gücünün 2009'da deşifre edilmek istenmesi, bugün hayata geçirilmek istenen planın evveliyatı açısından da ipucu veriyor.

Ve o planın 2009'da uygulamaya konulan KOZMİK ODA ayağının makyajı yapılan KOZMİK ABİ Bülent Arınç'ın planın CASUSLUĞUNA soyunan Fetullahçı Terör Örgütü'ne olan “mesafesi” göz önünde bulundurulduğunda, Kozmik Oda soruşturmasının yargı ve kolluk ayağına yönelik yasal sürecin “KOZMİK ABİ” için de işletilmesi hukukun gereği  olmaz mı sizce de?

Sizi bilmem ama ben Arınç'ın CNN Türk ekranlarında Taha Akyol'a yaptığı açıklamalara bakınca, bu sürecin işletilmesi için geç bile kalındığını düşünüyorum.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir