23 Ağustos 2021

​Kronikler (3)

İlk hal ve deus regula meselesine giriş

 

-a.- Tanrının varlığı konusunda Kronikler ilk hali temsil edebilir mi? İlk hal açısından Kroniklerden ziyade Kutsal Metinlere başvurmak doğru değil mi? Kaç kutsal metin var? Cevap herkesin belleğindedir. Hıristiyanların kutsal metin –scripture- kimliği vahye dek gelir mi? Hayır, kendi dilbilgisel kuralları içinde –revelation- farklı bir şeydir. Peki, Kronikler vahye temessül eder mi? Ettiği olur, ama her zaman değil. Öyle ise kaynaklar bütünüyle farklıdır her ikisi açısından.  Veya Kroniklerle, Kutsal Metinler arasında ilk hal anlamında fark var mı? Var. Ama Kronik kayıtları bu anlamıyla Kutsal Metinlerin ilk ışık kuramı veya nur kavramı üzerinden yapacağı izahlarla, ilk hal tutanağı açısından anlamsızlaşır mı? Evet öyle. Vahiy arada kaynadı mı? Evet.  (...) Niçin öyle, Kronikler öylesine derin düşünmez meseleyi bazen kılı kırk yarar bazen de insan cinsinin kökenleri ile ilgili inanılmaz şeylere imza atabilir. Lakin ilk hal onun adına inanılmaz bir kurgusallık üzerine devam eder,-etmiştir. Yani kurgunun bir magister’ı olacağına göre Kronikler, olan biten için sadece magister arama yoluna gitmiştir. Nedir o? Tanrı. Tanrı ilk hal midir? Felsefenin ilk hali itiraz eder mi konuya? Evet, eder, -etti.-

Tanrı-Kral veya daha sonraları meselenin geldiği son kerte olarak Rahip-Kral meselesi eksiltmeli düzeneklerle bize sunulan en önemli Kronik uçlar olarak öndedir. Hep mi böyle? -Konu tartışmalıdır.- Kronikler tanrıcı mıdır? Hem evet hem hayır. Varlığın ilk hali konusunda bilgi vermek için öne çıkan Kroniklerin –veya değil- ilk okuyucularının Azizler –başlangıç itibarı ile tamamı İbrani Aramcası konuşur- olması veya bu çok encamlı-kabiliyetli külliyatların, Manastır kütüphanelerinin adeta ruhu olarak algılanması meselesi bugünün dünyasında çok fazla öne çıkmaz. Gizlidir. Dağ başı hürriyeti.

-b,- Tarih birçok açıdan kendi içinde önemli notlar sergilerken sergilemediklerine karşı da kendi içinde özel alanlar açar. -Türkiye toplumları tarihi-, imparatorluk Türkiye’sinden öncesi itibarı ile çok önemli toplumsal dipnotlarla bu noktadan konuyu –yönetme kimliğini yani- algılamış ve siyasi olarak kıtayı -Anadolu ölçeğinde- böyle –bu haliyle- yönetmiştir. Lakin konu egemen azınlık olarak öne çıkan dönemin Türkleri için mesele bu haliyle bir asır sadece kültürel sahada canlı kalmıştır. Türk Beyi, milleti ile birlikte antikiteyi Kronikler üzerinden Anadolu içlerinde farklı kan damarları üzerinden kurduğu ağlarla –birebir-öğrenerek yönetti, -miştir. Bu daha sonra öğrenmenin ötesine geçti, bizzat yönetme kabiliyetine kadar meseleyi götürdü. Türkiye tarihi açısından ekalliyetlerle yapılan bütün yönetim bilimsel centilmenlik anlaşmaları bu meyandadır. Modernite, 20.yy’da, bütün alt kimliklerin ruhunu düzenlerken hem Kroniklerin verdiği bilgilerden yararlandı hem de onların kendi iç hesaplarında biriken binlerce yıllık hesapları, siyasetin kanlı yüzüne yeniden okutmayı ihmal etmedi. –Türk-Ermeni çatışması.- Bir bahsi diğer daha.

Toplumsal beklentilerin yüzyılı hatta bin yılı aşan serüveni –ki önemli olan budur- göz önüne alındığında görülecek olan şey, herkes adına ibretamîzdir. Bizlerin olamaz dediği birçok şeyin, Kronikler tarafından olur halde sunulması üzerinden anlatılan bir -20. yy tarihi- yaşadık, -biteviye yaşadık. Bitti mi? (…) Yönetici kültürel toplum olarak Kroniklerin kodladığı Türk’ün anlamsalını Asya Tipi olmadan önce Avrupa Tipi olmasıyla açıklayan Cumhuriyetin ilk döneminin kaçırdığı şey, elbette Kronik bilgileri Türk Beyinin anlamsalından değil, modernite’nin Aydınlanmacı kimliğinden okuması idi. Bu konu dönemsel anlamda pas geçildi, -oldu bitti- dendi. Bitti mi? Bitmemiş.

Türkiye bu anlamıyla yüzyıllar içinde oluşmuş içyüzü kapalı birçok olay yaşamıştır. -Anlatacağız.-Türkiye toplumuna 20. yy başında giydirilen -yönetici egemenliğini- kısıtlama gömleğinin -süresel olarak- bitişine tarih vermekte kutsal metinlerin kendi içinde geliştirdiği dinamikler, bugünkü dünyada zembereği patlamış şekilde akmaktadır. Mesele budur. Evet. Tanrıcı kurallama dönemi sürüyor. Deus Regula.