23 Şubat 2016

Külünk haklı; vatan hainleri vatandaşlıktan çıkarılmalı

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün, partisinin Meclis Grubu'na sunduğu ve “Ceza Muhakemesi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Vatandaşlığı Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin” kanun teklifi, milletin vekaletini sadece yakasında taşımayanların varlığını hissetmek açısından önemli bir gelişmeydi.

Külünk'ün sunduğu teklifte, “Milli savunmaya karşı suçlarda şüpheli veya sanığa ait mal varlığına, taşınmazlarına, kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, banka hesaplarına, her türlü hak ve alacakları ile ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına el konulması, el konulan eşya veya mal varlığından müsadere edilenler ve bunların satışından elde edilen gelirler, terörle mücadelenin finansmanında kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine gelir kaydedilmesi, terör suçlarından hüküm giyenlerin de Türk vatandaşlığından çıkarılması” isteniyor.

AK Parti TBMM Grubu, Külünk'ün sosyal medya dahil her platformda büyük destek bulan bu teklifini, muhtemelen Salı günü (bugün) görüşecek. Kabul edilmesi durumunda partinin teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunulacak.

Terör ve İhanet Lobisi'nin blokajına takılmaması durumunda TBMM'de AK Parti ve MHP'nin blok oylarıyla yasallaşacak bir teklif bu.

Neden mi?

İTAAT ETTİRMEK İÇİN TERÖRÜ KULLANIYORLAR

Türkiye, bugün oynanan küresel oyunun terörle diz çöktürülmeye çalışılan bir hedefi.

Geçtiğimiz günlerde Tunus eski Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Merzuki çok net özetledi aslında bunu. Mezruki, “Türkiye'nin Sykes-Picot anlaşmasında kendisine biçilen ‘itaatkarlık' rolünü aşması sebebiyle terör saldırılarının hedefinde olduğunu” belirtti.

Biz de bu sütunlardan bunu sürekli yineledik. Türkiye'nin, Ortadoğu'daki oyunun dışına itilmesi ya da kendi egemenliğini de tehdit eden oyunun taşeronu olması için zorlandığını, buna direnen Erdoğan ve Türkiye'nin tarihinde rastlanmayan bir taarruzun hedefi olduğunu yazdık.

Ülkede yaşanan terör saldırılarının da, o oyunun ana aktörlerinden kiminin (Rusya gibi), terör diplomasisinin bir sonucu olduğunu hatırlattık. Türkiye'nin, bölgedeki oyunun dışına itilmek için terör belasıyla boğuşmak zorunda bırakılmanın yanında terörle esir alınmaya çalışıldığına dikkat çektik.

Türkiye bugün bu anlattığımız kirli planlara karşı yeni bir İstiklal Mücadelesi veriyor. Bu kez çok daha kapsamlı bir mücadele vermek durumunda; zira bu defa ihanet ve hain sayısı yüz yıl öncekine oranla kat kat fazla…

Devletin kılcallarına sızan ve tarihin en büyük casusluk örgütlerinden olan Fetullahçı Terör Örgütü, ülkeyi yarım yüzyıla yakın zamandır esir alan ayrılıkçı PKK terörü ve irili ufaklı ama küresel sistemin taşeronluğunu üslenen sol terör örgütleri…

Birçoğu günlük yaşamımızda karşılaşmak ya da muhatap olmak zorunda olduğumuz güvenlik, istihbarat, yargı ve sermaye çevrelerinden…

TERÖR YASALARINDAKİ “ÖNALMALAR”…

Bunlarla mücadelede devletin elini kolunu bağlayan bir çok durum söz konusu.

Bunların en başında da gerek Türk Ceza Kanunu gerekse Terörle Mücadele Kanunu var. Bu kanunlar, başta FETÖ olmak üzere bu yapıların devlet içine sızan kadrolarının “önalmaları” ile dolu.

Öyle ki; 2005'ten bu yana yapılan kanunların hemen tümü revize edilmek zorunda kalındı. Devlet içindeki örgütlenmelerle mücadele sürecini akamete uğratan bir çok kanun maddesi bu çerçeve kanunların içine serpiştirilmiş durumda.

Olağanüstü koşullarla mücadele edebileceğimiz örgütler, olağan süreçlerin bile önünü tıkayan eklemelerde bulunmuş bu kanunlara.

Mesela devletin egemenliğini tehdit eden örgütlerle mücadele kapsamında referans alabileceğimiz Terörle Mücadele kanununda örgüt mensuplarının mal varlıklarına müsadere koymanız için “olağanüstü” uygulamalara başvurmak zorunda kalıyorsunuz.

Bu ve buna benzer tıkanıklıkların aşılması için AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün partisinin grubuna sunduğu teklif, bence tarihi bir fırsat.

Örgütlere maddi kaynak sağlayan sermaye grupları açısından caydırıcılığı olabileceği gibi; “bir yandan vatana ihanet edip öte yandan ülkeyi yönetecek siyasi iradenin seçiminde söz hakkı olan bir terörist realitesini” de vatandaşlıktan çıkarma teklifiyle sona erdirecek bir istek.

AK PARTİ İÇİN SAMİMİYET TESTİ

Her şeyde batının uygulamalarını örnek gösterip batının on yıllardır uyguladığı sistemin bugün bir kanun teklifi olarak gündeme gelmesi belki gecikmiş bir adım diye değerlendirilebilir; lakin bugün bile gerek iktidar partisinden gerekse siyasi muhalefetten destek görüp görmeyeceği noktasında “acaba”larımızın olması ibretlik.

AK Parti'ye tavsiyem, terör ve ihanet lobilerinin tesirini elinin tersiyle itip Metin Külünk'ün getirdiği bu teklife dört elle sarılması ve bir an evvel TBMM gündemine sunması.

Unutulmasın ki 1 Kasım seçim başarısının arkasındaki sırlardan biri de AK Parti'nin terörle mücadelede sergilediği kararlılık ve samimiyetti.

Ve şimdi o samimiyet bir kez daha test ediliyor…

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir