Küresel hafıza ve ABD'de 'Toplumsal İncelemeler Merkezi''
Amerika Langley’deki malum merkezin kapısında ‘’Toplumsal
incelemeler merkezi’’ yazan bir departman bulunur. Tabi toplumsal inceleme lafı
işin maskesidir, bu departmanın asıl görevi ülkelerin kullanılabilecek hassas
noktalarını bulmak ve gerektiği zaman nerelerin hangi yöntemlerle kullanılıp, Amerika’nın
siyasi çıkarlarına uygun toplumsal patlamalar veya iç savaşlar
çıkarılabileceğini araştırmaktır.
ABD 150 yıldır; tüm Dünya’da özellikle Afrika, doğu ve İslam
coğrafyalarını kan ve gözyaşı ile sömürmek ve her türlü yeraltı ve yeryüzü
zenginliklerini transfer etmek için dolaylı veya dolaysız yollarla her türlü
zemini oluşturmaktadır.
Bu departman bünyesinde Amerika’daki farklı üniversitelerde sosyoloji,
psikoloji, arkeoloji gibi dallarda akademisyen kimliği ile görev yapan
elemanlar çalışmaktadır. Bu kişiler tüm dünyada bilimsel araştırma görünümü
altında çok detaylı araştırmalar yaparlar. Örneğin, arkeolog görüntüsü altında
gittikleri ülkelerin kırsal bölgelerinde dolaşarak o bölge insanının
profillerini çıkartır daha sonra birkaç arkeolojik veri ile ülkelerine
dönerler. Veya sosyal antropoloji,
medeniyet araştırmaları adı altında o ülkede insanların dinsel, etnik ve
ekonomik verilerini toplayarak hangi problemlerin çatışma çıkarabileceğini
hangi verilerin işlenebilir olduğunu belirlemeye çalışırlar.
Toplumsal incelemeler merkezinde tüm bu veriler toplanarak her ülke
hatta en ufak etnik gruplara kadar detaylı incelemeler kaydedilir. Bu veriler
göz önüne alınarak operasyon planları hazırlanır ve zamanı geldiğinde
kullanılmak üzere küresel hafızada arşivlenir. Bu operasyon planları her sene
eklenen yeni bilgiler doğrultusunda güncellenir.
Küresel hafızada kaydedilen bu veriler dışında Operatif birimler o
ülkede uygulanacak operasyonlarda kullanabilecekleri kişi veya sivil toplun
örgütlerini belirler. Uygun görülen kişi veya örgütler farklı şekillerde
devşirilirler. Devşirme işleminde o kişi veya örgütün zaafları kullanılır. Bu
zaaflar yerine göre ekonomi, yerine göre ideolojik saplantılar olabiliyor.
Tüm faktörler hazırlandıktan sonra küresel mekanizmanın yürütme
erki Amerikan yönetiminin yeşil ışığı beklenir, eğer yeşil ışık yakılırsa hedef
ülkeyle ilgili operasyon planı uygulamaya konur.
Hayali bir örnekle konuyu somutlaştıralım. Örneğin Amerika’nın
Ortadoğu’da ki çıkarları için yine Ortadoğu’daki çok kritik bir askeri üssün
kullanımına o ülkenin bazı unsurları karşı çıktığı için aslında Amerika ile
müttefik olan yönetim Amerika’ya vermiş olduğu sözleri yerine getirememiş
olsun. Amerika o ülkenin bazı unsurlarını ikna etmek için bir gözdağı vermeye
karar vermişse, o ülke ile ilgili bir UYARI operasyon planını raftan indirerek
hemen uygulamaya başlar.
Buna göre ülkenin etnik bir sorunu vardır, bu sorunun gündeme
gelmesi için konuya sosyolojik olarak en duyarlı iller hedef olarak seçilir.
Önce tüm ülkenin en değer verdiği sembollerden birine saldırı gerçekleştirilir.
Sembole saldırıya sessiz kalmayacak kesimler doğal olarak tepki gösterirler. Bu
saldırının hemen arkasından ülkenin etnik çoğunluğunun yoğun olduğu ve
psikolojik olarak hassas oldukları bilinen bölgelere önceden ayarlanmış sivil
toplum örgütlerine mensup kişiler gönderilerek tahrik eylemleri yapılır.
Sembollerine saldırılması ile zaten yeterince tahrik edilmiş
kitlelerin bu açık davetkar eylemlere sert tepkiler göstereceği sosyolojik bir
vakıadır.
Operasyonun birinci aşamasında eğer gerekli sonuç alınmamışsa yani
o ülke üs konusunda ikna edilmemişse ikinci aşamaya geçilir. İkinci aşamada
aynı tahrikler bu sefer azınlık oldukları söylenen etnik kesime yönelik
gerçekleşir. İlgili ülke eğer ikinci aşamayı önceden kestirip tedbir almazsa
üçüncü aşamanın iç savaş olduğunu tahmin ederler ve bir anda ikna oluverirler.
Küresel hafıza, yabancısı olmadığımız bu ve benzeri senaryoları bu
tür merkezlerin mutfağında pişirip Dünyanın birçok farklı bölgesi ve ülkesinde
bu şekilde sayısız operasyona imza atmıştır.
Dünyanın yeni haritalarla yeni bir sürece gireceği düşünülen 21.
Yüz yılda da bu tür departmanlar aynı işlevselliği gösterecek mi bilemiyoruz
ama bilinen bir şey varsa oda, artık ne tasın eski tas ne de hamamın eski hamam
olacağıdır.
Vesselam.