14 Ekim 2021

​KÜRESEL PARALEL DEVLETLERİ KİMLER KURUYOR?

Türkiye, bir paralel devlet yapılanmasının ne demek olduğunu FETÖ kültü ile anladı. Görünür gerçek devletin meşrû yapılanmasına tutunmuş paralel ikinci bir hiyerarşi ve emir komuta zinciri oluşturulmuş akabinde gerçek devlet ile onun yürürlükteki kanunları gittikçe silikleştirilirken parazit devletin gücü, îtibârı ve etkinliği gün geçtikçe daha görünür hâle getirilmişti. Maalesef şimdi tüm dünya milletleri, ulus devletlerinin içinden bir anda heyulâ gibi çıkan paralel devletlerin tedhiş ve ağır baskıları altında bunalmanın sersemletici şaşkınlığı altında başlarına ne geldiğini anlamaya çalışıyor.

Hukukun bütün temel kavramları, vatandaşlık, devletin ne olduğunu tanımlayan görev, yetki ve sınırlara ilişkin bilinen tüm kabul ile taahhütler kovid uygulamaları ve ‘aşılama’ baskısıyla yerle yeksan edilmiş durumda. Yürürlükteki câri kanunlar sanki ilgâ olmuşçasına en temel, en dokunulmaz haklar, herkesi şaşkınlığa düşüren iştahlı bir pervasızlıkla iğfâl ediliyor. Bugüne kadar serbest seçimlerle kendi seçtikleri, içlerinden çıktıkları halklara sâdık idarecileri başlarına geçirdiklerini sanan ve yeryüzünün ayrıcalıklı dokunulmazları olduklarını vehmeden ortalama bir Fransız, Alman ya da Amerikalının yaşadığı travmayı atlatarak önünde sürüklendiği süreci anlamlandırması kolay değil. Milyonlarca Fransız, Alman ya da dünyanın bir başka ucunda Brezilyalı ülkelerinin sokaklarını tıklım tıklım doldurarak yaptıkları gösterilerle saçma ve abes buldukları korona dayatmalarına karşı çıkarak özgürlüklerini geri istiyorlar. Ama bırakın beynelmilel medyayı, kendi ulusal basınlarında bile haber olamıyorlar. Aslında karşılaştıkları bu dehşet verici sansür kulaklarına kaygılarında ne denli haklı olduklarını fısıldıyor.

Elbette bu paralel devlet yapılanmaları meşrû devletlere sistematik biçimde sızılarak ve uzun bir süre içinde ilmek ilmek dokunarak kuruldu. Şu an yaşadığımız sâdece bu paralel devlet yapılanmalarının eş zamanlı olarak uyandırılması, aktive edilmesidir. Kısa bir süre önce ne idüğünü tecrübe ettiğimiz, 15 Temmuz’da ontolojisini taammüden kusarak ifşâ etmiş FETÖ ile neredeyse tamamen örtüşen bir modelle ve davranış kalıplarıyla tekrar karşı karşıyayız. Bu tür yapılanmaların muharrik motivasyonu piramitin biraz üstlerinde ezoterik teolojiler ve bir külte duyulan âidiyet hissiyken ortalarda devşirilmiş güce yılışarak, bürokraside, politikada, iş dünyasında, akademide, sahnede, medyada ikbâl ve kariyer devşirme veya statüsünü muhafaza arzusudur. Buralarda kült mensupları tedricen yığılmış, kutsanmış ve parlatılmışken, meşrû devlete, millete, hakikate ve Tanrı’ya sâdık haysiyetliler mümkün mertebe tasfiye edilmiş ya da önleri kesilerek olabildiğince etkisizleştirilmiştir. Uyandırılan paralel devlet yapılanmasının şu an yürüttüğü misyonun ilk evresi, omurgası çoktan kurulmuş tek dünya devleti yapılanmasına iktidar geçişinin tamamlanmasıdır.

Projeyi dünya genelinde yürüten kültü merak ediyorsanız adları hiç kimseye “yabancı” değil; Masonlar! Yol haritasını çizen akla göre sürecin ‘varacağı’ ilk istasyonun adı da Küresel Mason Diktatörlüğü. İlk olarak 1912’de Rusya’da, sonra 1921’de Paris’te basılarak ifşâ olan Siyon Protokollerini yaşanan bu sürecin bire bir anlatısı hattâ el kılavuzu olarak okuyabilirsiniz. Damalı lôcalarda toplanıp Aramice, İbranice mantralar eşliğinde ritüel kılıçlarıyla kestikleri keçileri Bafomet’e kurban eden kukuletalı şakirtler, hareket hâlindeki trenden parçalanacakları raylara atılıncaya kadar mutlak sahibi olduklarını zannettikleri bu süreci yürütecekler. Bu yüzden hem ileride gerçek efendileri tarafından vahim bir hunharlıkla harcanacak mensuplarını hem ulus devletlerdeki bürokrasiyi, medya organlarını, sermayeyi, akademiyi kudretlerinin sarsılmazlığına inandırmalılar.

Siyon Protokollerinde çizilen yol haritasında ve kronolojik akışta açıkça beyan edildiği üzere, iktidarın ulus devletlerden alınarak Küresel Mason Diktatörlüğüne tesliminden hemen önce Masonlar tarafından çıkarılmış bulaşıcı hastalıkların yayılması ve yapılacak aşılamalar var. Ardından hastalık bahanesiyle dayatılan uygulamaların ve vurulan aşıların etkisiyle olacak, karşılaşılacak kitlesel ölümler, yıkım, kıtlık ve kaos gerekçesiyle milli devletlerin suçlanması ve acılar içindeki insanlara kurtuluş için tek dünya devletinin teklif edilme merhalesi! Protokollerdeki ifadeleriyle “mevcut bütün milli devletlerin acz ve iktidarsızlığı ortaya çıkınca her tarafta aynı günde yapılacak hükümet darbeleriyle tüm dünyada idareyi ele almaya” ve eşi benzeri görülmemiş bir tiranlık kurmaya hazırlanıyor ve buna inanıyorlar.

 

Hükümet darbesini yaptığımızda alâkalı milletlere diyeceğiz ki:

Her şey çok kötüye gidiyordu. Hepiniz tahammül edilemez ızdıraplar çektiniz. Sizin çektiğiniz sıkıntıları ve bunları sebepleri olan ulus devletleri, sınırları ve parayı ortadan kaldırıyoruz. Bize itaat yemini etmekte serbestsiniz.  Ama size vaad ettiğimiz düzeni tecrübe etmeden reddetmeniz mantıklı mı?”

 

Bu sorudan sonra cevap her ne olursa olsun insanlık için tasarlanan yalnızca korkunç bir diktatörlük, dipsiz bir karanlık ve vahşi bir distopya!

Yeni paralel devlet yapılanmasını ve neyi hedeflediğini hakkıyla anlayamazsak sadece vatanımızı ve çocuklarımızın geleceğini değil insan olarak yaşama ve ölme imkânımızı yitireceğiz. 15 Temmuz sonrasında bozuk netlik ayarları sebebiyle yeteri kadar kullanılamamış bir fırsat şimdi ellerimizde! Her şeyi, herkesi, kimin nerede durduğu, kimin kılıcını sallayıp kimin sözünü yükselttiği işte şimdi ulus devletin ve milletin kollektif hafızasına kazınacak ve asla unutulmayacak. Bakanlıkların, valiliklerin, kurulların birbirine gönderdiği, “görüş açıklamaları” ve ucu açık, kanuni dayanakları belirsiz, isnatları bağlamsız yönergelerle her türlü sorumluluktan kaçınılarak kurum idarecilerinin inisiyatifine bırakılmış gibi görünen kovid/aşı/PCR uygulamalarını canhıraş şekilde şehvetle sahiplenen, dayatan irili ufaklı tüm bürokratlar, idareciler, valiler, kaymakamlar, akademisyenler, rektörler, müdürler ulus devletin hafızası için muhkem, muazzam ve çok işlevsel bir veri havuzu oluşturacak.

Mert dayanır, nâmert kaçar, meydan gümbür gümbür gümbürlenir.


yenisoz-suleymantuccaryazi1212

yenisoz-suleymantuccaryazi121244