06 Ağustos 2015

Kürt Sorunu'nda yöntem sorunu

AK Parti Çözüm sürecini başlattığından beri Kürt Sorununu PKK ile çözmeye çalışıyor, Beşir Atalay bölgeye ilk geldiğinde sorunun ilk defa ele alınacağı toplantıya hiçbir dindar çevre davet edilmemişti. Konunun canlı şahidi şuan Milletvekili olan Mazhar Bağlı ve Gazeteci Nasuhi Güngör'dü.

E-mail: omerevsen@gmail.com

Twitter: @evsenomer

Acemi bir yazar, ilk kitabını tecrübeli bir yazara götürüp incelemesini istemiş. Bir süre sonra heyecanla kanaatini öğrenmek için gittiğinde usta yazar şöyle demiş: "Kitabını okudum. İçinde birçok yeni şey ve birçok hakikat var." Acemi yazarın heyecanı tam sevince dönüşecekken üstat devam etmiş: "Fakat kitabındaki hakikatlerin hiçbirisi yeni değil, yeni olanların da hiç birisi hakikat değil."


 

Geçtiğimiz günlerde Başbakan Kürt sorununda gelinen çatışmalı süreci istişare etmek, bir kısım STK ve kanaat önderlerini bilgilendirmek üzere Çankaya Köşkü'nde bölgeden 44 kadar isimle görüştü. Listeler kim tarafından ve hangi ölçüte göre hazırlandı bilmiyorum, lakin hem sağ hem sol cenahtan hem İslami kesimlerden toplantının davetli listesi ile ilgili sesler çıkmaya devam ediyor.

 

Bugüne kadar birçok platformda Kürt sorununu tartışmış biri olarak gelinen aşamada yapılan toplantıların yöntemi ve içeriği üzerine çok sözümüz olmasına rağmen sözümüzü dinletecek kimseyi bulamama sıkıntısı çekiyoruz. Bölgede Kürt sorunu eksenli konuşmaların çoğu birilerinin kendi reklamına dönüştüğü için esas niyet hasıl olamamaktadır. Ya da meselde dendiği gibi "Fakat kitabındaki hakikatlerin hiçbirisi yeni değil, yeni olanların da hiç birisi hakikat değil."Hakikatleri yazmak gerekiyor, zira hakikatler acı gelse de çözümün yol göstericileridir.

 

AK Parti Çözüm sürecini başlattığından beri Kürt Sorununu PKK ile çözmeye çalışıyor, Beşir Atalay bölgeye ilk geldiğinde sorunun ilk defa ele alınacağı toplantıya hiçbir dindar çevre davet edilmemişti. Konunun canlı şahidi şuan Milletvekili olan Mazhar Bağlı ve Gazeteci Nasuhi Güngör'dü. İslami çevrelerle de konuyu konuşacak mısınız dediğimde bana dönüp "Çağırırsak gelir misin? demişti Mazhar hoca. AK parti Kürt Sorununun çözümünde 'Kervan yolda dizilir' noktasından çok öte bir yere gidemedi.Oslo görüşmesi, Habur faciası hep bu hazırsızlığın sonuçları. Kürt sorununun çözüm çabasında asıl olması gereken silahlı ekiplerle ilgili olarak PKK'yi direkt muhatap almak ama Kürtlerin sorunlarını da  'tüm Kürtlerle' çözmekti.

 

Sorun konuşulurken; Sağ, sol ve İslami kesim aynı masanın etrafına gelince kimse açık ve net konuşmuyor/ konuşamıyor. Her kesimle ayrı ayrı istişare edilmeli.

 

Her kesim, her sivil toplum kuruluşu ayrı ayrı dinlenmeli, Hükümet gerekirse bölgeden bu konuda bilgi akışı sağlamak üzere danışmanlarla çalışmalı.

 

Hiçbir çevre kendini dışlanmış hissetmemeli, özellikle Hüdapar çevresi söylecek sözü olan bir çevre olması hasebiyle iyice dinlenmeli, Hüdapar çevresi olarak da bilinen STK'ların görüşleri not edilmeli... Unutulmamalıdır ki, Kürt sorununun muhatap çevrelerinden biri de bölgede belli bir tabana sahip olan bu çevredir.

 

Hükümet ne verecekse ben şunları şunları vereceğim, verdiklerimin hiç biri kendi vatandaşlarıma çeşitli pazarlıklar sonucu verdiğim şeyler değil demeli ve verdiklerini lütuf olarak değil vatandaşlarının hakları olduğunu anlata anlata vermelidir.

 

Diğer etnik yapılar ve kültürel yapılarla ilgili olarak demokratikleşme paketini sunarak ne yapacaksa bir an önce yaparak, vereceklerini pazarlıklar dışına çekerek, 78 milyonun haklı sevgi ve saygısını kazanmalıdır.

 

Atılan her adım yasal çevçeve dışına çıkmak isteyenleri belli çizgilerin içine çekecektir. Aksi takdirde çözümsüzlük ve güvensizlik başını alıp yürüyecektir.

 

Selam ile...