19 Nisan 2016

Kutlu Doğum Haftası Mesajları

14-20 Nisan tarihleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1989 yılından beridir “Kutlu Doğum Haftası” kutlanıyor. Haftanın bu yılki teması “Tevhid ve vahdet; gelin bir olalım” Yurdun dört bir yanında aslında Şubat ayından beri programlarla Kutlu Doğum gerçek manada kutlanıyor. Sivil toplum kuruluşları, cami dernekleri, Kur'an Kursları, Camiler milyonlarca insana ulaşacak şekilde programlar devam ediyor. Pazar günü iki programa çevrildi gözler ilki Diyarbekir'de organize edilen Kutlu Doğum mevlidi programı diğeri İstanbul'da ki Diyanet işleri Başkanlığı ana programıydı. Diyarbekir'deki programda kelimenin tam anlamıyla toprak atsan yere düşmeyecek şekilde bir kalabalık vardı. Her yıl Nevroz kutlamalarında şahit olduğumuz sadece Türkiye'den değil tüm dünyadan katılımın daha güçlü şekli alanda vücud bulmuştu. Diyarbekir Allah ve peygamber sevgisiyle bilinen bir şehir olduğunu yeniden ortaya koyuyordu. Önceki dönemlerde karikatür krizlerinde “peygambere saygı” mitinginde toplanan müthiş kalabalıklar bu defa Peygamber Mevlidinde bir araya gelmişlerdi. Alan Allah, peygamber nidalarıyla inlerken kendini bir defa daha “Lebbeyk Ya Resulallah” diyerek tarafını belli ediyordu. İkinci programda ise iki konuşma yüreklere dokunuyordu, ilki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in diğeri de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarıydı. Görmez hoca, Selman-ı Farisi hadisini bir ders edasıyla anlattı. Hepimizin kendine ser levha edinmesi gereken hadisin Arapça metnine ulaştım lakin Türkçeye çevrilmiş tam metni ne yazık ki hiçbir kaynakta yoktu. Soyuyla sopuyla övünmeyle sevinen kabilelerin içinde انا سلمان بن اسلام (Ene Selman bin İslam-Ben İslam oğlu Selman'ım) diye kendini tanımlayan ve İslâm'dan önceki tüm kimlikleri yerine İslam kimliğini ortaya koyan bir Selman'ın biz Müslümanlara verdiği dersi Yunus'vari bir edayla anlattı hoca, galiba salonda gözyaşlarını tutabilen kimse kalmamıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Dedesine sorulan bir soru üzerinden verdiği cevapla geceye damgasını bir daha vuruyordu:

Sayfa 2/2“Evladım öldükten sonra, Dinin ne? Peygamberin kim? Kitabın Ne?... diye soracaklar ama Kavmin ne diye sormayacaklar…” Aslında kendine soy sop üzerinden referans bulmak çabasındaki herkese al bu da benden olsundu, bu cevaplar. Anlayan ve anlamak isteyenler için çok sözler söylemeye gerek yok. Bu kutlu doğum haftası münasebetiyle kendi soyu sopu ile övünmeyen liderlere sahip olduğumuz için ne kadar şükredersek azdır. Bizim için olması gerek esas mesele idarede ki kişini Allah korkusu ve adalet duygusudur. Bu iki duygu olduktan sonra başımızdakinin siyahî bir köle olması dahi bizim için teferruattır. Esas hakikat budur. Eski köhne zihniyet tarihin tozlu sayfalarına gömüldü bizim için. Hakkın bize emrettiği bu olduğuna göre, bizimde esas alacağımız yol budur. Kavim, soy ve sop Allahın bize sunduğu renk ve ahenktir. Diller de bunların tezahürleridir. Bu ülkede yaşayan tüm Müslümanlar kardeşimiz, tüm gayrı Müslimler ise vatandaşımızdır. Tüm ilişkilerimizi bu ahenge uygun yürütürüz. Bu vesileyle Kutlu Doğum haftanızı tebrik ederim. Allah bizi daima bu iklimde tutsun İnşallah…