VF kat sol
VF kat sağ

20 Temmuz 2016

Laboratuvar cemaatleri ve beyinsizliğin ihtişamı

Malum bu hafta Türkiye'nin en farklı haftası ve bu farklılığa binaen bu haftaki yazımın da farklı bir konuda olmasını arzuladım!

Türkiye'de pek ses getirmeyen ama muhakkak izlenmesini tavsiye ettiğim bir film var; filmin önemi bugün başımızın belası olan paralel ihanet çetesinin dünyadaki herhangi bir türevine dair... Filmin adını Colonia (Koloni). Konusu, 1973'te Şili'de gerçekleşen hükümet darbesi ve General Augusto Pinochet'nin iktidara gelişi esnasında ülkede bulunan hostes Lena (Emma Watson) ve fotoğrafçı Daniel (Daniel Brühl) çifti. Bu ikili bir anda kendilerini sokak çatışmaları ve diktatörlüğün baskısı arasında bulur. Solcu gruplarla ilişkisi olduğu gerekçesiyle Daniel, Pinochet'nin gizli polis teşkilatı DINA tarafından alıkonur. Sevgilisinin, diğer birçok siyasi suçlu gibi ülkenin güneyindeki Colonia Dignidad kampına götürüldüğünü öğrenen Lena, oldukça zorlu şartların söz konusu olduğu ve hiç kimsenin kaçamadığı bu komüne katılmaya karar verir... Komünde kalabalık diyeceğimiz bir insan kitlesi sapık dini inançlar çerçevesinde insan onurundan tamamen soyutlanmış birer robota dönüşmüştür. Bu robot kitle liderleri olan ruh hastasının emrinde en aşağılık tüp deneyleri yapmaktan, kimyasal silah üretmeye, dünyanın en aşağılık işlerini yaparlar...

Film, ülkemizdeki paralel çetenin yeryüzündeki kimi ülkelerdeki varyasyonlarını anlamak için iyi bir fırsat. Film zaten gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Unutmayalım ki paralel çete de Türk halkına yapılan başka bir ihanet olan 12 Eylül cuntasının bir ürünü olarak başımıza bela edilmişti.

Asıl vazifeleri Resulullah a.s.m'nin mübarek ahlakını topluma salık vermek ve bu ahlakı yaşayan bireyler yetiştirmek olan dini grupların, modern imkanları kullanarak, ezoterik gayelerle devleti ele geçirme gayesi bir gayeden ziyade ancak bir sanrı olabilir! Devleti ele geçirdikleri zaman topluma sunacakları ideoloji, kimlik, gelecek, inanç, ekonomik paylaşım modeli ne olacaktır? Yetiştirdiğini iddia ettiği binlerce diplomalı idraksiz ve onca sivil toplum kuruluşuna, akademisyene ve medya kuruluşuna rağmen herhangi bir toplum modeli ortaya koyamamış ama buna rağmen devleti ve halkı yönetmeye and içerek onlarca canın heba olduğu bir isyana kalkışmış bu güruhun gayesi, bir psikopatın nefsini tatminden başka nedir? Bir insanın sosyalist kalkışma yapmasını anlarım, dinci veya liberal bir kalkışma yapmasını anlarım fakat bu kalkışma topluma ve tarihe utançtan başka ne verecektir? Bu sorunun cevabı şudur; emperyalist güçlerin bu tip sapık tarikatları var etmesin tek sebebi kontrol etmek istediği devleti ve toplumları kendi emperyalizminin çıkarları lehine her an bir krize itekleyebilme imkânını canlı tutmaktır. Bu imkân aktif tutulurken devletin ve toplumun kaybettiği zaman insan kaynağı haysiyet ve para emperyalistlerin umurunda bile değildir. Cuma gecesi yapabilecekleri bütün çılgınlıkları gördük ve şimdiye kadar nasıl tahammül edebildiğimize şaşırdık. Yüce Rabbimizden bir daha böyle bir hata yapmama ferasetini cümlemize nasip etmesini niyaz ediyor, bizim ve çocuklarımızın yarınlarını cümle çılgın laboratuvar ürünü imamların şerrinden Allah'a emanet ediyoruz.