Lüzum

-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden-

Kelimelerin, cümlede kullanılışı ve anlamından öte, söyleşine göre hissettirdikleri de önemli. Hatta bazı kelimelerin söyleyen kişinin sesinin tınısına göre şekil alışı, hatta hafızaya mıhlanışı sözkonusu. Kelimelerin hayatımızdaki karşılıkları üzerine düşünürken seslerinin bize hissettirdiklerini hafife almamak gerekir. Keza doğduktan itibaren öğrendiğimiz bütün kelimeleri, onları bize öğretenlerin sesindeki hissiyatla şifreleriz aslında. Bu da eğitimin önemli bir parçası ki dünyayı bakışımızı, kelimelerle mesafemizi belirleyen etkili bir süreç.

Korona salgını dolayısıyla belirlenen yeni hayat şartları ile muhatap olurken ve bu durumun bizi neye dönüştürüyor olduğu üzerine düşünürken en çok lüzum kelimesi üzerine zihin yordum sanırım.

Çoğunlukla “gereklilik” deniyor lüzum yerine. “Gereklilik”teki sesleniş bana dolambaçlı geliyor.  Kabul etmeli ki lüzumu unutturacak kadar benimsenen, yadırganmayan türeme kelimelerden. Hatta türeme olduğu bile çoktan unutulmuş kelimelerden… Lazım yerine “gerekli” deniyorsa da gündelik dile lüzumdan daha fazla tutunuyor.

Lüzum, sorumluluk sahibi bir kelime. Bu çağrışım, sorumlulukları hatırlatışının bir dolaylaması da olabilir. Tok, dirayetli bir sesi var. Hayatiyetin mührü gibi, ihtiyacın imzası gibi, vazifeleri hatırlatır gibi bir hâli var.

Lüzum bugünlerde farkında ya da değilsek de epey önemli bir kelime…

Bir salgın sebebiyle her alanda belirlenmiş ya da belirlenmekte olan rotalarla karşı karşıyayız. Hayatta kalmak öncelikli. Ancak hayatta kalma başarılırsa hangi standartlar çerçevesinde sürdürüleceği bahsi de öncelik kazanıyor.

Yeme-içme-barınmanın niteliği ve niceliği şekil değiştirdi. Seyahat serbestliği ile birlikte -elbette yaz aylarında olmanın etkisiyle- kırsala gidişler ağırlık kazandı. Kırsaldaki mevcut hanelerin durumunun iyileştirilmesi ve şehrin kargaşasından uzak bir kışa hazırlanmak için geliştirilmesi de bu seyahatlerde gündeme gelecektir. Belki sayfiyelerdeki yazlıklar aynı zamanda kışlık vazifesi de görecek ve belki de yazlık kışlık ayrımının ihtiyaç fazlası olduğu düşünülecektir.

Yeme içmede ise “hazır yemek” gayriihtiyari önemini yitirdi. Birçok insan mutfak araçlarını “kendine yetebilen ev” ölçüsüne yaklaştırmaya gayret etti. El değmeden hazırlanan paket ürünler hâlâ tüketilebilirken, bu ürünler için bile el/ev yapımı seçenekler geliştirilmeye çalışıldı.

Lükslerin birçoğu rafa kalktı ve kalkıyor. Zira her yıl gümbür gümbür gelen ilkbahar-yaz modası, umursanacak gibi olmayınca gümbürdeyemedi. Çünkü lüksün gösterisi için bütçeye eşdeğer lükslere ayarlı bir cemiyet gerekiyordu. Dünya ölümcül bir virüsle kıvranırken gösteriş yapılan video ya da paylaşımlar da eskisi kadar rağbet görmüyor, sırıtıyordu. O zaman gardrop yenilemenin kime ne faydası vardı!

Aslında yukarıda az bir miktarını sıraladığım dönüşümlerin gücendiren değil imrendiren bir tarafı var. Lüzumları gözden geçirmek ve şartları yeniden belirlemek için birçoğumuzun yeterince vakti vardı. Herkesin kendine göre varlıkla olan ilişkisinin muhasebesini yaptığına inandığım bu süreçte, eminim terk edilen lükslerin ve gereksiz harcamalardan doğan israfın da farkına varılmıştır.

Hastaların tedavisi, vefat edenlerin defni, karantina bölgelerindeki asayiş, yaşlıların bakımı gibi, sağlık-sosyal-güvenlik gibi alanlarda kesintisiz hizmet veren kuruluşların ve personelin çabasını seyrederken “evde çok sıkıldım, kendimi biraz şımartayım” gürültüsü yapmanın anlamsızlığı, en azından içinde yaşadığı zamanın gücenmelerine vâkıf insanlar tarafından fark edilmiştir.

Lüzumlarını azaltıp kendine yetme pratiği kazanırken bir taraftan gizli becerileri keşif için zaman ayıranlar, hayatta kalmayı anlamlı hâle getirebilenler oldu nitekim.

İhtiyaç zannedilen onca şeyden bir tekinden bile feragat edemeyenlerin, geçici olmayan bir ayılma yaşadığını ümit ediyorum. Bu ümidin, bugünlere dair teselli eden bir tarafı var.

***

Künye: Lüzum, Arapça kökenli bir kelime olup gerek, gereklik, gereklilik, icap anlamlarına gelmektedir.