M. Kemal, Çanakkale cephesinde şehitliğe inanmadığını yazmış
1915’li yılların gazeteci yazarlarından Ruşen Eşref Ünaydın’ın “Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ve Çanakkale’de Savaşanlar ile Mülâkat” adlı kitabından aldığımız aşağıdaki metin, M. Kemal’in İstanbul’da oturan İtalyan asıllı Levanten bir aileye mensup Madam Corinne Lütfi Hanım’a Çanakkale cephesinden yazdığı mektupta geçmektedir:
“Size Bombasırtı vak’asını anlatmadan geçemiyeceğim. Mütekabil
siperleriniz arasında mesafeniz sekiz metre… Yâni ölüm muhakkak, muhakkak!
Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor. İki
ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şâyân-ı gıbtâ bir itidâl
ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini
biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok! Okumak bilenler,
ellerinde Kur’ân-ı Kerim, Cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler,
Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini
gösteren şâyân-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale
Muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
Ruşen Eşref, mektubun sansürsüz tam metnini kitabına almamış.
Devamını aşağıda verdiğimiz bu metin “dil devriminden” sonra Kemalist
Cumhuriyet ilkelerine aykırı görüldüğü için İslâm dîninin gücünü vurgulayan
ifadeler çıkarılarak laik bir metin hâline getirilmiş. Daha fenası, M Kemal’in
cennete ve şehitliğe inanmadığını, hattâ alay ettiğini ifade eden cümleler
kesilmiş. Bu çarpıtmayı, Yesevîzâde Alparslan Yasa’nın Derin Tarih Dergisi’nin
Kasım 2014 sayısındaki “Mustafa Kemal’in
Madam Corinne’e Çanakkale’den Yazdığı Mektubun Aslı” başlıklı yazısından öğreniyoruz.
Adı geçen yazısında, M. Kemal’in yukarıdaki metinde geçen sözleriyle şehitliğe
ve cennet inancına inanmadığını, askerlerin şehit olmak ve cennet’e gitmek
inancıyla alay ettiğini söylüyor.
ŞEHİTLİK
VE CENNET İNANCIYLA ALAY EDEN İFADELER
Mekteplerde okutulan tarih kitaplarında “Atatürk 8 Mayıs 1915 günü
Arıburnu Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla verdiği emirde ‘Size ben taarruz
emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında
yerimize başka kuvvetler kaim olabilir’ diyerek o günkü başarıyı ruhundaki
irade kudretiyle sağlamıştı. Askerlerine ‘size taarruzu değil ölmeyi
emrediyorum’ diyebilen başka bir komutan yoktur…” cümleleriyle M. Kemal’in
Çanakkale Harbi’nde “olağanüstü bir ruha sahip” kişi olarak yüceltildiği malûm.
Fakat mektubun aslını okuduğumuzda bu cümlelerin M. Kemal’in gerçek inancını
yansıtmadığını, sansürlü metinden birçok cümlenin devam eden kısmının
kaldırıldığını anlıyoruz:
“İşte Arıburnu’nda İngilizlerle savaşmaktayım. Düşmanın esaslı
kuvvetini ezdim; bâkiyesi de, cesur kıtalarım tarafından sahile, donanmanın
himaye ettiği bir noktaya sürüldü. Burada hayat hiç de öyle sakin geçmiyor;
gece gündüz başımızın üstünde durmadan şarapneller ve muhtelif topların daha
başka mermileri patlıyor; bir taraftan mermiler vızıldarken, diğer taraftan
bombaların gürültüsü topların gürültüsüne karışıyor… Hakikaten bir cehennem
hayatı yaşıyoruz! Neyse ki askerlerin hem cesurlar, hem de düşmandan çok daha
mütehammiller. Zaten kalplerindeki inançda, ekseriya ölmeyi gerektiren emirlerimin
ifasını fazlasıyla kolaylaştırıyor. Çünki onlara göre ancak iki semâvî netice
olabilir: Ya gâzi, yâni muzaffer, ya da şehid olmak. Bu sonuncusunun ne mânâya
geldiğini bilir misin? Dosdoğru Cennete
gitmek! Ki orada hûriler, yâni Allah’ın yarattığı bu en güzel kadınlar, onları
ağırlayacak ve ebediyen onların emrine âmâde olacaklar! İşte size en yüce
saadet! Görüyorsunuz ya,
Hanımefendi, benim adamların şehâdet peşinde koşmakla hiç de aptallık
etmiyorlar! Peygamber ne kadar akıllıymış! Nasıl da erkeklerin hakiki
ihtiraslarının farkındaymış. Ben şahsen, bu mü’minlerle aynı hasletlere sahib
olmak gibi kabiliyetten maatteessüf mahrum bulunuyorum; bununla beraber
onların inançlarını tasdik etmekten de hiç hâli kalmıyorum. Erkeklere o kadar hûri ve daha başka hoş
eğlenceler vaad eden Muhammed’in kadınlar için hiçbir taahhüdde bulunmaması pek
tuhaf. Demek ki, ölümden sonra erkekler Cennet kadınlarına mâlik olmanın
keyfini çıkarırken, kadınlar tahammül edilmez bir hâlde bulunacaklar! Değil
mi ya? Görüyorsunuz ya, Hanımefendi, insan, dağdağalı ve kan revan içinde geçen
bir hayata alıştıktan sonra dahi Cennet
ve Cehennemden bahsetmek ve hatta bizzat Allah’ı tenkid etmek için kâfi vakit
bulabiliyor. Hanımefendi, şayet
şahsıma karşı Allah’ınızı tenkid ederek günaha girmemi istememek gibi bir
lütufta bulunmak isterseniz, ne olur çarpışmalar dışındaki serbest
vakitlerimde neyle meşgul olabileceğim hususunda bana tavsiyelerinizi
bekleyedururken, ben de, bu meyanda evvela mevcud hâdiseler sebebiyle
kazandığım sert mizacımı yumuşatabilecek ve sonra da buna –belki ümid ederim-
hayata dair iyi ve hoş şeyler hissetme kabiliyeti kazandırabilecek romanlar
mütalâa etmeye karar vermiş bulunuyorum.”
Adı geçen yazıda, M. Kemal’in Corinne Lütfi Hanım’a 30 Eylül 1916
tarihli Muş’tan yazdığı mektuptan da şu ifadeler naklediliyor: “Mamafih bu muhayyel istirahate kavuşmak
için Allah’ınızın Cennetine gitmeye öyle kolaycacık râzı olmak istemiyorum.”
“SİZE
ÖLMEYİ EMREDİYORUM” SÖZÜNÜ ŞEHİTLİĞE İNANMADAN SÖYLEMİŞ
Mektubundan anlaşılıyor ki, M. Kemal Çanakkale Harbi’nde Vatan-ı
İslâmiyye şiarıyla değil de, pozitivist bir mantıkla askerî bir görevin ifası
olarak bulunmuş ve “Ölmeyi emrettiği” askerlerin şehitlik için cihat
ettiklerine inanmadan bu komutu vermiş. “Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan,
şühedâ!” mısralarının yaşandığı Çanakkale cephesinde şehitliğe ve Cennet’e
inanmadığını yazmak nasıl bir anlayıştır? Batı’nın en inançsız filozoflarının,
felsefecilerinin bile “samimiyetsiz!” diyeceği bir ruh hâlidir bu. Dante “İlahî
Komedya” sını yazmadan önce böyle bir insandan haberdar olsaydı “cehenneminin”
hangi katına dâhil ederdi acaba? “Dürüst dinsizler katı” na mı? “İnançlara
karşı gelenler katı” na mı? “Hilekâr ve sahtekârlar” katı na mı? Biz
söyleyelim: Münâfıklar ve mürailer katına dâhil edilirdi.
ŞEHİTLİK
VE CENNET İNANCI “PEYGAMBERİN KURGULADIĞI” BİR NAZARİYE İMİŞ
M. Kemal’in mektubundaki pozitivist ve deist bakışa göre, Mehmed
Âkif’in Çanakkale şehitleri için “Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ /
Etmesin tek vatanımdan, beni dünyâda cüdâ” mısralarının hiçbir kıymet
taşımadığı, cephede “Allah bizimledir” diyerek vatan için şehit olanların
inancının “Peygamberin kurguladığı” bir nazariye olduğu ve “Bir Şehidin cebinden çıkan not defteri”
ndendeki “Seveceğiniz daha başka şeyler de var: Allah'tan bir
yardım, çok yakın bir fetih... îman sahiplerine müjde ver!” mealindeki şu
satırların bir mânasının olmadığı düşüncesi çıkmıyor mu?: “Nasrun Minallahi ve
fethun gariyb ve beşşiril mü'minine ya Muhammed, ya Ali / Nasrun minallahi ve
fethun gariyb”
“CENNETTE DEĞİL CESETLER YALÇIN
KAYALARDA”
Bu mektuptan on yıl sonra M. Kemal, “Haksız yere mahvoldu evet
bunca şehidan (bu mısrada şehitliğe hürmet değil, alay vardır) / Evlatları
çıplak ve susuz kaldı perişan / Cennetteymiş hep babalar, bekleyedursun /
Cennette değil cesetler yalçın kayalarda / (…) Ey kutsal savaş sana lânet
olsun! / Seni kutsal diye alkışlayan eller kopsun / Ey ulu serdar cihadınla
geber!” mısralarıyla Çanakkale Savaşı’na karşı çıkan, İslâm ahkâmının sürdüğü
topraklar mânasına gelen vatan mefhumuna, vatan için yapılan gâzâya ve
şehitliğe inanmayan dinsiz Tevfik Fikret için “Onun sohbetlerinden istifade
edemedim. Kendimi bedbaht sayarım, fakat onun bütün eserlerini okudum.
O’nu tanıyanlar, benim ne yapmak istediğimi kavrayacak kimselerdir. Tarih-i
Kadim’i yok mu; işte o, dünyada yapılması gereken bütün inkılâpların
kaynağıdır” demişti.(Şerafettin Turan, Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen
Olayalar, Düşünceler, Kitaplar, s.145)
Çanakkale Harbi için “Medeniyet kapımıza kadar geldi, biz geri
teptik” ve “Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve
Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir” diyen ve “Mükemmel ve Resimli Âdâb-ı Muâşeret Rehberi” adlı
kitabında kahvaltılarda domuz eti yenmesini tavsiye eden pozitivist Abdullah
Cevdet’in müfrit bir M. Kemal hayranı olmasının ve M. Kemal’in de ona ömür boyu
seçkin makamlar bahşetmesinin sebebi ne olabilir?
(ilbeyali@hotmail.com)