M. Kemal'in 19 Mayıs yolculuğunun gerçek yüzü-1
19 Mayıs 1919 tarihinin bir resmî, yâni kurgulanmış yüzü var, bir de gayr-ı resmî, yâni gerçek yüzü var. İdrakleri resmî tarihin zincirleriyle zincirlenmiş olanlar ve Kemalist tarihin naslarına inananlar 19 Mayıs 1919’da M. Kemal’i tek başına yola çıkan bir kahraman olarak takdim ederler.
Türk
milletinin hâfızasına 19 Mayıs 1919 hareketinin gerçekleri örten yüzünün
gösterilmesi ideolojik bir zihin yıkamadır. 19 Mayıs efsanesinde M. Kemal’in
tek başına karar alıp vatanı kurtarmaya çıktığı efsanesinin bir hakikat
olmadığı bu sahanın mütehassıslarınca çokça yazıldı. Resmî ideolojinin 19 Mayıs
1919 dayatması elân devam ettiği için küçük bir not da biz düşmek istedik. D. Mehmet Doğan’ın “Millî Mücadele’nin Zaman Akışı /Cihan
Harbi’nden Cumhuriyet’e /1914-1923” (Yazar Yayınları, Ankara, 2019) kitabı
19 Mayıs 1919’un gerçek yüzünü aydınlığa kavuşturuyor.
DERS KİTAPLARINDAKİ 19 MAYIS
EFSANESİ KEMALİSTLERİN UYDURMASIDIR
Okul
kitaplarında ve törenlerde anlatılan 19 Mayıs efsanesi Kemalist resmî görüşün
uydurmasıdır. Adı geçen kitabın “Sunuş” yazısı 19 Mayıs 1919 gerçek yüzünü
göstererek başlıyor: “Mustafa Kemal
Paşa’nın Anadolu’ya görevlendirmesi meselesi yine hurafe yumağı hâlinde önümüze
konuluyor. Bu hurafeyi Paşa’nın Nutuk’la kendi beyanlarıyla beslediğini de
hatırdan çıkarmayalım. Padişahı kandırmak bir yana İngilizleri atlatarak
Karadeniz’e açılma, Bandırma vapurunun takibi ve her nasılsa yakalanmama gibi
efsaneler hâlâ ders kitaplarında durmaktadır.
Oysa Samsun iki ay önce, mart ayında bir İngiliz birliği tarafında işgal
edilmiştir! Bu demektir ki, İngilizler isteselerdi Paşa’yı Samsun’da
engelleyebilirlerdi. (…) Erzurum Kongresi’nin Kemal Paşa tarafından toplanmadığını
Nutuk fanatiklerine nasıl kabul ettireceğiz?” (a.g.e., s.6)
M. KEMAL’İN NUTUK’DA YER ALMAYAN
SÖZLERİ
19 Mayıs
1919 hareketinin M. Kemal’e ait tek kişilik kahramanlık destanı olduğunu
zannedenler, ilgili kitabın 7. sayfasında anlatılan gerçekler karşısında
ideolojik naslarını yıkmalıdırlar: “Erzurum Kongresi ile ilgili Nutuk’ta yer
almayan şu iki paragraf bilhassa önemlidir: ‘Anadolu’daki memuriyetime, bilhassa İngilizler tarafından hazm ü
tahammül olunmayacağı ve dâhilden de birçok ifsadat (fesat çıkarma) ve
tezviratın karışacağı, daha o zaman kestirilerek; alenen gerek Sadrazam Paşa’ya
ve gerekse rical-i marufa-i devlete(meşhur devlet yöneticilerine) söylenmiş ve
bilhassa Zât-ı Akdes-i Hazret-i Padişahi’ye de bilmünasebe (bu münasebetle),
maruzatta bulunmuş idim. Bu konudaki sırların ve haberleşmelerin ve mukaddes
padişahın şahsı ile ile geçen maruzat ve görüş alışverişlerinin, şimdilik
yayılması uygun olmayıp, inşallahü teala, mübarek vatan ve milletin, bilfiil
kurtuluşa erdiğini idrak edince, kitap halinde yayını ve o zaman bugünkü Kongre
muhterem heyetini teşkil buyuran kıymetli kişilere de millî hatıra olarak
takdimi düşünülmektedir’ (Fahreddin
Kırzıoğlu, Erzurum Kongresi, sf. 21-22)”
“VAHİDEDDİN: ‘M. KEMAL HER
FIRSATTA ŞAHSIMA BAĞLILIĞINI İSPAT EDİYOR”
19 Mayıs
1919 hamlesini M. Kemal’e ait bir hamle olduğunu söyleyen resmî tarihçiler,
onun padişahla yakınlık kurarak mevcut iktidarda yer almak istediğini inkâr
edebilirler mi? Adı geçen kitabın 24.sayfasındaki şu satırlar ne anlatıyor?:
“Vahideddin’in
bu seyahat dolayısıyla yakından tanıdığı M. Kemal ile ilgili görüşleri
şöyledir: ‘Çok büyük bir zekâya sahipti. Nitekim daha sonra onun zekâsını
değerlendirmeye çalıştım… asıl alâkamı çeken tarafı daha yükseklere çıkma
tutkusu ve Enver Paşa’ya karşı duyduğu sınırsız nefretti… yolculuk boyunca
Enver Paşa aleyhine konuştu, onun hareketlerini ve büyüklük kompleksini
eleştirdi, hattâ Osmanlı hanedanını yıkmaya çalıştığını bile ileri sürdü.
Almanya’dan dönüşümde kıs bir müddet sonra, tahta çıkar çıkmaz, eğer kabul
ederse onu kendime yaver yapmaya karar verdim. Her fırsatta şahsıma bağlılığını
ve sadakatini isbat ediyor, Almanlara karşı duyduğu nefreti saklamıyordu.’ (Şerif
Paşa’nın Vahideddin’den tuttuğu notlar, Şahbaba,434)”
Bu
satırların devamı M. Kemal’in 19 Mayıs 1919 hareketinde yalnız olmadığını,
padişah ve hükümet çevreleriyle irtibatlı olduğunu gösteriyor: “1918/ 5 Ocak Mustafa Kemal’in Vahideddin’in
maiyetinde Almanya gezisinden dönüşü. Almanya seyahati M. Kemal Paşa için hayli
verimli olmuştur. Be vesile ile geleceğin padişahı ile yakınlaşmaya muvaffak
olmuş, hattâ ona sözünü dinletir hâle gelmiştir. Vahideddin’le aralarında şöyle bir konuşma
geçer: ‘-Henüz padişah değilsiniz, fakat
Almanya’da gördünüz ki, imparator, veliahd ve prensler hepsi iş üzerindedir.
Neden siz bütün işlerden uzak kalasınız? -Ne yapabilirim? -İstanbul’a gider
gitmez bir ordu komutanlığı isteyiniz, ben sizin kurmay başkanınız olurum.
-Hangi ordu komutanlığını? -Beşinci Ordu komutanlığını.” (a.g.e., s.25)
M. KEMAL, İNGİLİZ GAZETECİYE NE
SÖYLEDİ?
Gerçeği
örten Kemalist tarihçiler M. Kemal’in baştan beri böyle fikri olduğunu
söylüyorlar ama hakikat hiç de öyle değil. M. Kemal Samsun’a gönderilmeden önce
arayış içindedir. Adı geçen kitabın vesikalara dayalı 35. sayfasındaki şu
satırlar bu gerçeği teyit ediyor: “1918/
14 Kasım M. Kemal Paşa’nın Pera Palas’ta İngiliz gazeteci Ward Price ile
görüşmesi. ‘Eğer İngilizler Anadolu’da sorumluluğu üzerlerine almak niyetinde
iseler, tecrübeli valilere ihtiyaçları olacaktır. Bu sıfatla yardım arzedebileceğimi
bir makamla temasa geçmek isterim.(L.Kinros S, sf., 231)”
İNGİLİZLERİN TUTUKLADIĞI PAŞALAR
ARASINDA M. KEMAL YOK
19 Mayıs
1919’da İstanbul’dan gizlice ayrılan M. Kemal Samsun’a hareket etti efsanesini
uyduran Kemalist resmî tarihçiler, işgal kuvvetlerinin ve İstanbul Hükümetinin
devrin birçok paşasını tutuklayıp M. Kemal’i tutuklamayışlarının Samsun’la
ilgisinin olup olmadığını araştırmışlar mıdır? Okuyalım: “1919 / 30 Ocak Önde 35 İttihat ve Terakki mensubunun İngilizlerin
isteği üzerine tutuklanarak Divan-ı Harb’e verilmesi. M. Kemal Paşa’nın
Fethi(Okyar) ve İsmail Canbulat gibi yakın arkadaşları da tutuklananlar
arasında. M. Kemal Paşa ve Rauf Bey’in İngilizlerce hedef alınmaması dikkat
çekici.” (a.g.e., s.41)
M. KEMAL’İN ANADOLU’YU GEÇMEKTE
TEREDDÜT ETMESİ
Adı geçen
kitabın 45. sayfasındaki bilgilere göre M. Kemal Anadolu’ya geçmekte önce
tereddüt ediyor. İstanbul Hükümetinin ve Padişahın teşvikleriyle bu tereddüt
zail oluyor: “1919 / 11 Nisan Kâzım
Karabekir’in yeni vazifesine gitmeden önce M. Kemal Paşa ile görüşmesi.
Karabekir’in Anadolu’ya geçip mücadele etme fikrine M. Kemal Paşa ‘bu da bir
fikirdir; ahval günden güne siz hak verdiriyor. Size muvaffakiyetler dilerim…
İyi olayım gelmeye çalışırım’ karşılığını verir. Karabekir, M. Kemal Paşa’nın
Anadolu’ya gelmekden kaçındığını, Konya ordu müfettişliğine tayin edildiği
halde kabul etmediğini iddia etmektedir. (Paşaların Hesaplaşması). 1919 / 21
Nisan İngiliz yüksek komiseri Kaltrop’un Karadeniz bölgesindeki asayiş
meseleleri ile ilgili rotası. 1919 / 27 Nisan Sadrazam Damat Ferit Paşa ile M.
Kemal Paşa görüşmesi.”
DEVAMI YARIN...