Maraş müdafaası İtilâf Devletlerinin işgal plânını bozuyor
Mondros Mütarekesi’nin şartları dikkate alındığında, İstiklâl Harbi’nin ilk ve önemli müdafaasının Maraş müdafaası olduğu anlaşılır. Millî Mücadele’nin ilk kıvılcımının Maraşlıların işgalci Fransızlara karşı direnmesiyle başladığını, Heyet-i Temsiliye’nin kararlarından ve İtilâf Devletleri’nin (İngiliz, Fransa ve Rusya'dan oluşan ittifak) birbirlerine düşmesinden anlamak mümkün. Maraş’taki ilk kurşun Antep ve Urfa vilayetlerini harekete geçirerek Güneydoğu illerimize yayılmış ve Millî Mücadele’nin millet-devlet hareketine dönüşmesiyle İtilaf Devletleri Anadolu’da emellerine ulaşamamışlardır.
MARAŞ SAVUNMASI FRANSIZ GENERALLERİNİ BİRBİRİNE
DÜŞÜRÜYOR
Fransızların Maraş hezimeti,
Fransız Ordu Komutanlarını birbirine düşürdüğü gibi, Fransa kamuoyunda işgal
aleyhinde ve geri çekilme lehinde protestolara sebep olmuştur. Yardıma gelen
fakat geri çekilmek isteyen Albay Normand’la General Qurette’ın arasında ikilik
çıkması, Albay Normand’ın bağlı olduğu General Duieux’un çekilmenin söz konusu
olmadığını açıklaması, Albay Normand’ın bölgenin diğer generali Gouraud’dan
gizli emir aldığının anlaşılması, Adana Fransız Bölge Valisi Albay Bremond’un
çekilme emri verilmediğini ileri sürmesi ve Fransız askerî bürokrasisinin
birbirini yalanlaması İtilaf Devletleri’nin işgal politikasının değişmesine
sebep olmuş ve Kuvva-yı Millîyecilerin elini güçlendirmiştir. Bunun üzerine
Fransız Hükümeti Cezayir, Fas gibi müstemlekelerin uyanışına vesile olacağı
düşüncesiyle Adana, Maraş, Antep bölgesinde kalmanın doğru olmadığını,
çekilmenin lehlerine olacağına dair açıklama yapar. (Millî Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Yrd. Doç. Dr.
Yaşar Akbıyık, s. 202-203)
MARAŞ DİRENİŞİYLE KİLİKYA ERMENİ DEVLETİ FİKRİ SUYA
DÜŞMÜŞTÜR
Maraş müdafaası Fransızların Orta
Doğudaki bütün plânlarını bozduğu ayrı bir yazı konusudur. Fransız Ortadoğu
Orduları Başkomutanının “Maraş hâdiselerinin başlamasında Ermenilerin büyük
rolü oldu” ifadesinde müdafaanın daha geniş bölgeye yayılacağı korkusu
yatmaktadır. Çekilme sebebi olarak Ermenilerin mazeret olarak gösterilmesi
Fransız Ordusu’nun Güney Anadolu işgal plânına terstir. Fakat Maraş’taki
başarısızlıklarına Ermenilerin sebep olduğu intibaı vererek Anadolu’dan en az
zayiatla çekilmektir bu kararın adı…
“Millet-i sadıka” iken Maraş
mücadelesinde Fransızlara yardım ederek fitne hâline gelen Ermenilerin
kaçmalarıyla Anadolu’nun güney bölgesi (Maraş, Antep, Adana) ikinci bir Lübnan
olmaktan kurtulmuştur. Adı geçen kitapta (s.101) yer alan “Stanley E. Kerr’in,
“The Lions of Marash(Maraş Aslanları)” isimli önyargılı hatıratının takdim
yazısından bu mâna çıkmaktadır: “Maraş’taki Fransız güçlerinin kaçışıyla,
Ermenilerin Türkiye dışına göç etmesine sebep olunmuş ve Fransa’nın ağır
şekilde utanmasına sebep olan Ermeni göçüyle, Paris Anlaşmasında öngörülen
Amerikan Mandasında bir Kilikya Ermeni Devleti fikri suya düşmüştür.”
MARAŞLILAR FRANSIZ ORDUSUNU MAĞLÛBİYET PSİKOLOJİSİNE
SOKUYOR
Maraş savunmasını hesap
edemeyen Fransız kurmaylarının şaşkınlığının Avrupa’daki yankıları emperyalist
İngilizleri sevindirir. Maraş müdafaası karşısında Fransız ordusunun mağlûbiyet
psikolojisi yaşadığı, İngiliz G. Kıdston’un, Fransızların bu duruma düşeceğini
bildiğini ileri süren yazısından anlaşılmaktadır: “Fransızları Anadolu’ya
girmeye teşvik etmeliyiz. Böylece onları sonuç alamayacağı bir alanda
uğraştırıp, başka bölgelerde itirazlara yol açan hareketlerini
gevşetebiliriz...” (a.g.e., s. 57) Bu yazıya Lord Curzon şu notu düşer:
“Başlarına ne geleceğini anlamıyorlar.” (Akbıyık,
a.g.e., s.57)
İngiliz Dışişlerinden L.
Phillippe’nin ifadeleri de Maraşlıların savunmasının önemini göstermektedir:
“Fransızlar nihayet eşek arısının yuvasını karıştırdıklarının farkına
vardılar.” (Akbıyık, a.g.e., s.54)
MARAŞ’TAN KAÇAN FRANSIZLAR ERMENİLERİ YÜZÜSTÜ BIRAKTILAR
Maraşlıları şanlı
direnişinden sonra Fransızlar yandaş saydıkları ve kullandıkları Ermenileri ve
“lejyoner” (paralı asker) olarak getirdikleri Senegalli ve Cezayirli askerleri
ölüme ve açlığa terkederek Adana istikametin doğru kaçtılar. Maraş’ta doğup
büyüyen ve Fransız Askerî Okulunda subay olduktan sonra Fransızlarla Maraş’a
dönen Ermeni Ghovent Chorbajian tuttuğu günlüğünde Fransızların, yandaşlarına
vefasızca davrandığını anlatmaktadır. Fransızlar geri çekilirken peşlerinden
gelen Ermenilerden açlıktan ölenlere ne ekmek verdiklerini, ne de dönüp
baktıklarını, onları isyana teşvik ettiklerini, Eloğlu’na (Türkoğlu)
ulaşıldığında, Fransız askerlerin konaklamak için evleri işgal ettiklerini,
birbirlerine yiyecek dağıttıklarını, fakat Ermenileri düşünen olmadığını,
İslahiye’ye vasıl olduklarında yollarda bıraktıkları Ermeni, Senegalli,
Cezayirli asker cesetlerini yırtıcı kuşlar ve çakalların parçaladığını,
Fransızların umurunda bile olmadığını yazıyor. (Akbıyık, a.g.e. , s. 210)
AMERİKAN TEMSİLCİSİ: “MARAŞLILAR, FRANSIZLAR TESLİM
OLANA KADAR SAVAŞACAKLAR…”
Amerikan Temsilcisi Engert,
Halep’te iki vatandaşının öldürülme hâdisesini araştırmak için Adana’ya
geldiğinde yolların kesildiğini ve böylece Maraş’taki savunmayı öğrendiğini
anlatır. Durumu Amerika Dışişlerine rapor eder. “Maraş savunmasının bir millî
hamle ile yapıldığı ve Maraşlının vatan ve istiklâl için hiç düşünmeden canını
verebileceğini…” yazdığı raporunda şu cümleler Maraşlıların yekvücut bir
müdafaa içinde olduklarını göstermektedir: “Maraş’taki Amerikan Koleji
yetkilileri, Maraşlılar ile Fransızlar arasında arabuluculuk yapmayı teklif
ederler. Bunun üzerine Maraş Kuvvacıları, ‘Bu mahallî bir mesele değildir.
Millî bir meseledir. Millî ordumuzun Başkomutanı, Fransızların teslim
olmalarını istemiştir. Fransızlar teslim olana kadar savaşacağız...’ diye
kararlı şekilde cevap verirler.” (Millî
Mücadele’nin İlk Zaferi, Yalçın Özalp, a.g.e., s.254)
MARAŞLILARIN ZAFERİNDEN SONRA AMERİKAN KONSEYİ
FRANSIZLARDAN DESTEĞİNİ ÇEKER
Bunun üzerine Amerikan Yüksek
Konseyi Komiseri Amiral Bristol, devletine bildirdiği Maraş müdafaası ile
ilgili görüşlerinde İtilaf Devletlerine imada bulunur: “Fransızların Suriye ve
Kilikya’yı (Maraş’ı da içine alan Adana bölgesi) işgal etmesi Yunanlıların
İzmir’i işgaline benzemektedir. Fransızların Ermenileri silahlandırması yerli
ahaliyi ayaklandırmış, bayraklar indirip bayraklar asarak ve hükümet
görevlerini üstüne alarak karşı duygular yaratmış. Ayrıca köyleri yaktığı,
kadınlara tecavüz ettiği anlaşılmış ve sonuçta Urfa ve Maraş’tan çekilmek
zorunda kalmıştır. Ayıntap, Urfa ve Maraş’taki Amerikan vatandaşları güvenlik
altındadır. Türk ve Fransız Hükümetlerine girişimde bulunulmuş. Buradaki
Fransızlar geçmişteki ve gelecekteki davranışları konusunda anlaşılmaz biçimde
sessiz kalıyorlar.” (Özalp, a.g.e.,
s.255)
MARAŞ MÜDAAFASI KUVVA-YI MİLLÎYENİN ELİNİ
GÜÇLENDİRMİŞTİR
Bu ifadelerden anlaşılan
şudur: Maraş Millî Mücadelesi İtilaf Devletleri’nin işgal plânının değişmesine
sebep oluyor ve Anadolu’daki Kuvva-yı Milliye hareketinin yaygınlaşacağı
fikrini kuvvetlendiriyor. Bunu doğrulayan bir başka hâdise ise İngiltere
Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un Ankara Hükümetiyle anlaşılabileceklerini ve
Kilikya’nın Türklere bırakılması gerektiğini beyan etmesidir. Bu beyanatından dolayı
Curzon, Paris Barış Konferansında protesto edilir.
Hâsıl-ı kelâm; Maraş millî
mücadelesi İtilâf Devletlerini, yâni işgalci Batı’nın Anadolu üzerindeki
emellerini akamete uğratmış ve bunun sonucunda Kuvva-yı Millîye hareketinin ve
Ankara Hükümetinin elini güçlendirmiştir. (ilbeyali@hotmail.com)