09 May 2016

Maraş ve Konteyner Kent hikâyesi

Maraş, Türkiye tarihinin üstünde oyun oynanan tarihi nedeniyle hassas şehirlerinden biri…

 19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen Alevilere yönelik saldırılar ve Alevi-Sünni çatıştırma çabaları nedeniyle özel duruma sahip. Resmi rakamlara göre yedi gün süren olaylar sırasında 105 Alevi öldürüldü. Alevilere ait 200'ün üzerinde ev yakıldı, 100'e yakın işyeri tahrip edildi. Gayrı resmi rakamlar daha büyük rakamlardan bahsediyor. Sadece Alevi değil Sünni birçok kişinin de bu olaylar esnasında öldürüldüğünü söylüyor.

 Senaryo çok tanıdık değil mi? Çok uzak olmayan 6-8 Ekim olaylarına müthiş benziyor. Çünkü bu tür kışkırtma çabalarının geçmişi birbirinin kopyası gibi durur. Tarih değil belki ama kışkırtma tekerrürden ibaretmiş dedirtir cinsten…

Maraş Pazarcık yirmiye yakın Alevi köyünün bulunduğu bir bölge. Aynı zamanda Habitat Koruma Alanı olan bir yer… Suriye'den gelen mülteciler için bu bölgede; Sivricehüyük köyü sınırları içinde 360 dönümlük araziye, 600 konutluk, 25 ila 27 bin kişilik bir konteyner kent kurulmak isteniyor. Bir süredir bu konu basın organlarında çokça konu olmasa da bölgeden ciddi bir tepki var. Özellikle HDP ve CHP çevrelerince konu gündeme getirilse de gündemin diğer maddeleri arasında kaybolup gitti. En son HDP, İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olan parti meclisi üyesi Pınar Aydınlar'ın gözaltına alınmasıyla bir nebze gündeme geldi. Bölgedeki protesto çadırının ateşe verilmesi, güvenlik güçlerinin müdahalesi ve ardından gözaltına alınma olayları olayların yayılmasına zemin hazırlayacakken böylesi bir müdahalenin çokta gerekli olup olmadığını telefonla sorduğum Maraşlı dostlarım durumun gergin olduğunu, o bölgede böylesi bir yerleşimin doğru olmayacağını ve Esed şebbihalarının bölgede provokasyona neden olabileceklerini ifade ettiler.

Suriye iç savaşının başladığı günden beri Türkiye'nin karışması için elinden geleni yapan bazı güçlerin böylesi hassas bir alanda provokasyon yapma olasılığı da göz önüne alındığında bölgede böylesi bir yapılanmanın çok ta akıllıca olmayacağı anlaşılmalıdır. Pazarcık bölgesi bu hassasiyeti yaşıyorsa hayır benim dediğim olacak mantığıyla olaya yaklaşmak akıllıca olmaz. Mülteci meselesi, Türkiye'nin dünyaya konteyner ve çadır kentlerin modernliğini anlattığı kentler iken, bu bölgede bölge halkının istemediği bir kenti oraya inşa etmek çokta gerekli olmasa gerektir.

Türkiye, Kilis üzerinden Suriye bataklığına çekilmeye çalışılıyorken, içte Maraş gibi hassas bir şehirde Konteyner kent meselesi üzerinden Alevi-Sünni çatışması olabilir korkusu pompalayarak buna zemin hazırlanması tehlikesiyle karşı karşıya, Aleviler kendileri için böyle bir tehdit görüyorlarsa devlet onları rahatlatıp bu Konteyner kenti o bölgede inşadan vaz geçmelidir. İçinde bulunduğumuz süreçte onca sıkıntının içinde bir de bu sıkıntıyla uğraşılmamalıdır. Sanıyorum yedi güzel adamdan şimdi vefat edenlerde bu gün yaşasalardı bu konuda aynen bu şekilde karşı dururlardı.

Bir de son not aynı bölgede sadece HDP ve CHP çevresi değil görüştüğüm dindar çevrede bir konteyner kente karşı… Aklın yolu bir efendim…

Yetkililerin kulağına…